| Konu: | ORMAN YANGINLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 16.07.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
SSPE hastalığıyla ilgili ilk defa AK PARTİ Grubundan bir milletvekilinin buraya gelip konuşmasını da olumlu bulduk, yani olumlu bir çerçevede konuşmasını. Yeni yasama yılında bence ilk yapmamız gereken şey, bu hastalıkla ilgili bir an önce bir araştırma komisyonu kurup gerçek nedenleri ortaya çıkarmak ve ailelerin problemlerini çözmeye yardımcı olmak olmalı diyorum.
O konuda söyleyecek çok şey var, zaman zaman ifade ettiğimiz için ve süremiz kısıtlı olduğu için bugün değinmeyeceğim.
Değerli milletvekilleri, bugün, orman yangınlarıyla ilgili söz aldım ben. Özellikle seçim bölgem olan Bingöl'de, tam dört gündür, bizim "Ko Spi" dediğimiz Genç ilçesinde, Akdağ bölgesinde bir yangın var ve bu yangın dört gündür söndürülemiyor.
Pazar günü saat 13.00'te bu yangının olduğuyla ilgili haberler bize gelmeye başlayınca, hemen Bölge Orman Müdürlüğü yetkilileriyle görüştük, bize çok tanıdık bir gerekçe söylediler; niçin söndüremediklerinin gerekçesini söylediklerinde, biz bir güvenlik kafasının yine devrede olduğunu hemen hissettik, gördük. Tugay Komutanı, orman söndürme çalışmalarına güvenlik nedeniyle izin vermiyormuş. Bu nedenle, bu mevcut orman yangınına hiç müdahale edemediklerini, ancak geniş bir alanda önlemeye yönelik bazı tedbirler üzerinde çalıştıklarını ifade ettiler.
Tabii, bunu ifade ettikleri zaman, biz de, hadi diyelim ki karadan güvenlik nedeniyle müdahale edemiyorsunuz, ama Türkiye gibi koca bir ülkede herhâlde bir yangın söndürme uçağı ya da bir yangın söndürme helikopteri vardır ve muhtemelen siz birkaç saat içerisinde bunu çağırmışsınızdır diye düşündük. Doğal olarak, diyalektik olarak düşündüğünüz zaman, bölgede koca F16 savaş uçağı filoları olan bir ülkenin yangın söndürme uçaklarıyla ilgili de ciddi bir hazırlığının olmasını beklerdik ama karşıdan aldığımız cevap bizi dehşete düşürdü. Tüm bölgede, bölgenin genelinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir tek yangın söndürme uçağı ya da helikopteri yok. Tam bir rezalet. Ankara ve Adana'yla yazışmalar yaptıklarını, bu yazışmaların sonuçlarını beklediklerini ifade ettiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde, hiçbir müdahalenin olmadığını oradaki köylüler bizi defalarca arayıp ifade ettiler. Aradan yirmi dört saat geçti, pazartesi saat 13.00'te aradık, hâlâ ortada bir yangın söndürme uçağı ya da helikopteri yok. Bunun üzerine Bakanlığın yetkilileriyle görüştük, Müsteşarla görüştük. Onun da bunu gerekçelendirecek bir durumu yok. Yani "Bölgede niye bir yangın söndürme uçağı ya da helikopteri yok?"un cevabını Sayın Müsteşardan da alamadık. Adana'dan kaldırılan bir uçak tam on dokuz-yirmi saat sonra bölgeye ulaştı ve göstermelik bir yangın söndürme çalışmasıyla da maalesef hiçbir başarı elde etmeden o gün o çalışmaları bitirdi. Şu anda hâlâ çalışmaların devam ettiği yönünde bilgiler var ama yangın olanca hızıyla devam ediyor.
Orman Müdürü, yangın yerinin yerleşim alanlarından uzak olduğunu gerekçe göstererek kendilerinin rahat olduğunu ifade ediyor. Yani, bir ağaca baktığında bir yaşamı görmeyen, bir hayatı görmeyen, bir insanı görmeyen bir orman müdürünü atamışsınız. Dolayısıyla, onun da bakış açısı... "Yerleşim yerine uzak olduğu için biz şu anda rahatız." diyor. Böyle bir anlayış olur mu arkadaşlar? Bir kere, bu zihniyette olan personelin Orman Bakanlığıyla, Orman Şube Müdürlüğüyle bir ilgisinin olmaması gerekiyor. Dört günde, kısıtlı bir alanda, bir yangını söndüremiyorsanız orada -kusura bakmayın- Hükûmetinizin varlığıyla ilgili, meşruiyetiyle ilgili bir tartışma başlar. Biz, bu konuda bir an önce etkili bir yangın söndürme müdahalesinin yapılmasını, bu güvenlik kafasının da artık o bölgeden çıkarılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bölgede geçen yıl da Mardin'de, Kato'da, Cudi'de ormanlar yanarken müdahale etmeyen güvenlik kafası şimdi de Bingöl dağlarındaki yangına müdahale etmiyor. Bu kafa 90'lı yıllarda ormanlarımızı yakan kafayla aynı kafadır. Bu kafayla ya siz yüzleşeceksiniz, bu kafayı oradan ayıklayacaksınız ya da biz o kafanın şu anda sizde temsil edildiğini ifade edeceğiz.
Akdağ'daki yangının söndürülmesi için bir an önce gerekli yöntemlerin, gerekli tedbirlerin devreye konulması gerektiğini ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)