GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA GÜN VE SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE VE 5 VE 12 AĞUSTOS 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULAR İLE DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA YER ALAN İŞLERİN GÖRÜŞÜLMESİNE; 6 VE 13 AĞUSTOS 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kayseri Milletvekili Sayın Halaçoğlu, Kayseri'yle ilgili bazı meseleleri söyledi. Ondan önce de bizim grup önerimizi "O kadar yanlış yapmışlar ki." diye ifade etti ama ben burada yanlışın ne olduğunu anlayamadım. İki üç dakika da bizim yanlışımızla ilgili şeyler söylemeye çalıştı ve görüşeceğimiz 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın üçüncü bölümüyle ilgili dün akşamki söylediklerini aynen tekrar etti.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Anlamıyorsunuz, o yüzden tekrar etmek gerekiyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Dün akşam burada sizi dinleyen milletvekilleri bunun harfiyen aynı olduğunu gördüler, dinlediler. Herhâlde, bugün, dün akşamki yaptığınız konuşmanın tekrarı kayıtlara geçsin diye bugün yapmış olabilirsiniz.

Bakın, yaptığımız işlem şu... Önergelerinize de yarın tutanakları inceleyenler bakacaklar, bugüne kadar 50 madde geçti. 50 maddenin okunma süresi, özellikle sizin önergenizin okunması yaklaşık yedi dakika sürüyor. O yedi dakikalık kısmın tamamı, önerge üzerindeki yazılan "şu şunun kanun teklifiyle, şu sıra sayısıyla, 2 taksim şu veya 2'ye şu" gibi önergelerle, "Başkanlık fezlekesiyle" diye gelen ama bir bakıyorsunuz diyor ki, örnek veriyorum: "Yaptığı toplantıda"yı "Yaptığı toplantı" diye, "bir cümle değişikliği" diye ifade ediyorsunuz ve ortaya koyuyorsunuz. Aslında, bunun...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Onun sebebini bilmiyor musun sen?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O önergenin ne olduğunu mu?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - O önergeler, maddede olumlu bir düzenleme varsa değiştirmek istemediğimizi gösterir. Teşekkür etmen lazım.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hayır, o önergenin...

Ben onu söylüyorum Erkan Bey, ona teşekkür edeceğim.

Yani, o tutanakları inceleyenler, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin olağanüstü bir şekilde bu kanuna çalıştıklarını, müthiş bir şekilde incelediklerini...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Evet, evet...

FARUK BAL (Konya) - Bir harf bile önemli, bir nokta bile önemli.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...ve bir cümlede geçen bir kelimenin sözlük olarak değiştirilmesi gerektiğini uzun çalışmalar sonucunda anladıklarını ve "Bunlar ne kadar büyük çalışmışlar, emeklerine teşekkür ediyoruz." diyeceklerini... Tarihte sizi görecekler ve madalya vereceklerdir.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Utan utan bundan, bunları söylemekten utanman lazım senin!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, HDP Grubu diyor ki...

539... 569... Sıra sayısı kaç?

HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - 639.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - 539 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin...

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - 639...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tasarıdan haberin yok senin be.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sen çalışmamışsın ya, 639. Grup başkan vekilisin, daha sıra sayısını bilmiyorsun. Ne kadar ayıp!

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Grup başkan vekilisin tasarıdan haberin yok. Adını bile bilmiyorsun, numarasından haberin yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - "639 sıra sayılı Kanun Teklifi'ni şu hâlde olarak değiştirelim" diyor. Cumhuriyet Halk Partisi farklı bir şekilde yapıyor.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu tasarıyı hepinizden iyi biliyoruz biz, hepinizden.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Doğrudur.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Var mısın tartışmaya?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Onun için "cümle" yerine "tümce" diyorsunuz, "kelime" yerine "sözcük" diyorsunuz, çok iyi bildiğiniz için!

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Orada 148 maddedeki önergeleri konuşacağız. Cahil adam!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, değerli milletvekilleri, şimdi, Kayseri Hunat Camisi Vakfı'yla ilgili söylediğiniz yerin geçmişi nedir?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Nasıl?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şu anda "Kayseri Forum" olan yerin geçmişinde ne vardı? Ne vardı orada?

FARUK BAL (Konya) - Geçmişi vakıf işte, vakıf. Ne olursa olsun.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Geçmişinde stadyum vardı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Daha önce 1957 yılında yapılmış stadyum, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptığı anlaşma çerçevesinde stadyum, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait bu stadyum, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptığı anlaşma çerçevesinde bugün Türkiye'ye örnek olan 33 bin kişilik bir stadyum hâline getirildi. Sattığı parayla Kayseri Belediyesi, o bölgenin hem stadyumunu yaptı hem şehir terminalini yaptı ve bunu da örnek hâle getirdi. Eğer o şeyle de ilgili hak sahipleri -vakıflar da var, vakıf olan bir kısım hak sahipleri de var- istimlak edilme süreci içerisinde, istimlak edildiği dönem içerisinde mahkemeye gittiler. Mahkeme dedi ki: Bu stadyum, altmış yıla yakın bir süredir kullanılmış, amacını gerçekleştirmiştir, bunun yerine başka bir stadyum yapıldığından ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne devredildiğinden hak sahiplerinin mahkemedeki itirazları reddedilmiş ve Yargıtay da bunu onamıştır. Yani, buradaki kanunda ifade ettiğiniz -100'üncü madde mi, diğer madde mi o kanundaki- konu, maalesef, bu kanun tasarısının içerisinde yok Sevgili Hocam.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - 100'üncü madde mi yok?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, o Kayseri Stadyumu'yla ilgili olan kısım bu kanun tasarısı içerisinde yok; bir.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Ya, meralardan bahsettik.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kayseri'yle ilgili mesele...

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Meradan bahsettim, onun için vakıf arazisinden bahsettim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya Hocam, etme gözünü seveyim, meradan vakfa geçiyorsun, vakıftan Hunat Camisi'ne geçiyorsun, oradan stada geçiyorsun yani bir yolda yürü ondan sonra ne yapacağına git.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Ben şimdi size izah ederim. Şimdi, ben izah ederim

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen de grup önerinden bahset ya. Süre bitiyor ama.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kayseri Stadyumu'yla ilgili olan kısım bu konuda yok, onu bilgilerinize sunmak istiyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Ben şimdi size izah ederim onun ne olduğunu, vakfı da izah ederim. Ne üçkâğıtçılıklar döndüğünü, vakfını da izah ederim; onu da izah ederim size.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen önce grup önerinizi bir izah et. Grup önerisini izah ettin mi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, Sayın Hamzaçebi bir mesele ifade etti, geldi, Sayın Başbakanın... 17 Temmuz tarihinde -Sayın Canikli de gelmiş buraya, herhâlde kendisi de cevap verir- burada alınan bir karar gereğince, İsrail'deki ortaya çıkan hadisenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kınanmasıyla ilgili bir ortak önerge ortaya çıkmış. Şimdi, duyduğumuz kadarıyla hem Cumhuriyet Halk Partisinin değerli milletvekili bir arkadaşımız hem de AK PARTİ'den bu konuyla ilgili bir arkadaşımız veya Dışişleri Komisyonu üyesi arkadaşlarımız bir metin hazırlarlar ve siyasi partiler bir araya gelirler, görüşürler. Daha sonra bunu ortak metin hâline getirmek üzere bir anlaşma yaparlar ve sonuçta da bu metin ortaya çıkar ve 19 Temmuz tarihinde Sayın Başbakanın bu konuyla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisinin getirdiği taslakla ilgili çarpıtarak farklı bir şey ifade ettiğini söylerler. Ben bunu, Sayın Başbakanın konuşmasını dinlemedim. O gün Genel Kurulda çalışmalarımız vardı, söyleyip söylemediği konusunda emin değilim, zaman da olmadığından teyit edemedim ama Sayın Hamzaçebi'nin bir sözünden Cumhuriyet Halk Partisinin niyetinin ne olduğu belki anlaşılabilir diye ifade etmek istiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarında mevcut. Sayın Hamzaçebi söylüyor bunu: "İsrail'in Gazze'ye yönelik olarak başlatmış olduğu askerî harekât giderek amacını aştı." Amacı neydi? Yani İsrail meşru müdafaa mı yapıyordu ki bu askerî harekât amacını aştı? Arkasından söylenen cümlelerde de geliyor, diyor ki: "Amacını aştı, artık bu, çocukları ve sivilleri öldürmeye doğru gitti." Yani İsrail'in eğer Gazze'ye yaptığı harekât amacını aşmamış olsaydı, bu, meşru müdafaadan başka bir şey değildi anlamının çıktığı o taslağınızı ben aradım...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kendini savunma amaçlı yaptığını açıkladığı için söylüyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...buradaki notlardan aradım, bulamadım ama sizin yaptığınız, herhâlde, o günkü konuşmanız olabilir, o günkü konuşma çerçevesinde bu yaptığınız cümleden aynı amaç çıkar.

İki, "Siyasetçiler dürüst olmalı, namuslu olmalı." Doğru söylüyorsunuz. Mesela, şu cebimde bir önerge var, dün sizin grubunuzun verdiği bir önerge var. Hatırlarsanız hep beraber hazırladığımız, düzenlediğimiz, 2 milletvekili arkadaşımızın, Sayın Toptaş'ın da beraberinde olduğu ve disiplin kuruluna gönderdiğiniz, milletvekili emekli maaşlarıyla ilgili yaptığımız bir artırma söz konusuydu.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kimi disipline gönderdik?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Toptaş'la beraber imzalarının olduğu...

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Biz bir yere gitmedik.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...ve Tanju Bey'in de imzasının bulunduğu ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Elitaş, kimseyi disipline göndermedik, doğru söylemiyorsun. Ama doğru konuşun lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...Sayın Cumhurbaşkanına mektup yazarak "Ne olur bundan vazgeçin." dediği bir teklif vardı. Siz onu getirdiniz buraya, kanun tasarısının içerisine madde ihdası olarak ortaya koydunuz. O zamanki neydi biliyor musunuz? O zamanki yüzde 60'tı herhâlde, sizin getirdiğiniz teklif eğer kabul edilseydi, AK PARTİ milletvekilleri, Komisyon üyeleri oraya oturmuş olsalardı, o teklifle birlikte, milletvekili emekli maaşlarına yüzde 56,5 zam gelmiş olacaktı. Sizi disipline verdiler Sayın Toptaş, biliyorsunuz, o konuyla ilgili.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Hayır, hayır, disipline falan vermediler.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne alakası var ya!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - O konuyla ilgili disipline verdiler.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Hayır, yok öyle bir şey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, doğru söylemiyorsun Elitaş, doğru söylemiyorsun. Bir sefer doğru konuş o kürsüden ya! Her zaman aynısı. Şu imamı anlat sen o zaman, imamı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, siyasetçi, lafının arkasında durmalı. Allah rahmet eylesin, Ferit Mevlüt Aslanoğlu bu konuyla ilgili perişan oldu, dün o önergeyi dinledikten sonra kemikleri sızlamıştır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İmamı anlat Elitaş.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, sizin Genel Başkanınız, Genel Müdürken, oğlu 13 yaşında -Mart 1994 veya 1996- ortaokul talebesi, büyük bir şirkette sigortalı işçi olarak çalışıyor.

HASAN ÖREN (Manisa) - Hırsızlıktan iyidir be kardeşim ya!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Elitaş, imamı anlat, imamı. İmamı anlat, akçeli işleri anlat sen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sordum kendisine, dedim ki: Sizin oğlunuz ortaokul talebesiyken, Mart 1994 tarihinde, okula mı gitti, saz çalmaya mı gitti? Okula gittiyse eğer bu sazı nasıl yapacak, sigortalı nasıl gözükecek?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İmamı anlat, bırak bu işleri. AKP Grubunun yüzde 90'ının çocukları sigortalıdır, tek tek çıkarsın, söylesinler. Boş ver sen bu işleri, imamı anlat, imamı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada eğer farklı bir durum söz konusuysa, burada eğer, sizin 1998, 1999 yıllarında çıkarmayı planladığınız uzun vadeli...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çirkin siyaset yapma be!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...uzun süreli, 2001 yılındaki emeklilik yaşının uzatılmasına yavrunuzun takılmaması için mi bunu yaptınız diye sorduğumuzda, Sayın Kılıçdaroğlu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onun çocukları kamunun malını çalmadılar, kamunun malını hortumlamadılar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...Grup Başkan Vekiliydi, cevap veremedi. En son da biliyorsunuz, torununu, daha 1 yaşındaki torununu sigorta ettirmişti.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen imamı anlat, imamı. Nasıl paylaştınız, onu anlat.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Dürüst olan siyasetçi, dürüstlüğünü her yerde göstermelidir. Kendisi çamur olan, çamur içerisinde gezen siyasetçi başkasına çamur atmaya tenezzül etmemelidir, tevessül etmemelidir.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Çeşme başı kavgası bu!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)