GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, 12/7/2013 TARİH VE 16289 SAYIYLA AFYONKARAHİSAR MİLLETVEKİLİ KEMALETTİN YILMAZ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, ÜLKEMİZDE KİRAZ ÜRETİMİNİN VE ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI, ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN TESPİT EDİLMESİ VE BUNLARA İLİŞKİN YAPILACAK YASAL DÜZENLEMELERİN ELE ALINABİLMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 10 TEMMUZ 2014 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:115
Tarih:10.07.2014

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde kiraz üretiminin ve üreticilerinin sorunlarının araştırılması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla ve gerekli yasal düzenlemelerin ele alınabilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kiraz ağacı fidan dikildikten sonra yaklaşık sekiz on yıllık bir bakım sonrası ekonomik olarak meyve vermeye başlar. Ülkemizdeki en yoğun hasat dönemi ise çeşit ve yetiştirildiği yükselti ve yöreye bağlı olarak haziran ve temmuz aylarıdır. Anavatanı Anadolu, Kafkaslar olan kiraz, ülkemizin pek çok yerinde sorunsuz olarak yetiştirilebilmektedir. İzmir, Çanakkale, Bursa, Yalova, Isparta, Afyon, Niğde, Malatya, Karaman, Tokat, Erzincan, Artvin gibi pek çok illerimizde ciddi üretim yapılmaktadır.

Kiraz, mevsimlik bir meyve olarak soframızı süslerken çok ciddi sorunları olan bir tarım ürünüdür aynı zamanda. Maalesef, kiraz, vişne ve kayısı gibi kurutulamamaktadır, elma ve turunçgiller gibi de depolanamamaktadır. Bunun içindir ki kiraz zamanı çok çabuk geçer. Üretim ve hasat zamanında iklim şartlarından çok çabuk ve ciddi şekilde etkilenmektedir. Mesela, bu sene çiçek zamanında olan dondan ve hasat zamanında da yağan doludan kirazımız çok ciddi zarar görmüştür. Hasat zamanında yağan yağmur çatlamalara ve de enfeksiyona sebep olmuş, dolayısıyla kalitesi olumsuz yönde etkilenmiştir. Diğer taraftan, bu tür zararlara karşı, sigorta noktasında, TARSİM, kiraz üreticisine âdeta zulmetmektedir, don ve dolu zararına karşı sigortalatmak âdeta deveye hendek atlatmaktan daha zor hâle gelmiştir.

Bu sene de kirazda borcunu ödeyememiş, alacağını alamamış gençler de düğünlerini gelecek kiraza ertelemiştir. Rekolte düşük olmasına rağmen, bu sene, başlangıçta 4-5 lira olan satış fiyatı bugünlerde 2-2,5 liraya kadar düşmüştür. Bu fiyatlar maliyetleri bile karşılamaktan çok uzaktır değerli milletvekilleri. Büyük marketlerde 8-10 TL'ye satıldığını da gözden kaçırmamak lazım. Yani, üreticinin elinden 2-3 liraya çıkan kiraz, 8-10 TL'den soframıza gelmektedir. Aradaki kâr kimlerin cebine gidiyor, el emeği, göz nuru, alın teri kimler tarafından sömürülüyor takdirlerinize arz ediyorum.

Kiraz ihracatımız fiyatları doğrudan etkilemektedir. Ciddi bir kiraz ihracatımız vardır. Bunun yanında, iç piyasada da arz fazlası nedeniyle -çünkü, kalitesi düşük olan kirazlar iç piyasaya arz edildiğinden dolayı- maalesef doyum noktasındadır. Üreticimiz, yetiştirdiği kirazın en az yarısını pazarlayamaz durumdadır; maliyetini kurtarmadığı için bazen de toplamamakta, dalında bırakmaktadır. Gerek girdi maliyetleri yüksekliği gerekse pazarlama sorunları çiftçilerimizi canından bezdirmiştir değerli milletvekilleri.

Değerli milletvekilleri, milat kabul ettiğiniz 2002 yılında 4,5 TL olan 1 kilogram kiraz, bugün ihracat sıkıntısından dolayı 2,5 liraya düşmüştür. Yani 2002 yılında 1 kilogram kiraz satınca üreticimiz, 3 litre mazot alabilirken bugün 1 litre mazot alabilmek için tam 2 kilo kiraz satması gerekmektedir. Hani "Nereden nereye?" edebiyatları var ya takdirlerinize arz ediyorum.

Tarım üreticisinin en önemli girdisi olan mazotta durum böyle de diğer tarımsal girdiler olan ilaçta, gübrede, tohumda, fidanda, fidede, yemde, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte durum farklı mı? Hayır, hiç de farklı değil değerli kardeşlerim. Yanlış uygulanan tarımsal politikaların sonucu üreticimiz, bir yıllık çalışma ve emeğinin para etmemesinin şaşkınlığını yaşamaktadır âdeta.

Değerli milletvekilleri, çiftçinin tarlasında, bahçesinde, serasında, ahırında, kümesinde yangın vardır. "Bu yangını kim çıkardı, neden çıkardı, nasıl çıkardı?" şeklindeki sorgulamayı bir kenara bırakıp el birliğiyile öncelikle şu yangını söndürelim yoksa bu yangın tüm yurdu sararsa, çiftçi üretmekten vazgeçerse, ahırları çökerse, ağaçları kurursa telafisi mümkün olmayan sorunlarla baş başa kalırız.

Kiraz üreticisinin sorunları diğer meyve sebze üreticisinden, seracıdan, hayvancılık yapan besi ve süt üretimi yapan çiftçilerimizinkinden hiç de farklı değildir. Üretim girdileri çok pahalıdır değerli milletvekilleri. Bu yüzden, ürünlerimizi dış piyasalarda pazarlarken maalesef rekabet edemiyoruz. Çiftçilerimiz yıllardır faiz, banka, hapis, haciz, ipotek, borç kıskacında inim inim inlemektedir. Gelin, bir an önce çiftçimizin traktörünü hacizden; tarlasını, bahçesini, ahırını ipotekten kurtaralım. Tarım Krediye, Ziraat Bankasına olan borçlarını faizleriyle, ana parasıyla beraber gelin yeniden yapılandıralım. Tarımın önemli girdileri olan mazot, ilaç, gübre, tohum, fidan, fide, yem ve tarımsal sulamada kullanılan elektrikte ÖTV ve KDV'yi kaldıralım, çiftçimize bir hayat nefesi verelim. Zira, sorunlar gün geçtikçe çoğalıyor, âdeta gün günü aratır hâle gelmiştir.

Harran'da, Çukurova'da, Ege'de arpa, buğday hasadı bitti değerli milletvekilleri. Yakında Orta Anadolu'da arpa, buğday hasadı başlayacak ama hâlâ buğday taban fiyatları açıklanmadı. Üreticimiz, çiftçimiz âdeta tüccara boğdurulmuştur.

Değerli milletvekilleri, yanlış tercihler böyle devam ederse Kurban Bayramı'nda da çok ciddi bir sıkışma olacağa benziyor. Şimdiden tedbir almazsanız -ki tedbir almakta birazcık da geç kaldınız gibi geliyor- ithal kurbanlığa da ülkemiz maalesef mahkûm olabilir.

Değerli milletvekilleri, "Kiraz mevsimi tez geçer." diye bir anlayış vardır, gerçekten çok kısa bir dönemde tüketebilirsiniz. Kiraz sorunu, aynı zamanda kayısıcının da sorunu, zeytin üreticisinin de sorunu, narenciye üreticisinin de sorunu, elma, armut üreticisinin de, şeker pancarı, patates, domates üreticisinin de aynı zamanda sorunu. Bu sorunlar dağ gibi, âdeta kar topu gibi büyüyerek önümüze gelmeye devam ediyor.

Bu kürsüden sadece sorunları dile getirmekle yetinmedik. Her konuşmamızda üreticimizin, çiftçimizin, besicimizin sorunlarını dile getirirken çözüm önerilerini de bizim bakış açımızdan, sorumlu ve seviyeli muhalefet anlayışımızın, siyaset anlayışımızın gereği olarak göz ardı etmedik, sizlerle devamlı paylaştık. Üreticimiz inim inim inlemekte, ocağına ateş düşmüş vaziyettedir; bunları hep paylaştık. Buradan biraz evvel sorunlarını söylerken çözümleri de dile getirdik ve tekrar tekrar söylüyorum. Zira, bu sorunların dile getirilişini ve çözüm önerilerini Mısır'daki sağır sultan duydu ama burada iktidar milletvekillerine ve Hükûmet yetkililerine ve de Tarım ve Köyişleri Bakanlığına, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına maalesef anlatamadık, anlatamıyoruz.

Üreticinin özellikle yoğun bakım çadırından çıkarılması için her türlü borcunun yeniden yapılandırılması, tarlasının, traktörünün kullanılabilir hâle getirilmesi çok önem arz etmektedir. Başka şeyden bahsetmiyorum, yazarın kalemi neyse üreticinin de traktörü, tarlası odur.

Diğer yandan, tarımsal girdi maliyetleri tarımsal açıdan örnek aldığımız diğer ülkelerde olduğu gibi mutlaka sübvanse edilmelidir ve çiftçimiz, rahatlayabileceği, nefes alabileceği, tarımsal üretimi sürdürebileceği bir seviyeye acilen getirilmelidir değerli milletvekilleri.

Bu amaçla şu ana kadar çiftçinin sesi olmaya devam ettik, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Burada kiraz sadece sembolik bir üründür, çiftçimiz cidden çok perişan vaziyettedir.

Kiraz konusunda vermiş olduğumuz önerimize ve Meclis araştırması açılması noktasındaki teklifimize desteklerinizi bekliyoruz. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)