GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:121
Tarih:20.07.2014

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 40'ıncı maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu 40'ıncı maddenin bir önceki hâlini, bir de 3 partinin ortak imzasıyla verilen şimdiki hâlini okuduğunuz zaman aradaki farkı hepiniz göreceksiniz. İşte Komisyonda kırk gündür niye kavga ediliyor, burada kaç gündür niye kavga ediliyor? "Muhalefet her şeyi engelliyor." Bu mantıktan birazcık kurtulmak lazım. Bakınız, tasarının değişiklik teklifinden önceki hâli şudur: "Kurum, işverenlerin, sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının, emeklilerin, bunların hak sahipleri ile dul ve yetimlerinin ve kurumdan aylık alan diğer kişilerin bireysel veri ve hakları, bireysel veri ve haklarından oluşan toplu veri ve hakları ile işletmelerin ticari sırları hariç olmak üzere, sahip olduğu gayri maddi haklarını Yönetim Kurulunun onayı ile satabilir." Elinizdeki kitapçıkta basılı olan bu. Şimdiki hâlinde de "Kurumca, işverenlerin, sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının, emeklilerin, bunların hak sahipleri ile dul ve yetimlerinin ve Kurumdan aylık alan diğer kişilerin bireysel veri ve hakları, bireysel veri ve haklarından oluşan toplu veri ve hakları ile işletmelerin ticari sırları satılamaz ve paylaşılamaz. Kurum bunların dışında sahip olduğu gayri maddi haklarını Yönetim Kurulunun onayı ile satabilir veya paylaşabilir. Bu fıkranın aksine davrananlar hakkında Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır." deniliyor: İkisinin arasındaki farkı herkesin çok iyi irdelemesi lazım. Birinde, 1990'ların sonunda yaşadığımız Oktar Babuna olayından daha ileri, bütün Türkiye'deki 77 milyonun verilerinin birilerine satılması söz konusu; diğeri ise onu yasaklıyor. İkisinin arasında bu kadar uçurum, farklılık var.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Çok yanlış bilgi veriyorsunuz yani yazıktır.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Efendim?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Çok yanlış bir bilgi veriyorsunuz siz.

BAŞKAN - Sayın Bakanım lütfen...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bu son derece önemli bir konuda bu kadar yanlış bir bilgi...

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Nasıl yanlış bir bilgi Sayın Bakan? Çıkarsınız, açıklarsınız.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Birazdan izah edeceğim efendim ben.

BAŞKAN - Sayın Erdoğan, siz buyurun, devam edin konuşmanıza, lütfen.

Sayın Bakan, lütfen...

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Bakan, burada bu metni hangi hukukçuya okutursanız okutun bunlar paylaşılır. Yani, siz, bu bilgileri sattığınız zaman... Benim kişisel bilgilerimi kim, nasıl satabilir, böyle bir şey dünyanın neresinde vardır? Şimdi benim tapudaki bilgilerimi siz gidip tapudan satın alabilir misiniz? Nüfustaki bilgilerimi gidip nüfus idaresinden alabilir misiniz? Birisi gelecek, sizden, benim sosyal güvenlikle ilgili, sağlıkla ilgili bütün bilgilerimi satın alacak. "Kişisel veri" diyorsunuz, yani kişisel veri değilse... Nasıl yanlış bilgi? Yani, bunu ben mi yazdım oraya? Kırk gündür neyin kavgası yapılıyor? Lütfen Sayın Bakanım, yani birazcık daha üzerinde ciddiyetle duralım. Gecenin bu saatinde biz bu maddeyi tartıştık, sizin önünüze de geldi, sizin de katıldığınız bir şekilde böyle bir değişiklik oldu. Birinde "Satılabilir." diyorsunuz, birinde de "Satılırsa hakkında cezai işlem yapılır." deniyor yani bu kadar çok ciddi farklılık var.

Bugün, biz, gene de iktidar partisinin hiç olmazsa gecenin bu saatinde bu konuda bir adım atarak iktidar partisi grup başkan vekillerinin böyle bir değişiklik noktasında uzlaşmalarından mutluyuz. Çünkü, bu son derece sakat, son derece tehlikeli, son derece gereksiz bir düzenlemeydi; şimdiki hâliyle en azından zararsız hâle geldiğine inanıyoruz. Bizim, en azından iktidar partisinden oy kullanan milletvekillerinin de hiç olmazsa sadece oy kullanma değil, önüne gelen maddeleri zahmet edip okumasını, bazı şeylerin düzeltilmesi konusunda da birlikte hareket etme imkânını sağlamamız lazım. Bu maddelerin çoğu okunmadığı için, maalesef...

Burada, bu kanun tasarısında muhalefetin itiraz ettiği kaç madde var?

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Size yakışmıyor bunlar.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Muhalefetin itiraz ettiği maddeler konusunda siz Komisyonda uzlaşsaydınız burada da bu kanun şimdiye çıkmış, bitmişti.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Komisyon aşamasındaki görüşmeleri bilmeden konuşuyorsunuz burada.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Yani, kendiniz uzlaşmaya gelmiyorsunuz, ondan sonra "Muhalefet engelledi." diye burada boşuna konuşuyorsunuz. Yani uzlaşalım, bizim çıkarılmasını istediğimiz 10-15 maddeyi çıkarın, biz muhalefet etmekten vazgeçelim.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Onun bununla ne alakası var? Komisyon aşamasında bunların hepsi konuşuldu, önergelerde gerekli düzeltmeler yapıldı.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Hepsi konuşuldu, hiçbir şey değişmediği için burada yeniden uğraşıyoruz bunlarla. Değişmiş olsaydı, yeteri kadar herkes uzlaşmış olsaydı bugün burada bunlar konuşulmazdı.

Ben hepinize tekrar teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)