| Konu: | IĞDIR MİLLETVEKİLİ SİNAN OĞAN'IN HDP GRUP ÖNERİSİ ÜZERİNDE YAPTIĞI KONUŞMASI SIRASINDA ADALET VE KALKINMA PARTİSİNE SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 123 |
| Tarih: | 22.07.2014 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben iki gündür bakıyorum, Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekili arkadaşlarımız ile Milliyetçi Hareket Partisinden bazı arkadaşlarımız grup başkan vekillerinin verdiği cevaptan rahatsız oluyorlar.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Yok, hiç öyle bir rahatsızlığımız yok. Hükûmet versin cevabı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yani diyorlar ki: "Bakan, Hükûmet buradayken siz niye veriyorsunuz? Siz İçişleri Bakanı olmaya layıksınız." diye onları söylüyorlar. Bizim arkadaşlarımız, 311 milletvekili...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Senin gözün orada biliyorum, senin gözün orada.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen kaçırdın treni Elitaş, senin olma şansın yok artık. Ama belki, Başbakan yaparlar seni!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, şunu diyorum: 311 milletvekili her türlü göreve layık arkadaşlarımızdan seçilmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani o konuda hiçbirimizin kaygısı, korkusu yok, müsterih olabilirsiniz. Bu arkadaşlarımız her görevi yapabilecek kabiliyettedir.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Niye dışarıdan getirdiniz öyleyse?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hani size küfredenler vardı ya; Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, onları niye getirdiniz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ha, siz grubunuzla değerlendiriyorsanız ona bir şey demem. Bizim burada 311 milletvekilimiz onu yapar, bu konuda rahatsız olmayın, bir.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - İçişleri Bakanını niye dışarıdan getirdiniz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Genel Başkanınıza söylemediği laf kalmadı onların. Niye getirdiniz? Biz söylesek kıyameti kopartırsınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İki: Hatibi de çok iyi dinleyin. Hatip burada elini kürsüye vurarak milletvekili arkadaşlarımızı bostan korkuluğu olmakla suçladı. Artı, kadın milletvekillerimizle ilgili "Eylem yaptınız mı?" dedi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Süleyman Soylu'nun söylediğini ben söylesem burada hepiniz ayağa kalkarsınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama şunu söylüyorum: Bütün konuşmaları, bütün söylemleriyle, Irak'ta yaşayan, Musul'da ortaya çıkan hadiseler münasebetiyle Türkmen kardeşlerimize yapılan zulmü ifade etmeye çalıştı. Buna hepimiz katılıyoruz, orada bir zulüm var ama bu zulümle ilgili konuyu... O bölgede yaşayan insanlarımızın selameti için, o bölgede yaşayan insanlarımızın daha iyi bir durumda olmaları ve tehlikelerle karşı karşıya kalmaması için Hükûmet bir politika ortaya çıkarıyor, koyuyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nedir, politikası ne ya Hükûmetin? Şimdi, soruyoruz sana, Hükûmetin politikası ne orada?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada gelip de kürsülerde yumruk atarak "Şunu yaptınız, bunu yaptınız." demek hiçbir şeyi ifade etmez. Sadece karından konuşmak anlamına gelir.
SİNAN OĞAN (Iğdır) - Ne yaptınız Sayın Elitaş? Bir tane yaptığınız şeyi söyleyin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Üç: Söylemleri tamamıyla "Arap Müslüman'ı buraya getiriyorsunuz, bağrınıza basıyorsunuz; Türkmen Türk'ü buraya getirip bağrınıza basmıyorsunuz."
SİNAN OĞAN (Iğdır) - "Haklı olarak basıyorsunuz." dedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya bırak artık şu kafatasçılığını, bırak artık şu ırkçılığı!
SİNAN OĞAN (Iğdır) - Suriyelileri haklı olarak getirdiniz ama Türkmenleri haksız olarak getirmiyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Biz bu milleti ne olursa olsun, mezhebi, dini, cinsi, ırkı ne olursa olsun insan olarak bağrımıza bastık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bu ülkede yaşayan 77 milyon Türk'ü, Kürt'ü, Alevi'si, Sünni'si, hepsi bu vatanın evladıdır diyoruz.
SİNAN OĞAN (Iğdır) - Söyleyin, söyleyin, deyin ki: "5 bin Türkmen'i getirdim." Söyleyin, söyleyin; Hükûmet değil misiniz, söyleyin. Kaç Türkmen'i getirdin, söyle.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Biz bu dünyada yaşayan her bir ferdi Yaradan'dan ötürü seviyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.
SİNAN OĞAN (Iğdır) - Söyle, kaç Türkmen getirdin, söyle. Söyleyin, söyleyin, ben de özür dileyeceğim sizden, söyleyin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anlayın artık bunu. Bakın, bakın, artık söylemek istemiyorum. Mübarek gün, ramazanın son günlerine geldik. Ben oruçluyum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Elitaş, lütfen...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye söylüyorsun bunu ya? Niye naklen yayın yapıyorsun oruçlu olduğunu?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Herkesin ramazanı mübarek olsun. Ramazan Bayramı'nı da tebrik ediyorum.