| Konu: | HDP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN TARAFINDAN, ÜLKEMİZDE UYUŞTURUCU KULLANIMININ ÖNLENMESİ VE AZALTILMASINA YÖNELİK ÖNLEMLERİN ALINMASI AMACIYLA 7/7/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 16 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 16.07.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, uyuşturucu madde kullanımının önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması için vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Herhâlde çok önemli bir konu olduğunu burada ifade etmeye gerek yok. Eminim ki vicdanı olan tüm milletvekilleri de bu önergeye destek verirler ve yakıcı bir sorun olarak önümüzde duran bu uyuşturucu madde kullanımının önlenmesine dair, Meclisin inisiyatif alacağı bir çalışmayı başlatırlar düşüncesindeyiz. Çünkü bu uyuşturucu madde bağımlılığında özellikle gözle görülür bir artış var ve hemen hemen bütün toplumsal kesimlerde de bu artıştan kaynaklı olarak çok büyük bir kaygı var. Sizler de seçim bölgelerine gittiğinizde eminim ki kendi seçmenlerinizden ya da sizi ziyarete gelen pek çok aileden bu yakınmaları duyuyorsunuz. Özellikle, uyuşturucu kullanımının gençlerin, çocukların normalde emanet edildikleri kurumlar etrafında yuvalanması ise sorunu büsbütün hâlde müdahil olunması gereken bir alan olarak önümüze getiriyor. Bunların en başında okullar ve okul çevreleri geliyor. Anne ve babaların çoğu, sağlıklı bir eğitim alsın diye, kendi geleceğini, toplumun, halkının geleceğini netleştirip katkı sunsun diye çocuğunu okullara gönderirken bu okullar etrafında âdeta pusuya yatmış olan uyuşturucu tacirleri maalesef büyük bir tehlikeyi ülke gündemine getirmiş durumdalar.
Neredeyse liselerde salgın hâline gelen bu uyuşturucu kullanımı ve alınmamış olan tedbirlerin getirdiği yakıcı durum artık ortaöğretim seviyesine, ilköğretim seviyesine de maalesef inmiş durumda ve ilköğretim çocuklarında da madde bağımlılığıyla ilgili klinik vakalar her geçen gün büyük bir sorun olarak önümüze gelmektedir.
Biz bu okul ve okul çevrelerinde özellikle yaygın olan ve yine kullanılmamış harabe binalarda, mezarlıklarda, ıssız olan yerlerde uyuşturucuya rahat ulaşabilme ve buralarda kullanabilmeyle ilgili, bir kere, güvenlik tedbirlerinin tamamen yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Bunun pek çok yerde bilinçli bir politika şeklinde de devrede olduğunu biliyoruz.
Örneğin benim seçim bölgem Bingöl'de, Diyarbakır'da, Van'da, Urfa'da pek çok veliyle görüştüğümüzde, pek çok seçmenimizle görüştüğümüzde, çok yakın noktalarda polis kontrol noktası olmasına rağmen bu uyuşturucu tacirlerine müdahale edilmediğini insanlar bize iletiyorlar ve biz kendi yaptığımız çalışmalarda da, sahada yaptığımız gözlemlerde de gerçekten buna tanıklık ediyoruz. Bu uyuşturucu maddeden dolayı tedavi gören bazı çocukların özellikle karakolda vermiş oldukları ifadeler ve orada içerisine girmiş oldukları diyaloglar da burada gerçekten çok vahim bir durumu ortaya koyuyor. Bir Diyarbakırlı gencin polisin kendisine "Siyasete bulaşmayın da, o tarz işlere girmeyin de ne yaparsanız yapın, biz onlarla çok ilgilenmiyoruz." dediği şeklinde aktarmış olduğu bilgiler medyaya da yansımıştı, medyanın yazılı basınına da yansımıştı. Bu anlayış, bu zihniyet, gelecek nesillerimizi tehlikeye atan ve neredeyse hepimizin geleceğini bitiren bir zihniyettir. Bu zihniyetin terk edilmesi için bizim bu işi ciddiye aldığımızı bütün topluma hissettirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Meclisin bu yönüyle bu soruna el attığının, bu sorunu takip ettiğinin bütün toplumda hissedilmesi gerektiğinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.
Tabii, bu uyuşturucu madde kullanımıyla ilgili sosyal pek çok faktör var. Yani sosyoekonomik bazı sıkıntılardan tutalım da kişinin yaşadığı, gencin, çocuğun, bireyin yaşadığı sosyal çevredeki birtakım farklı durumlara kadar ya da "özgürlük" tanımının bu tarz madde bağımlılığı üzerinden tanımlanmasından tutalım da bir merak duygusu, bir özentiye kadar çok farklı noktada bu sebepleri burada sıralayabiliriz. Çoğunlukla, bu madde bağımlılığına yakalanan gençlerin, çocukların çoğunda da "Bir defadan bir şey çıkmaz." anlayışı üzerinden kullanıldığını ve daha sonra bu bataklık içerisinden çıkılmadığını gözlemliyoruz.
Özellikle sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporlar gerçekten kanımızı donduracak bilgiler veriyor. Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşının ortalama 15 ile 24 yaş arasında olduğu ama son dönemde 12-13 yaş aralığında ciddi bir pikin yaşandığı, 10-11 yaş aralığında da kliniklere başvuran vaka sayılarında artışın olduğunu gösteren bulgular var. Yine, bu sivil toplum örgütlerinin yaptığı çalışmalarda daha önce daha çok yüksek gelir grubuna sahip kesimlerde ve metropollerde bu uyuşturucu madde kullanımı yaygınken şimdi daha çok metropollerin varoşlarında sosyoekonomik durumu kötü olan, yoksul olan çevrelerde ve yine yoksul olan illerde bu kullanımın, bu bağımlılığın giderek arttığını gösteren bilgiler var.
Burada Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinin raporlarını incelediğimizde de yine benzer bazı veriler var, orada da özellikle 15 yaşın altında uyuşturucu kullanımıyla ilgili çok ciddi tespitler var. Tabii, uyuşturucuya bu kadar kolay erişilebiliyor olmasının hiçbir gerekçe olmadan devlet tarafından bir öz eleştiri konusu olarak ele alınması gerektiğini ifade ediyoruz.
Şunu biliyoruz ki: Türkiye aslında bütün uluslararası uyuşturucu trafiğinin geçiş noktası, geçiş güzergâhı konumunda yer alıyor. Amerika'da hazırlanan 2011 Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi Raporu'nda da bu durum tespit edilmiş, yine, Avrupa Birliği ülkelerinin hazırladığı raporlarda da bu var. Bununla ilgili yeterince mücadele edecek bir politikanın üretilmediğini ve yine bu geçiş güzergâhı boyunca da bu uyuşturucunun bizim toplumsal kesimlere nüfuz etmesini önlemeye yönelik önemli bir çalışma ortaya koymadığımızı her şeyden önce itiraf etmemiz gerekir. Rakamlar korkunç: Türkiye'de bir yılda Avrupa Birliği ülkelerinin tamamından 3 kat daha fazla eroin ele geçiriliyor, 2 kat daha fazla esrar ve extacy ele geçiriliyor ama buna rağmen mevcut trafiğin bunun kat kat üstünde olduğuna dair bilgiler var. Dolayısıyla, böylesi bir tablo içerisinde biz gerekli önlemlerin alınmasına yönelik birtakım çalışmaların yapılması gerektiğini buradan tekrar ifade etmek istiyoruz.
Tabii, özellikle son günlerde de bu "bonzai" denen çok öldürücü olan bir sentetik maddeden bahsediliyor. Medyaya yansıyan haberleri sizler de eminim ki okuyorsunuz. Bir marihuana olmadığı için ölüm riski çok daha yüksek. Sentetik olan bonzai ağacının bazı kimyasal maddelerle işlemden geçirildikten sonra çok kolay ulaşılabilir olması ve çok ucuz olması nedeniyle giderek artan bir kullanımı söz konusu. Bu bonzai çok hızlı bir şekilde ölüme doğru götürüyor. Başlangıçta daha hafif semptomlarla başlayan tablo genellikle esrar ve eroin kullanımıyla beraber olduğu zaman çok kısa bir süre içerisinde karaciğer, böbrek yetmezliğinden tamamen bilincin kapanmasına kadar giden ve anbean ölüm duygusunu bireye hissettiren bir ölüm şekli, çok vahim bir ölüm şekli ve bununla ilgili de Sağlık Bakanlığının, Hükûmetin çok ciddi tedbirler alması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu bonzainin şöyle bir özelliği var: Yani, sanırım, İnternet üzerinden 2 TL gibi bir para miktarıyla bile çok rahat ulaşılabilecek küçük paketleri var. Esrar bulamayanlar ya da eroin krizine girenler bir geçiştirici olarak genellikle bunu kullanıyorlar ve nasıl bir tabloyla karşı karşıya kalacaklarını da bilmeden bir ölüm girdabının içerisine saplanıyorlar. Bununla ilgili gerekli tedbirleri almazsak, erişilebilirlik noktasında ya da bu joker uyuşturucu durumuyla ilgili duruma müdahale etmezsek korkarız ki önümüzde ciddi ölümcül madde bağımlılığının ölüm salgınlarıyla karşılaşabiliriz. O nedenle ben bu konuda bütün Meclisin duyarlı olması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Önergemize bütün Meclisten destek beklediğimizi buradan vurgulayarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)