| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 121 |
| Tarih: | 20.07.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.
Demin, bu 20 kişiye özgü yapılan sözleşmeli personel düzenlemesiyle ilgili konuşurken vakit kalmadı. Aslında, hemen gözümüzün önünde bir sorun var ve hepimizin bir ayıbı olarak duruyor. Bu Mecliste birlikte mesai arkadaşlığı yaptığımız 4/C pozisyonunda olan 7 kavas arkadaşımız var. Geçen bir torba yasa tasarısı görüşmesi sırasında, bu arkadaşların sorunlarının çözülmesi için aslında anlaşmıştık diğer siyasi partilerle birlikte ama sonra, bilemiyorum, AK PARTİ grup başkan vekilleri, Meclis Başkanlığının sorun çıkardığını söylediler. Yani, bu 4/C'li olan 7 mesai arkadaşımızın -ki bizden çok daha fazla burada çalışıyorlar- 4/C'li pozisyondan kadrolu pozisyona geçmesiyle ilgili bir düzenleme yapmamız gerekiyordu. Aradan neredeyse bir yıla yakın bir süre geçti, hâlâ bu sorunu bile çözememiş durumdayız. Yani, sayın grup başkan vekilleriyle tekrar görüştük bu sorunun çözülmesi için, engel neyse hep beraber bu işe el atalım, bu mesai arkadaşlarımızın mağduriyetini ortadan kaldıralım diye. Biz bir düzenleme bekliyorken bir de baktık ki sizin 20 kişilik kadrolarınız önceden hazırmış, başka kurumlarla ilgili siz kadrolaşma hazırlığınızı yapmışsınız, mesai arkadaşlarımızın mağduriyeti duruyor ama buraya farklı şeyler getiriyorsunuz. Özellikle, tüm grup başkan vekillerinden ricamdır, bu torba yasa tasarısı sırasında, bu 7 kavas arkadaşın durumuyla ilgili engel neyse, o engeli kaldıralım ve bu 7 arkadaşımızın hak etmiş olduğu kadrolu pozisyona geçme durumunu birlikte yapalım diyorum. Çünkü, içlerinde on yıl, on beş yıl, yirmi yıl bu Mecliste çalışıp hâlâ bu kaygıyı taşıyan arkadaşlar var, bunu hepimizin bir ayıbı olarak ben değerlendiriyorum.
Tabii, bu yasa tasarısı, aslında, kamuoyuna Soma'da yaşanan faciadan sonra, Hükûmetin hep Soma'yla ilgili kapsamlı birtakım düzenlemeler yapması olarak sunuldu. Geç saate kadar mesai yapıyoruz, gece yarılarına kadar burada çalışıyoruz ama maalesef Soma'da yaşanan bu faciaya derman olacak, bu yarayı kapatacak düzenlemeleri burada yapmıyoruz.
Geçen günlerde yine Soma madencileri buraya geldiler. Soma madencileri, sorunun soğumasından dolayı duydukları rahatsızlıkları bize dile getirdiler. Aslında bu rahatsızlık bile -hepimiz için- kendimizi yeterince sorgulamamızı gerektiren bir konudur diye düşünüyoruz. Araya farklı şeyler girdi, bölgesel gelişmeler, İsrail'in yaptığı katliamlar, IŞİD'in yaptığı katliamlar, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Soma gündemden düştü. Yani, bu torba yasa tasarısında, Soma'ya, 301 madenciyi bir gecede toprak altına nasıl gömdüğümüzün acısını maalesef unutacak şekilde bir yaklaşım ortaya koyduk.
Oysaki yapılması gereken şeyler çok belliydi. Bakın, kamuda, özellikle bu maden ocaklarında, redevans sistemi, taşeronlaştırma, bu "dayıbaşı" sömürü sistemi kaldırılmadan biz yeni facialara her dakika, durmadan davetiye çıkarıyoruz.
Aslında, Soma'dan sonra da pek çok işaret fişeği önümüze geldi. Konya'da, Balıkesir'de, Zonguldak'ta, Şırnak'ta yine madenciler yaşamını yitirdi ama biz 300 rakamı gibi çok devasa bir katliam durumuyla karşı karşıya kaldığımız için, bu madencilerin yaşamını yitirmesini âdeta kanıksar bir pozisyona geldik. Öyle bir durum ortada ki, yani en temel şey olan yaşam odalarını bile bu tasarıda görmüyoruz. Sayın Bakan, geçen hazırladıkları bir yönetmelikte "ferdî koruma istasyonu" diye hiçbirimizin bilmediği, ne anlama geldiğini, aslında, bu madencilik literatüründe de çok fazla görmediğimiz bir uygulama getirdiğini söylüyor. Yani, işçiyi koruyacak şekilde bir yaşam odası standardı bile getirmeyen bir düzenlemeyle karşı karşıyayız.
Yine, Türkiye'nin çekince koyduğu ILO sözleşmeleriyle ilgili neler yapılacağına dair burada net bir tutumu biz görmüyoruz. Korkarız ki bu anlayış, bu palyatif geçiştirme anlayışı, zihniyeti yeni Somaları önümüze getirecek, yeni krizlerle tekrar aynı konuyu masaya yatırmak zorunda kalacağız diyorum.
Hükûmeti ve AK PARTİ Grubunu duyarlılığa davet ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)