GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: IRAK TÜRKMENLERİNİN DURUMUNA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Kemalettin Hoca'nın söylediklerine inanmak durumundayız, Gümüşhane'nin hiçbir sorunu kalmamıştır, eyvallah ama değerli milletvekilleri, bölgemiz kıyameti yaşamaktadır. Kafamızı kuma sokmayalım. Çevremizde yaşayan tüm insanlar, hiçbir etnik fark gözetmeden, hiçbir inanç farkı gözetmeden, kıyameti yaşamaktalar.

Gazze'de yaşananlar her defasında her milletvekilimiz vasıtasıyla burada dile getiriliyor ama hemen hudutlarımızın ötesinde, Irak'ta, soydaşlarımızın, Türkmenlerin yaşadıklarını da sizlerin bilgilerine ve takdirlerine sunmak istiyorum. 10 Haziran 2014 tarihinde terör ötesi olmanın ötesinde, bir ideolojik saplantıyla İslam devleti kurmak, bunun için cihat yapmak iddiasıyla Musul'a saldıran "IŞİD" dediğimiz, "DEAŞ" dediğimiz katiller sürüsü -başka bir şey söylemeye gerek yok- hiçbir hukuka, hiçbir inanç değerine bağlı kalmaksızın insan öldürebilen katiller sürüsünün Musul'u işgalinden itibaren Türkmeneli'nde, Irak'ta kıyamet yaşanmaktadır. Türkmenler öncelikle topraklarından sürülerek, çok şuurlu bir şekilde, nüfus kaydırması yapılarak... Bu proje, bu program yalnız IŞİD'in vahşeti değil, onun ötesinde birtakım projelerin de uygulaması. Yani IŞİD, orada yaşayan herkese; Asuri'ye, Süryani'ye, Keldani'ye, tüm Hristiyanlara, hatta Ezidilere Şebaklara, tüm insanlara, Araplara zulmediyor, katlediyor ama öncelikle Türkmenlere, öncelikle Türkmenlere ve Türkmenlerin yaşadıkları topraklardan sürülmelerine öncelik veriyor. Bu topraklar, ne yazık ki... Yani, IŞİD, Şii oldukları için Telafer'deki Türkmenleri katlediyor, topraklarından sürüyor ama Irak'ın merkezî yönetimi, bu defa Şii olduğu için Musul'daki, Telafer'deki Sünni Türkmenlere saldırıyor. Sonuç itibarıyla, Şii'si de, Sünni'si de, Türkmenler bir yok olma günü yaşıyorlar.

Değerli milletvekilleri, bunlar bizim soydaşlarımız ve inanız ki bizim faturalarımızı ödüyorlar. Buraları bin yıldır yönetmiş atalarımız buraları terk ettikten sonra da orada kalan insanlarımız bizim faturalarımızı ödüyorlar. Bugün, Şii oldukları için Telafer'den sökülüp atılan Türkmenler maalesef Erbil'e de kabul edilmiyor, maalesef Kerkük'e de kabul edilmiyor. Necef yollarında, Kerbela yollarında, IŞİD'e de yakalanmamak kaygısıyla çöllerden giderek, bir yandan sıcağın kavurmasıyla, bir yandan IŞİD'in tehdidiyle yok oluyorlar; gözümüzün önünde bir vahşet yaşanıyor.

Değerli milletvekilleri, Gümüşhane'nin sorunları çözülmüş olabilir ama insan olmanın sorumluluğunda, aynı tarihi paylaşmış olmanın sorumluluğunda Irak Türkmeneli'nde yaşanan bu vahşete duyarsız kalmamız Allah indinde bile kabul edilmez. Onun için sizleri 2 hususta uyarmaya çalışıyorum.

1991'de yaşanan Saddam zulmünden sonra Birleşmiş Milletler nasıl Kürt soylu kardeşlerimize güvenlikli bölgeler oluşturduysa, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin müracaatıyla Telafer'deki Şii Türkmenlere de Sünni Türkmenlere de böyle güvenlikli bir bölge oluşturulması Birleşmiş Milletlerin gündemine getirilmeli. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi sahiplenmeli, Hükûmete bu yönde telkinde bulunmalı.

İkincisi de: Kamplar kurulmalı. Türkmenler sığınacak yer arıyor, çöllerde yok oluyorlar. Niye hudutlarımızın hemen içinde ve kenarında bu Türkmenler için kamp kurmuyoruz? Suriyeli Türkmenlere, Suriyeli sığınmacılara gösterdiğimiz bu alicenaplığı Iraklı Türkmenlere göstermek de bizim bir vicdan sorumluluğumuzdur. Bunu sizin takdirlerinize ve bilgilerinize sunmak istedim.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)