GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; 639 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:116
Tarih:15.07.2014

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisinin İç Tüzük'ü tanımaz tavrı, hukuku ayaklar altına alma biçimi öteden beri biliniyor. İlk kez değil, bundan önceki toplantılarda da bu çok sıkça konuşuldu; muhalefet partisinin grup başkan vekilleri, milletvekilleri defalarca söylemesine rağmen siz yine bildiğinizi okumaya devam ediyorsunuz, "Benim dediğim dedik, doğru olan benim." diyorsunuz, parmak sayısıyla bu işi çözmeye çalışıyorsunuz.

Elbette ki bu İç Tüzük'e aykırı hareketiniz önemli ancak Türkiye gündeminde çok daha önemli bir konu var. Ben de sonucu değiştirmeyecek bu nedenden dolayı Türkiye gündeminde en az bu kadar önemli olan bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gençlerimizin her gün ölüme terk edildiği, her gün yeni gençlerimizin yaşamını yitirdiği ve Türkiye'de çok sıkça da bahsedilmeye başlanılan bir uyuşturucu, "bonzai"den bahsetmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri...

Sayın Başkan, uğultuyu kesmeniz mümkün mü?

BAŞKAN - Nasıl bir yöntemle keseyim?

Sayın milletvekilleri...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bu kadar kişi ayakta, bakın, hepsi ayakta.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Hakaret et, hakaret edince susuyorlar.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Ara verin ara...

BAŞKAN - Ara veremem de... Şimdi arkadaşınız konuşuyor, ona öyle bir saygısızlık yapamam.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bu kadar kişi ayakta, bakın, hepsi ayakta.

BAŞKAN - Yani "oturun" da diyemem.

Dolayısıyla, Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyebileceğimiz bir sakinlik alalım.

Buyurun.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Nedir bu...

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, acaba Sayın Bakan da dinler mi?

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Nedir bu son günlerde gençlerimizin yaşamını yitirmeye başladığı, her gün pırıl pırıl, gencecik çocuklarımızın ölümle burun buruna geldiği konu, bonzai denilen madde nedir?

Değerli milletvekilleri, bonzai, doğal olmayan sentetik bir esrar türevi, bir kannabinoid bir maddedir. Yapraklarına metanol, aseton, sinek ilacı, hatta fare zehri konulabilen ve buna enjekte edilerek gençlere getirilen bir maddedir.

Değerli milletvekilleri, şu anda Türkiye'de 64'ten fazla bir türev bulunmaktadır.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ya, doğru da bunun içinde var mı bonzai?

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Evet, şimdi anlatacağım sana. Türkiye'yi nasıl uyuşturduğunuzu, Meclisi nasıl kandırmaya çalıştığınızı, en az bu kadar önemli olan bir konuyu anlatmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Her şey zamanında.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, pırıl pırıl gençler ölüyor; tabii, sizin bu konuda herhangi bir sıkıntınız yok.

Dün Kocaeli'nde, Bursa'da, İstanbul'da, Ankara'da gençlerin ölümü sizin için hiç önemli değil, sizin için burada "Nasıl kanun maddesini çiğnerim, nasıl dilediğimi yaparım." önemli diyorsanız, size diyeceğim bir şey yok.

BAŞKAN - Lütfen, rica ediyorum...

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri...

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, gündemle alakalı değil.

BAŞKAN - Ya, rica ediyorum.

MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Kacır'ı alın oraya, çok meraklı oraya oturmaya!

BAŞKAN - Rica ediyorum, lütfen...

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, bonzai maddesinin etkilerinden biraz size bahsetmek istiyorum: 2010 yılına kadar Türkiye'de kullanılan uyuşturucuyla ilgili bonzai maddesi yok. 2010'dan başladı, 2011 yılında Emniyet Genel Müdürlüğünün resmî kayıtlarında şöyle bir cümle yer alıyor; deniliyor ki: "Artık öyle bir noktaya geldi ki önümüzdeki süreçte bu kullanım hızlı artacak, yayılma o kadar olacak ki ölümler meydana gelecek; tedbir almamız lazım." 2014'ün ilk altı ayı içerisinde bonzai kullanımı ve uyuşturucu kullanılması yüzde 300 artmış bulunmaktadır.

Neden yaygınlaşıyor? Neden durup dururken iki yıl içerisinde bu kadar, yüzde 300 artıyor? Biliyorsunuz Türkiye, Asya ile Avrupa arasında bir transit geçiş yolu üzerinde. Bu yol üzerinde ön Asya'dan, Asya'dan gelen Avrupa'ya giden uyuşturucu trafiğinin en yoğun olduğu yer maalesef Türkiye. Gençler arasında çok yaygın. Nedeni? Gelişme dönemindeki gençlerin işsizlik nedeniyle, ekonomik sıkıntıları nedeniyle, büyük kentlerdeki sosyal uyum sorunlarına karşı yaşadığı sıkıntıları bir an önce unutmak, unutturmak için birileri tarafından gençlere özellikle empoze edilmeye çalışılan bir dönem.

Asıl ürkütücü bir tarafı şu: Çok kolay ulaşılabilmesi. Sentetik olarak merdiven altlarında yapıldığı için park yerlerinde, okul bahçelerinin önünde, kahvehanelerde yani yaşamın en çok, kalabalık olduğu yerlerde maalesef çok sıkça kullanılıyor.

Değerli milletvekilleri, hızla yayılmasının önemli bir nedeni de çok ucuz olması. Yani 1 liraya, 2 liraya, 10 liraya, 5 liraya ne yazık ki bu gençler bunu kullanmaktadırlar. Asıl arttırıcı faktörlerden bir tanesi de, İnternet üzerinden, Facebook üzerinden satışının yapılıyor olması. Şimdi size soruyorum değerli milletvekilleri: Milletin Facebook, Twitter hesaplarını izliyorsunuz, milletin telefonlarını dinliyorsunuz, hakkınızda, aleyhinizde herhangi bir şey olduğunda hemen gündeme getirmesini biliyorsunuz, yirmi dört saat yedi gün Facebook üzerinden, İnternet üzerinden satışı yapılan uyuşturucuyla ilgili Hükûmetiniz ne yazık ki bir tek olumlu davranış sergilememiştir.

Önemli bir etken -bu işi yapan ailelere de özellikle seslenmek istiyorum- yakın arkadaş çevreleri. Gençlik döneminde, ergenlik döneminde, çocuklarının içinin kıpır kıpır olduğu bir dönemde, dışarıdan etkilenmenin aile içerisindeki etkilenmeden daha önemli olduğu bir dönemde "Gel bu sıkıntılarını giderelim." işsizse "Gel bu sıkıntını aşalım." "Bir kereden bir şey olmaz, sen erkek adamsın ne olur sana." diyerek en yakın arkadaş çevreleriyle başlayan... Ve bugün bilim adamlarının söylediği çerçevede söylüyorum. Eğer bugünkü yayılma hızı devam ederse, Hükûmet, aileler veya yetkililer önlem almazsa iki buçuk, üç yıl içerisinde Türkiye'de bonzaiden toplu ölümler olacaktır. O zaman bu İç Tüzük'ün maddeleriyle ilgili bu kadar önemli olan şeyi nasıl çiğniyorsak lütfen bununla da biraz daha duyarlı olmanızı istiyorum.

Bir başka sorun, özellikle bu konuda gençleri etkilerken diyorlar ki: "Bir kereden bir şey olmaz. Bu madde bağımlılık yapmıyor, esrar gibi, morfin gibi bağımlılık yapmıyor." Kocaman bir yalan; bir kereden çok şey olur, bağımlılık olur, ölüm olur ve geleceğimiz olan çocukların yaşamları kararır.

Değerli milletvekilleri, bazı ailelerimizin, hepimizin dönem dönem empati yapmasını istiyorum, bu gencecik çocuklar yaşamını yitirirken içinde bulunduğu koşullarda empati yapmanızı istiyorum. "Benim çocuğum yapmaz. Bizden uzak dursun, başka ne olursa olsun." anlayışındaysa, bu Hükûmetin de şu ana kadar bu kadar gencecik ölümlere göz yumması göz önünde bulundurulduğunda -devam ederse- biz bu işin içinden çıkamayız. Bunu söylerken de siyasi parti ayrımı yapmaksızın, iktidar muhalefet ayrımı yapmaksızın -bu çocuklar, bu gençler bizim geleceğimiz- gençlerimizin yaşamını karartmamak adına hepimizin muhalefetiyle, Hükûmetiyle burada yapılacak olan yasal düzenlemede çok ciddi önlem almamız lazım, yasal düzenlemelerde cezai sorumlulukları artırmamız lazım, satışları sadece -halk arasındaki deyimiyle- torbacıların elindeymiş gibi bir algıdan vazgeçmemiz lazım. Evet, torbacılar var; okul önlerinde, kahvehanelerde, büfelerde, kafelerde gençlerimizi kandırıyor. Deminki söylediğim sıralamalardan kandırıyor ama asıl sorun Türkiye'de bu kadar baronlar var ve bu kadar rahat dağıtılıyor ve Hükûmetin ne yazıktır bu konuyla ilgili ciddi bir önlem aldığını görmüş değilim. Ben size soruyorum: Siz Türkiye'de uyuşturucunun ya da özellikle son dönemdeki bonzainin transferini sağlayan baronların yakalandığını duydunuz mu hiç? Sizi uyarıyorum, bu sorun hepimizin sorunudur, bunun üzerinde mutlaka durmamız gerekiyor.

Bakın, ben Kocaeli Milletvekiliyim. Kocaeli'nde biz son bir ay içerisinde 3 gencimizi bonzaiden yitirdik. 19 yaşında, Gebze'den Ferhat Tarakçı, Derince'den Rıdvan Al, Gölcük'ten Ramazan Uçar. Rıdvan Al 23 yaşında. Bir şeyi hatırlatayım size, sizi yakından ilgilendiriyor. "Nasıl olsa bizim ailemiz mutaassıp bir ailedir, bizim çocuklar olmaz..." Rıdvan Al, imam-hatip lisesi mezunudur, Gebze'de bir fabrikada çalışıyor, arkadaşlarının kurbanı olarak 23 yaşında yaşamını yitirdi.

Şimdi empati yapmanızı istiyorum. Bu aileleri ziyarete gittim. Komşu ailelerden annenin biri beni aradı, dedi ki: "Doktorum, milletvekili olarak değil doktor olarak bana yardım etmeni istiyorum. Oğlum bonzai kullanıyor. Üç aydır biliyorum ama bunun tedavisini yapamıyorum. AMATEM'e müracaat ettim, bana altı ay gün verdiler, sekiz ay gün verdiler." Ben aradım ilgili yeri. Maalesef, ilgili uzman arkadaşımız, doktor arkadaşlarımız "Yoğunluktan dolayı bazen altı ay, bazen bir yıl biz de veriyoruz." dediler.

Şimdi sizi uyarıyorum. Önümüzdeki bu tehlikeyi görmezlikten gelme şansınız yok. Eylülde okullar açılacak. Okulların önünde yine "torbacı" dediğiniz, "ayakçı" dediğiniz bir kısım, çocuklarımızın kanına girecek, çocuklarınızın kanına girecek ve bu bataklığa saplanacak. Buna izin vermeyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Muhalefetiyle iktidarıyla buna izin vermeyelim.

Sürem dolduğu için; hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)