GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, BURSA MİLLETVEKİLİ İLHAN DEMİRÖZ VE 21 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN, BURSA'DA FAALİYET GÖSTEREN TAŞ, MADEN, MERMER VE KUM OCAKLARININ NEDEN OLDUKLARI SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/1000), GENEL KURULUN 22 TEMMUZ 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların ve sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek problemlerin bugünden tespit edilerek gereken önlemlerin alınması amacıyla vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen değerli yurttaşlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sözlerime, günlerdir Gazze'de Filistin halkına İsrail tarafından uygulanan katliamı şiddetle ve nefretle kınayarak başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, taş ocakları, maden, mermer ve kum ocaklarının işletilmesinin ihtiyaç olduğunu biliyoruz ancak bildiğimiz bir başka konu ise ülkemiz coğrafyasına, tarih dokusuna, sosyal yaşamına ve verimli tarım alanlarına onarılması güç zararlar verilerek büyük çevre felaketlerine zemin hazırladıklarıdır. Gerekli inceleme, değerlendirme yapılmadan, doğaya ve su kaynaklarına vereceği zarar araştırılmadan ÇED raporları veriliyor, ruhsatlar verilip denetlenmiyor. Bu işletmeler ülkemizin doğasına, tabiatına ve insanlarımıza büyük acılar yaşatmaktadır, Manisa Soma'da, Bursa Mustafakemalpaşa Bük'te, Amasya'da, Zonguldak Kozlu ocaklarında olduğu gibi. Bitki örtüsünü, yeşil alanları tahrip eden bu işletmeler topografik yapıyı çıkan hafriyatlarla -dökme nedeniyle- bozmaktadırlar. Dinamit kullanılması nedeniyle su yatakları değişmekte, su toplama havzaları zarar görerek su kirliliğine neden olmaktadır. 28 Haziran 1998 yılında Danimarka'nın Aarhus kentinde Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından imzaya açılmış Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Çevresel Karar Verme Sürecine Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi 30 Ekim 2001 tarihinde Avrupa Birliği ve 43 ülke tarafından imzalanmıştır. Burada ifade edilmesi gereken bir husus bu sözleşmenin onaylanmasının Avrupa Birliği üyelik yolunda Türkiye'nin yerine getirmesi gereken şartlardan olduğudur. Ancak, ilerleme raporlarında Türkiye'nin hâlâ bu sözleşmeyi imzalamadığını özellikle belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; Osmanlı İmparatorluğu döneminde Taşocakları Nizamnamesi yayınlanmış ve şöyle ifade edilmiş: "Bir köy veya kasaba veya birden çok köylere mahsus mera, koru ve diğer umuma ait arazi-i metrukede ocak açılması, işletilmesi için ruhsat verilmesi ancak o köy ve kasaba halkının o araziden sağlamakta olduğu yararın zedelenmemesi şartına bağlıdır."

Bir asır önce çıkarılan taş ocaklarıyla ilgili düzenlemelerin aksine maalesef bugün köy halkı, çevre etkileri değil, kişilerin, yandaşların kazanacağı para miktarına bağlıdır.

Seçim bölgemiz Bursa; İstanbul, Ankara gibi metropoller olmak üzere Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgesi'nde birçok ili besleyen tarımsal merkez durumdadır. Ancak, tarımsal açıdan çok önemli olan bu ilimiz Bursa'mızda, giderek azalan tarım alanlarının korunması gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

Bursa'mızın dağ ve tepeleri, Ankara'dan maden arama ruhsatları çerçevesinde tamamen parsellenmiştir. Yıllarca çiftçilerin gözleri gibi baktığı çalılık, fundalık, ormanlık alanlara artık vatandaşlar girmemektedir. Çünkü ellerindeki belgeyle belli bir süre için alınan bu alanların ÇED raporu dikkate alınarak belirli kısımlarda çalışma yapmak suretiyle etrafları çevrilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Bursa seyahatinizde İzmir, İstanbul veya Ankara istikametinden gelirken Uludağ yamaçlarında insan yüzüne ustura atılmış şekilde taş ocaklarını, maden ocaklarını, mermer ocaklarını görebilirsiniz.

Ayrıca, İstanbul-Orhangazi-Gemlik-İzmir otoban yolunda zeytin alanları içerisinde de taş ocaklarıyla, kırma taş tesisleriyle karşılaşabilirsiniz.

Başka bir konuyla karşılaşmanız ise bilgisayardan İnternet'e girerek Bursa'da satılık taş ocakları olduğunu ve hem de şehir merkezine 22 kilometre, hızlı trene 4 kilometre mesafede olduğunu da belirtmek isterim.

Değerli milletvekilleri, Nilüfer Çayı'mız var, sahibi yok; kirletiyorlar, kirli akıyor. Mahkeme kararına rağmen Orhaneli Başköy ve Mustafakemalpaşa Kabulbaba ve Sülük köylerinde maden ocakları çalışmaya devam ediyor. İnegöl Tüfekçikonağı HES Projesi'yle Tüfekçikonağı köyü, Sulhiye, Mezit, Osmaniye, Eskikaracakaya, Rüştiye, Yeniköy, İhsaniye, Kınık, Özlüce köyü ve Kurşunlu beldesi susuz bırakılıyor. Keles Kozağacı Vadisi'ndeki Durak, Harmandemirci, Yunuslar, Davutlar, Denizler, Çayören, Issızören mahallerini içine alan termik santrale 2006'daki olumsuz rapora rağmen hâlâ bu konuda ısrar devam ediyor. Yenişehir Karacaali ve Karaköy'e ait mera alanları elden çıkartılarak oto test merkezi kurulduğunu da belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, yeşil Bursa'yı gri yapanlar, TOKİ ucubeleriyle Bursalımızı çevreleyenler şimdi de şehrin merkezinde termik santral ve çimento fabrikası kurulması için müsaade etmektedirler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bursalılara sormadan, onların adına Demirtaş'ta termik santral, Nilüfer İnegazi'de çimento fabrikası kurulmasının ön olurlarını veriyor.

Bu Bakanlığın ÇED raporuyla ilgili konusundaki olumsuz örneklerini çoğaltabiliriz. Türkiye'nin yükselen turizm değeri İzmir yarımadasında Çeşme, Urla, Karaburun, Seferihisar ve Alaçatı'da maalesef taş ocaklarına ÇED onayının verildiğini ifade etmek istiyorum. Bir başka ÇED onayının verildiği yer, Artvin Cerattepe'de altın madeni için ÇED raporunun verilmesidir. Artvinliler ayakta, Dere Mahallesi, Haypetlisi, Korzullusu, Oruç'tan, Melo'dan Dirink'ten, İşkabil'den, Sinkot'tan, Hezor'dan, Geyishane'den Kafkasör'e insan zinciriyle ulaşıyorlar. Cerattepe için yanlarında olduğumu ifade ediyor, Artvin'i bu onurlu direnişinden dolayı kutluyor, hepsine buradan sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Bursa'da ÇED'le ilgili bunlar olurken "Acaba Genel Kurulumuzda neler oluyor?" diye sorarsanız, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda yapılanlar, 149 maddelik torba yasanın içerisinde çiftçinin, köylünün sıkıntılarını giderecek bir maddenin olmadığını belirtmek istiyorum. Çiftçilerimiz sıkıntı içerisinde. Burada onlara vereceğimiz, Ziraat Bankası ile tarım kredi kooperatiflerindeki faizlerin silinmesiyle ilgili yapılandırma, yine sulama birliklerine ve sulama kooperatiflerine, TEDAŞ'a olan elektrik borçlarının yapılandırılması onları mutlaka ve mutlaka belli noktalarda rahatlatacaktır. Çünkü bu yıl, 2014 yılında, her zaman Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tarımı yok etme pahasına yaptığı politikaların haricinde bir de ayrıca yağmurla, doluyla, selle çiftçilerimizin çok zor durumda olduklarını ifade etmek istiyorum.

Plan ve Bütçe Komisyonunda çiftçilerimizin sorunlarını bir nebze giderecek önergelerimizi reddeden iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın Genel Kurul çalışmalarında aynı yönde vereceğimiz önergelerimize bu sefer destek olacaklarının yanı sıra, taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları sorunların tespiti ve sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek sorunları tespit etmek amacıyla vermiş olduğumuz Meclis araştırma önergesine destek vereceğini umut ediyor, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)