| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 122 |
| Tarih: | 21.07.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
46'ncı maddede verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önergeye baktığımız zaman kadınlarla ilgili olumlu ama yetersiz bir düzenleme görüyoruz. Ben önerge üzerinde düşüncelerimi aktarmadan önce, özellikle her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini tekrar Genel Kurulun bilgisine sunmak istiyorum.
Bu konuda neredeyse her gün birkaç kadının yaşamını yitirdiği çok acı haberleri görüyoruz ve bu Meclis maalesef, bu kadın cinayetlerinin önlenmesine yönelik herhangi bir gündemi buraya getirmiyor, Genel Kurulun bilgisine sunmuyor. Aslında bu konuda öncülük etmesi gerekenler kadın milletvekilleridir. Hemen hemen her gün sokakta 2-3 kadın yaşamını yitirirken; şiddetten dolayı, taciz, cinsel istismar, tecavüzden dolayı hayatı kararıyorken buradaki kadın milletvekillerimizin tamamının, siyasi parti ayrımı gözetmeksizin ortak bir refleks içerisinde olması gerektiğini ifade etmek istiyorum; hatta Meclis kapanmadan önce, bu torba yasadan çok daha önemli olarak, sadece kadın cinayetlerini görüşmek üzere bu Genel Kurulun bir genel görüşme yapması gerektiğini, buradan, ben, bütün Genel Kurula ve özellikle kadın milletvekillerimize öneriyorum.
Tabii, "Niye bu kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet durmuyor?"un cevabını, işte, dünden beri burada, bu Meclis kürsüsünden ifade ediyoruz.
Bir kadın milletvekilimiz, Sayın Nursel Aydoğan, dün Urfa'nın Suruç ilçesinde, kendisine yönelik tekme darbeleri ve coplar nedeniyle, koksiks kırığı şüphesi nedeniyle, şu anda çok ciddi bir sağlık problemi yaşıyor.
Bir kadın milletvekili, düşünün ki sokak ortasında, oradaki kolluk güçleri tarafından darp ediliyor, kendisinin bütün hayatını etkileme potansiyeli olan bir travmaya maruz kalıyor ama bu kürsüden, biz, bunu protesto eden, bunu telin eden bir kadın milletvekilinin konuşmasına bile tanık olmuyoruz.
Siz, kadın milletvekiline yönelik bu şekilde şiddeti, sokak ortasındaki işkenceyi meşru gören bir sessizliği, bir suskunluğu öngörürseniz, kadın cinayetlerinin de önünü açmış olursunuz diyorum. Bu konuda, başta kadın Sayın Grup Başkan Vekili olmak üzere, bütün kadın milletvekillerini, Urfa Valisini ve sorumluları istifaya davet edecek şekilde bu olayı telin etmeye, kınamaya davet ediyorum.
Şimdi, önergeye gelince, tabii, dediğim gibi olumlu ama yetersiz bir değişiklik. Burada, sigortalı kadınlara, çocuğunun yaşaması şartıyla ve doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek üzere, 3 defaya mahsus getirilmiş bir düzenleme var.
Değerli milletvekilleri, bakın, çocuğun yaşama şartı bir kere Türkiye koşullarında çok gerçekçi bir şart değil çünkü yeni doğan ölüm oranlarının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu bir toplumda, bir ülkede yaşıyoruz. Yine, doğumdan sonraki çocuk takibinin yetersiz olduğu, sağlık hizmetlerinin, bu konuda maalesef çok iç açıcı olmayan istatistiklerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla burada, çocuğun yaşama koşulunun getirilmiş olmasını biz büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Bir kadının çocuğunu kaybetmesi, herhangi bir nedenden dolayı doğumdan sonra çocuğunu kaybetmesi başlı başına büyük bir travmadır ve bu travma nedeniyle çoğu zaman intihar eden kadınlar gerçeği var. Dolayısıyla, böyle, çocuğun yaşama durumuna endekslemiş, bir şarta bağlamış olmanızı biz doğru bulmuyoruz.
Diğer taraftan, mevcut yasaya baktığımız zaman, 5510 sayılı Yasa'da kadınların doğum borçlanması hakkından yararlanabilmeleri için doğumdan önce sigortalı olma gibi bir şart olduğunu görüyoruz, bunun da doğru olmadığını düşünüyoruz.
Bu hakkın, doğumdan önce sigortalı olup olmadığına bakmaksızın bütün kadınlara tanınması gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)