GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, AFYONKARAHİSAR MİLLETVEKİLİ KEMALETTİN YILMAZ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, AFYONKARAHİSAR İLİNDE BULUNAN BÜYÜK TAARRUZ'UN BAŞLATILDIĞI KOCATEPE'NİN SORUNLARININ BELİRLENMESİ, GEÇMİŞİNİN, BUGÜNÜNÜN VE GELECEĞİNİN ARAŞTIRILMASI, TARİHİMİZDEKİ ÖNEMİNE YAKIŞIR BİR HÂLE GETİRİLMESİ İÇİN İDARİ VE KURUMSAL YASAL DÜZENLEMELERİN YAPILMASI AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/399), GENEL KURULUN 22 TEMMUZ 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

KEMALLETİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük Taarruz'un başlatıldığı Kocatepe'nin sorunlarının belirlenmesi, bugününün ve geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz Meclis araştırması açılması teklifimizle ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, aradan doksan iki yıl geçmiş olmasına rağmen, Büyük Taarruz artan bir ilgiyle ulusal ve uluslararası alanda önemini koruyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, destanların yazıldığı, varoluş mücadelemiz Kurtuluş Savaşı'nın en önemli safhasıdır Büyük Taarruz. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'u, Afyonkarahisar'ın Merkez ilçesine bağlı Büyükkalecik kasabası sınırları içinde yer alan 1.874 rakımlı Kocatepe'den başlatmış ve günümüzde de varlığını sürdüren siperden bizzat sevk ve idare etmiştir.

Kocatepe'nin önemi Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından tartışılmazdır. Kocatepe Türk tarihinin önemli noktalarından olan Gelibolu Yarımadası'ndan farklı değildir. Ancak, yıllardır, Kocatepe maalesef unutulmuştur. Kocatepe'nin Büyük Taarruz için başlangıç noktası seçilmiş olması tesadüf değildir. 1.874 rakımlı Kocatepe'den Yunan ordusunun işgalinde olan bütün toprakları panoramik olarak görmek mümkündür. Bugün de ordumuzun kullandığı siperleri, mevzileri, düşman siperlerini, ateş noktalarını açıkça görebilmek mümkündür. Kocatepe'de bulunan Atatürk Anıtı 1993 yılında yaptırılmış, kısıtlı bir peyzaj çalışması yapılmıştır. Şu hâliyle, yılda bir defa, 26 Ağustos tarihinde vatandaşlarımızın ziyaret edebildiği bir anıt olmaktan öteye geçmemektedir. Kocatepe'nin hak ettiği değere kavuşturulması, tarihinin tam olarak araştırılması ve gelecek nesillere aktarılması gerekmektedir. Alanda ciddi bir rekreasyon çalışması yapılması, tarihî dokuya ve çevreye zarar vermeden insanların ziyaret etmesi, tarihimizin tam idrakinin sağlanması, kültür ve tarih turizmi merkezi hâline getirilmesi için çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Bin yıllık kardeşliğimizin mührü ve cumhuriyetimizin âdeta tapusudur Kocatepe. Din için, namus için, vatan için, özgürlük için, bayrak için şehadet şerbetini içmiş vatan evlatları koyun koyuna yatmaktadır Bayburtlu Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği'nde.

Cumhuriyetin temelleri bu inanç, bu gayret ve fedakârlık sayesinde atılmış, millî ve manevi değerlerle harmanlanmış, ümit ve umutla büyük hedeflere doğru yolu çizilmiş; siyasi, hukuki ve sosyal teşkilatlanmamızın sonucunda bugünlere gelinmiştir.

Gelinen bu noktada, cumhuriyeti kuran iradenin maalesef ihmal edilmesi, ötelenmesi, dışlanması, zaman zaman da yok edilmeye çalışılması sonucunda âdeta emperyalist güçlerin topla tüfekle elde edemediklerini sinsice, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire dayatmaları sonucunda Türkiye Cumhuriyeti bugün ağır tehditlerle boğuşmaktadır. Bağımsızlık ve şeref sembolümüz, birlik ve kardeşlik nişanemiz ay yıldızlı al bayrağımız bugün hain furyasının hedefindedir. Türk Bayrağı, belirli aralıklarla, çekildiği gönlerden alçakça indirilmekte veya buna teşebbüs edilmektedir. Bu olaylar çoluk çocuk işi değildir, tesadüfi de değildir.

Türk kültürü ciddi bir yabancılaşma ve yozlaşmanın sınırındadır. Tarihî şark meselesi adım adım gerçekleşmektedir. Asırlardır gündemde olan Türkleri Anadolu'dan çıkarma, İslamiyet'i küçültme, terörize etme planı adım adım amacına doğru ilerlemektedir. Bu hain emele payandalık ve paryalık yapan içimizdeki siyasi ve silahlı taşeronlar, ülkemizi her geçen gün büyük bir çıkmazın içine çekmektedir.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı ve siyasi taşeronu olan AKP üst düzey yöneticileri ile Büyük Orta Doğu Projesi'nin silahlı taşeronu olan PKK ele ele verdiler ve millî ve üniter devlet yapımıza,

toprak bütünlüğümüze, millî birliğimize ve beraberliğimize çok ciddi darbeler vurmaktadırlar. Ülkemizde maalesef ahlakın, hukukun, vicdanın, dürüstlüğün, huzur ve kardeşliğin her geçen gün erozyona uğradığını üzülerek müşahede ediyoruz. Türk milleti böyle bir zillete razı olmaz, katlanamaz ve inanıyorum ki katlanmayacaktır. Her zaman olduğu gibi doğruyu, iyiyi, güzeli, helali, sevabı tercih etme erdemini mutlaka gösterecektir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye çok zor bir coğrafyada yer alıyor. Etrafımızdaki etnik ve mezhebi rekabetler kan dökmeye devam etmekte, komşularımızda ciddi bir kaos hâkim olmuş durumdadır.

Büyük Orta Doğu Projesi'nin gereği, bugün Orta Doğu, etnik, dinî, ideolojik ve mezhebi farklılıkları kaşınarak, çatıştırılarak dünyanın en istikrarsız alanı hâline getirilmiştir. "Arap Baharı" diyorsunuz ya, ne oldu? Arap Baharı kan, gözyaşı, ölüm ise böyle bahar olmaz olsun. Ne oldu Libya'ya? Ne oldu Mısır'a? Ne oldu Suriye'ye?

Dün Arap Baharı'nın hamisi ve mimarı olarak övünen BOP Eş Başkanı bugünlerde yeni bir deyimle ortaya çıktı ve bunu her gittiği ortamda âdeta kulak dolgunluğu oluştururcasına söylemeye devam ediyor.

BOP Eş Başkanının yeni Türkiye'si, Türklüğün çiğneneceği, milliyetçiliğin ayaklar altına alınacağı, bölücülerin söz sahibi ve yol gösterici olacağı bir yapıdır.

Büyük Orta Doğu Projesi'nin Eş Başkanının yeni Türkiye'sinde yalan, dolan, talan, yüzsüzlük, yasak, yabancılaşma, kamplaşma, sahtekârlık, münafıklık ve riyakârlık hâkim olacaktır maalesef.

Büyük Orta Doğu Projesi'nin Eş Başkanının yeni Türkiye'si, zorbaların, eşkıyaların sözünün geçtiği, millî ruh ve millî ahlakın dumura uğratıldığı, işsizliğin, yoksulluğun, sefaletin artacağı ve masum insanlarımızın istismar edildiği bir ülkenin adı olacaktır maalesef.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanının sözünü ve vaadini verdiği yeni Türkiye, Ermeni diasporasından özür dileyen, Kıbrıs'tan vazgeçen, Ege'yi Yunanlılara, Akdeniz'i Rum ve siyonistlere pazarlayan, isyancılara ve işgalcilere anıtlar yaptıran, hainleri baş tacı yapan, âdeta akıl tutulması yaşanan bir ülkenin habercisidir.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanının yeni Türkiye'si, kadın cinayetlerinin âdeta otomatiğe bağlanacağı, uyuşturucu kullanma yaşının düşeceği, suç ve suçlu sayısının tavan yapacağı, icra dairelerinin sayısının artacağı, esnafa, memura, çiftçiye, emekliye, işçiye hayat hakkı tanımayan, hatta yok farz eden bir ülke gerçeğidir.

Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanının "yeni Türkiye" söylemi, 17-25 Erdoğan'ın diktatörleşeceği, "Hırsız var." diyenlerin dövüleceği, "Saat kaç?" diye soranların mahkûm edileceği, devlet hazinesinin soyulup soğana çevrileceği, hukukun resmen çiğneneceği, kanunsuzlukların resmileşeceği bir ülke manzarasıdır. Bu, kabul edilemez ve edilmeyecektir değerli milletvekilleri.

29 Ekim 1923 tarihi bizim için yeni bir Türkiye'nin miladı olmuştur. Bu miladı, hiç eskimeyecek olan yeni Türkiye'yi, Büyük Orta Doğu Projesi'nin Eş Başkanı ve siyasi taşeronu 17-25 Erdoğan ve BOP silahlı taşeronu PKK ve diğer çıkar çeteleri dahi eskitemeyecektir. Doksan iki yıl önce Kocatepe'den, cumhuriyetin kurulduğu topraklardan Türk milleti olarak tavrını koyan irade buna müsaade etmeyecektir. Türk milleti, cumhuriyetini kuran irade etrafında birleşip bütünleşerek Türkiye'yi sahipsiz bırakmayacaktır.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde araştırma önergemize desteklerinizi bekler, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım efendim. (MHP sıralarından alkışlar)