| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 18.07.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Torba yasayla ilgili her maddede önergeler üzerinde görüşlerimizi aktarıyoruz, bu önerge için de destek istiyoruz ancak ben bu beş dakikalık süre içerisinde bir başka konuya değineceğim.
Malum, dışarıda bir Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası yürüyor. 3 aday var, 3 adaydan biri de Sayın Başbakan. Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde çok cafcaflı bir seremoniyle yeni Vizyon Belgesi'ni açıkladı. Bu Vizyon Belgesi'nde de bol bol demokrasiden, özgürlüklerden, değişen Türkiye'den, yeni Türkiye'den bahsetti ve bol bol da eski Türkiye'nin baskıcı, yasakçı, statükocu anlayışlarını masaya yatırdı.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) - Öyle değil mi?
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Doğru, öyle yani o Vizyon Belgesi'nde yazılanlar doğru. Ancak, aynı Başbakan, dün Tekirdağ'da, HDP'nin Mecliste olmaması gerektiğini söylüyor. Şimdi, hangisi bu Başbakanın vizyonu oluyor, doğrusu bunu merak ediyoruz; o Vizyon Belgesi'nde danışmanların kaleme aldığı, çok fazla inanmadığı belli olan söylemler mi, yeni Türkiye söylemi mi yoksa tam tersine, parti kapatmayı, partileri Meclisten atmayı, milletvekillerini tutuklamayı çağrıştıran o eski Türkiye söylemi mi? Bu yaklaşımın bizzat Başbakan tarafından açıklanması gerektiğini buradan ifade ediyoruz. Biz, tabii, kâğıt üzerinde, yazılmış önüne konan metinlerden değil, bilinçaltından ya da bilinçte zihniyetten dile dökülen cümlelere bakıyoruz ve doğrusu bu söylemleri buradan kınıyoruz, büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Her şeyden önce HDP'nin Mecliste olup olmamasına karar verecek olan halkın iradesidir. HDP, Meclise milyonların oyuyla gelmiş olan bir parti grubudur ve ancak halkın iradesiyle bu Meclisten gidebilir. HDP'nin halkın iradesine rağmen Mecliste olmamasını söylemek HDP'ye oy vermiş milyonların iradesine saygısızlık yapmakla aynı anlama gelir. Dolayısıyla, her fırsatta, her başı sıkıştığında adres olarak sandığı gösteren, "Demokrasinin adresi sandıktır." diyen bir Başbakanın, sandıktan çıkmış bir parti için bu şekilde söylemlerde bulunmasını biz büyük bir talihsizlik olarak görüyoruz, bu konuyu düzeltmesi gereken kişinin de Başbakan olması gerektiğini ifade ediyoruz.
Daha önce de HDP'nin Meclisten çıkması gerektiğini söyleyen pek çok siyasetçi oldu; kimler geldi, kimler geçti ama HDP bu Meclise hep güçlenerek geldi. HDP'nin Mecliste olmaması gerektiğini söyleyen, halkın iradesini dikkate almadığını söyleyen o eski Türkiye'nin statükocu siyasetçileri tarihin çöp sepetinde hak ettikleri yerlerini aldılar.
Biz, şunu hatırlatıyoruz: Bu, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili kampanyada kullanılacak söylem, ortaya konacak tutum, politika, 77 milyonu kapsayacak şekilde; kutuplaştıran, kamplaştıran, gerginleştiren bir söylemden çok, birleştiren ve kucaklayan bir anlayış üzerine inşa edilmelidir. Sayın Başbakanın bu konuşmalarını hazırlayan danışmanlar kimse, bence sizin de o danışmanları uyarmanız lazım. Bu 3 Cumhurbaşkanı adayından hangisi seçilirse 77 milyonun ortak Cumhurbaşkanı olacak. Sayın Başbakan da yarın Çankaya Köşkü'ne çıktığında "Ben HDP'lilerin Cumhurbaşkanı değilim." deme durumunda olmayacak herhâlde ama bu kafayla, bu zihniyetle Çankaya'ya çıkması çok zor görünüyor, mümkün görünmüyor. HDP Parlamentoda kalmaya devam edecek ama bu zihniyet -burada ifade ediyoruz- Çankaya'ya hiçbir zaman çıkmayacak.
Bir de şu bahsettiği gerekçeyi de ifade edeyim, bu bayrak siyaseti üzerinden HDP'yi hedefleştiren durum. Bu, Başbakanın çok sıkıştığını gösteriyor, milliyetçi tabana bir göz kırpma olduğunu gösteriyor. Tamamı yalan bir söylem. HDP'nin tüm kongrelerinde Türkiye Bayrağı'yla ilgili hiçbir sorun yaşanmamıştır. Türkiye Bayrağı 77 milyonun ortak değeridir, hepimizin ortak değeridir. Ortak değerin arkasına sığınarak siyaset yapmak da eski Türkiye'nin ucuz siyasetçilerinin işidir. Buradan Türkiye'ye bir yarar gelmeyeceğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)