| Konu: | MHP GRUBUNUN, MUĞLA MİLLETVEKİLİ MEHMET ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, BAFA GÖLÜ'NÜN VE HAVZASININ YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA KALMASININ SEBEPLERİNİN ARAŞTIRILMASI, BÖLGEDE YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN KİRLİLİKTEN KAYNAKLANAN SORUNLARININ TESPİT EDİLMESİ, TESPİT EDİLEN SORUNLARIN GİDERİLEREK BAFA GÖLÜ'NÜN VE GÖLE BAĞLI YAŞAYAN CANLILARIN KURTARILMASI İÇİN YAPILACAK OLAN YASAL DÜZENLEMELER DE DÂHİL OLMAK ÜZERE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 17/6/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 20 TEMMUZ 2014 PAZAR GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖNGÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 121 |
| Tarih: | 20.07.2014 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz araştırma önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, on üç gündür Gazze'de devam eden, çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek ayrımı yapmadan Müslümanları katleden İsrail'i lanetleyerek başlamak istiyorum. Ayrıca, Musul'da, Kerkük'te, Telafer'de, Tuzhurmatu'da Türkmen kardeşlerimizi yerinden yurdundan eden, başta Konsolosumuz olmak üzere 49 vatandaşımızı rehin tutan IŞİD terör örgütünü de lanetliyorum.
Yine, bugün, geldiğimiz noktada, Gazze'deki Müslümanlara zulüm yapma konusunda İsrail'i rahatlatan Büyük Orta Doğu Projesi uygulayıcılarını -ki bunların Suriye ve Mısır'ı sürükledikleri iç kargaşa sonucu Suriye ve Mısır'ın Gazze'ye bakacak hâli kalmamıştır- kınıyorum. Yine, ülkemizin İsrail'le olan ticaretini artıran, İsrailli pilotların Konya'da eğitimine imkân veren, böyle bir günde dahi kendisine takdim edilen Yahudi Cesaret Madalyası'nı iade edemeyenleri de önce Allah'a sonra yüce Türk milletine havale ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muğla, gerçekten ülkemizin incisi bir şehrimiz. Tabii ki Muğla bir sanayi kenti değil, biz de Muğla'mızın bir sanayi kenti olmasını arzu etmiyoruz. Muğla, çok ciddi tarihî, tabii ve kültürel zenginlikleri olan, verimli toprakları olan bir tarım ve turizm kentidir. Hem turizmin hem de tarımın sürdürülebilmesi için tarihî ve tabii değerlerimizin çok iyi korunması gerekmektedir.
Korunması gereken tabii değerlerimizden birisi de Bafa Gölü'dür. Bafa Gölü deyince görmeyenler ne dediğimizi anlamayabilirler ama Söke'den Bodrum'a doğru giden bütün yerli ve yabancı turistler bilirler. Bafa, Söke'den Bodrum'a doğru giden bütün turistlerin durup çay içtikleri ve muhteşem panoramasında mutlaka fotoğraf çektirip, hoş anılarla ayrıldığı bir doğa harikasıdır. Sırtını antik dönemin Latmos'u Beşparmak Dağları'na dayayan Bafa Gölü, dağ ve gölün en güzel şekilde bütünleştiği, güneşin en güzel battığı ve ayın en güzel doğduğu benzersiz yerlerden birisidir. Her köşesinde ayrı bir güzelliğin ve geçmiş uygarlıkların izlerini taşıyan Bafa Gölü, doğa, tarih, botanik, kuş ve fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmez mekânları arasındadır. Bafa'yı panoramik görmek isteyen yürüyüş tutkunları gölün hemen yanı başında yükselen devasa kayaların içerisinden tırmanarak gölün muhteşem güzelliğini izleyebilirler. Dağa çıkamayanlar gölün büyülü güzelliğini, tarihi mekânlarını ve Beşparmak Dağları'nın hayranlık uyandıran manzarasını teknelerden seyredebilirler. Nesli tükenme tehlikesi bulunan kuşları Bafa'da her zaman görmek mümkündür. Gerekli tedbirler alınmazsa Bafa'nın doğal peyzajı bozulacak, Beşparmak Dağları'nın eşsiz güzellikteki doğa harikası geri dönülmez bir biçimde yok olacak, Bafa Gölü ölecek; kuşlar, balıklar yok olacak, dolayısıyla, bu çevrede herhangi bir işletme de kalmayacaktır.
Bafa Gölü'nün bu saydığımız özelliklerini bilenler ve yok olmasını kabullenemeyen duyarlı ve bilinçli insanlar dün Bafa Gölü'nde toplanıp kıyıda insan zinciri oluşturmak suretiyle, Bafa'yı yeniden hayata kavuşturmak için seslerini duyurmaya çalıştılar. Biz de bugün bu önergemizin gündeme alınması suretiyle, dün Bafa'dan sesini yükselten, oradaki dramı dile getiren hemşehrilerimizin sesini Parlamentoya taşımak, Hükûmetin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin dikkatini Bafa'ya çekebilmek için bu önergemizi Meclis gündemine getirdik.
Son yıllarda Bafa Gölü'ne su girişinin azalması, kuraklık ve Bafa Gölü'ne gelen su kaynaklarının kirlenmesi sonucunda tabiri caizse Bafa Gölü'nün kimyası bozulmuştur. Biz Bafa Gölü'nün kurtarılması için alınması gereken tedbirleri hep birlikte belirleyerek başta Bafa Gölü olmak üzere çevrenin, tarımın ve turizmin içine düştüğü çıkmazdan kurtarılmasını istiyoruz. Hep birlikte Bafa Gölü'nü kurtarmayı başardığımız zaman bölgede avcılık yaparak, balıkçılık yaparak, gölün etrafındaki doğa harikası alanda turizm işletmeciliğiyle uğraşarak geçimini sağlayan vatandaşlarımızın bundan sonra da geçimlerini devam ettirmesini sağlamış olacağız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekmektedir ki: Görünüşte Bafa Gölü can çekişmekte, Bafa Gölü tükenmekte, Bafa Gölü ölüme terk edilmektedir ama olaya biraz daha yakından bakarsanız orada ölen sadece Bafa Gölü değildir, Bafa Gölü'nde yaşayan bütün balık türleri, Bafa Gölü ve etrafındaki sulak alanda yaşayan kuş türleri ve Bafa havalisi topyekûn ölüme terkedilmektedir.
Bafa Gölü'nün yaşatılabilmesi için iki temel işlemin yapılması gerekmektedir. Bunlardan birincisi, Bafa Gölü'ne, Bafa Gölü ve havalisindeki hayatı devam ettirecek yeterli su girişinin sağlanmasıdır; ikincisi de, Bafa Gölü'nü besleyen su kaynaklarının Bafa Gölü'ndeki hayatı devam ettirecek bir kaliteye ulaştırılmasını sağlamaktır.
Tabii ki, burada sorunun temel kaynağı, Büyük Menderes Nehri havzasının korunmasında yapılan yanlışlıklardır çünkü Bafa Gölü'nü besleyen en önemli su kaynağı Büyük Menderes Nehri'dir. Büyük Menderes Nehri'ne yüklenen endüstriyel atıklar, çöpler ve diğer tarımsal ve kimyasal atıklardan kaynaklanan sıkıntılar bugün Bafa Gölü'ndeki ekosistemin bozulmasına sebep olan en önemli etkendir. Tabii ki Bafa Gölü'nü kirleten tek kaynak da Büyük Menderes Nehri değildir. Yine çevredeki işletmelerin atıkları, göl kıyısında balıkçılık yapanların atıkları ve zeytinyağı fabrikalarının kara sularının da göle karışması muhakkak engellenmelidir.
Son yıllarda ülkemizde insanların bilinçsizce gereğinden fazla antibiyotik kullanması nasıl bizi bir vahametle karşı karşıya bırakmışsa aynı sıkıntı Bafa Gölü'nde ve tarım sektöründe de yaşanmaktadır. Ülkemizde tarım sektöründe bilinçsiz ilaç kullanımının önüne maalesef geçilememektedir. Bugün tarımda kullanılan ilaçların hem çevreye hem de insan sağlığına verdiği zarar tam olarak bilinememektedir. Bu sebeple hem kaynak israfına sebep olan hem de insan sağlığını ve çevreyi tehdit eden tarım ilaçlarının kullanılması noktasında gerekli tedbirler alınmalı ve bir kamu bilinci oluşması noktasında ciddi çalışmalar yapılmalıdır.
Bazı yetkililer Bafa Gölü'nde kirlilik olduğunu kabul etmemektedir. Bu yönde açıklamalarda bulunan kabine üyeleri de maalesef bulunmaktadır. Pekâlâ, Bafa Gölü'nde kirlilik yoksa Bafa Gölü'ndeki balıklar fazla oksijene dayanamadığından mı ölmektedirler?
Kısacası, Bafa Gölü alınacak tedbirlerle yeniden hayata döndürülemezse, bu hem bölge ekonomisi için hem de Bafa Gölü'nde yaşayan canlılar için çok büyük sonuçlar doğuracaktır. Ayrıca Bafa Gölü havalisindeki sulak alanda üreyen kuş türlerinin de yok olmasına sebep olacaktır. Yapılan çalışmaların sonucuna göre Bafa Gölü'ndeki sulak alanlarda 200'den fazla kuş türünün barındığı bilinmektedir.
Sözlerimin başında da ifade ettiğim gibi, Muğla bir turizm kentidir. Bafa, elbette ki Muğla için önemli bir tabii varlıktır. Ancak Hükûmetin uyguladığı yanlış politikalar sonucunda son yıllarda Muğla Türkiye'nin kirlilik konusunda en sıkıntılı illerinden birisi hâline dönüşmektedir. Yatağan ve Milas'taki termik santral ve kömür havzalarının özelleştirilmesi de bundan sonra daha sorumsuz bir işletmecilik anlayışının Muğla'ya yerleşmesine ve Muğla'daki çevre tahribatının artmasına sebep olacaktır. Yine bu çerçevede Muğla'da yeni termik santrallerin yapılmasının planlanması da Muğla turizmi ve Muğla tarımı için çok vahim sonuçlar doğuracaktır. Bu sebeple çok vahim sonuçlar doğuracak olan bu termik santral sayısının arttırılması konusunun yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca mevcut santrallerin de çevreye verdiği zararların en aza indirilmesi muhakkak sağlanmalıdır.
Yine, Meclis gündeminde yer bulan zeytinliklerin maden işletmeciliğine açılması suretiyle tahrip edilmesi de Muğla'da yeni çevre facialarına sebep olabilecektir.
Yine, son günlerde Muğla'da kıyı yağmacılığının yeni bir versiyonu gözlemlenmektedir. Kamuya ait olan, dünyanın incisi Ölüdeniz, İztuzu gibi plajlarımız kamu tarafından, kamuya açık ve kamu yararına işletilmek yerine birtakım yandaş şirketlere peşkeş çekilmektedir. Böyle giderse Muğla'daki bütün plajların özel sektör tarafından kamu yararı gözetilmeden, tamamen ticari saiklerle işletilmesinin önü açılacaktır. Bu gidişle bölgedeki vatandaşlarımızın ve turistlerin bu plajları kullanması da günden güne zorlaşacaktır. Tabii ki, bu özelleştirilen plajlardaki yapılaşmaya da ufak ufak göz yumulmaya başlanması Muğla'da çok ciddi ve önü alınmaz bir kıyı yağmacılığına sebep olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemize desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)