| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 19.07.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 18'inci madde üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, 18 ve 19'uncu maddeler birbiriyle bağlantılı ve doğrusu anlamlandırması mümkün olmayan maddeler şeklinde önümüze geliyor. Baktığımız zaman, özellikle bağlantılı olarak bu her 2 maddedeki ana içeriği burada vurgulamak istiyorum. 10'dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli olarak değerlendirilen iş yerlerinde iş yeri hekimi ya da iş güvenliği uzmanı yetkisini, sözde, Bakanlığın eğitim programından geçmiş olan işverenlere veriyorsunuz. Yani hekimlik mesleğinin iş yeri hekimliğiyle ilgili özel uzmanlaşması gereken bir yetkisini, yürütmesini, burada getirip işverene, iş yeri işverenine ya da o işveren vekiline veriyorsunuz ki anlamlandırmak mümkün değil. Hani, Başkan hep Komisyona ve Hükûmete katılıp katılmadığını soruyor da, vallahi bizim de kürsüden sorasımız var: Bu şaka mı, değil mi? Yani hem Komisyonun hem de Hükûmetin gerçekten bu maddelerin şaka olup olmadığını bize yanıtlaması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, aranızda hekim olan milletvekilleri var, bu ülkede sağlıkla ilgili sendikalar var, meslek örgütleri var. Bir yasayı hazırlarken hiç mi danışmıyorsunuz, hiç mi onlara sormuyorsunuz ya da soruyorsunuz da hiç mi görüşlerini, önerilerini dikkate almıyorsunuz?
"İş yeri hekimliği" dediğiniz şey, tıp fakültesini bitirdikten sonra özel bir uzmanlık eğitiminden ya da özel sınavlardan, özel sertifikasyon programlarından geçtikten sonra tanınan bir yetkidir.
Burada, güya iş güvenliği ve işçi sağlığıyla ilgili bir düzenleme getirmişsiniz ama hem iş güvenliğini hem işçi sağlığını hiçe sayan bir yasa maddesini buraya yedirmişsiniz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bakanlığın ilan ettiği eğitim programından geçme şartını da lütfetmişsiniz.
Bakın, yarım imam dinden, imandan, yarım hekim candan eder. Burada yarım hekim bile yok. İlkokul mezunu olacak bir işverene ya da işveren vekiline siz bu konuyla ilgili bir yetki getiriyorsunuz. Bunun anlaşılır hiçbir yönü yok.
Bir de 2 maddede tanımlanmış -lütfetmişsiniz yine- işe girimler, periyodik muayene ve birkaç böyle istisnayı da... O yetkileri de istisna olarak tutmuşsunuz. Yani hiçbir hekimlik deneyimi olmayan bu işverenin bunları yapamayacağını da lütfetmişsiniz.
Gerçekten, bu madde üzerinde ciddi bir şekilde konuşmaktan bile biz hicap duyuyoruz. Bu 2 maddenin ruhuyla ilgili bir an önce ciddi bir şekilde sorunu ele almanız lazım. Güya küçük işletmeleri koruma adı altında bu torba yasada bazı şeyleri önümüze getiriyorsunuz ama unutmayın ki bu torba yasa 301 madencinin yaşamını yitirmesi üzerine işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili bu Meclisin gündemine geldi. İş cinayetleri olarak nitelendirdiğimiz, işçilerin yaşamlarına neden olan bu iş kazalarında dünyada 2'nci sırada, Avrupa'da 1'inci sırada bulunuyoruz. Her yıl bin işçi yaşamını yitiriyor. Sizin Hükûmetiniz döneminde 10 binin üzerinde işçi yaşamını yitirmiş. Burada illaki iş yaşamını ilgilendiren her düzenleme getirdiğinizde işvereni kayırmanız, sermayeyi kayırmanız, rant sahiplerini kayırmanız mı gerekiyor? Böyle bir şey olabilir mi?
Değerli arkadaşlar, yol yakınken bu konuyla ilgili mevcut düzenlemeleri bir an önce geri çekmenizi öneriyoruz. Ben de özellikle pasifleştirmeye çalıştırdığınız meslek örgütlerinden, Türk Tabipleri Birliğinden, TMMOB'tan görüşler almanızı o doğrultuda -toplum yararına, işçi yararına, emekçi yararına bir düzenleme yapılacaksa- o şekilde Meclise getirmenizi öneriyorum. Bu 2 maddeyle ilgili iktidar partisinde bulunan bütün hekim arkadaşları da özellikle sorumluluğa davet ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.