| Konu: | MHP GRUBUNUN, MUĞLA MİLLETVEKİLİ MEHMET ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİSİ VATANDAŞLARIN MEVCUT SORUNLARININ TESPİT EDİLMESİ, BU SORUNLARIN GİDERİLMESİ VE YAPILACAK YASAL DÜZENLEMELER DE DÂHİL OLMAK ÜZERE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 16/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 23 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 23.07.2014 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, bu gece idrak edeceğimiz bin aydan daha hayırlı olan mübarek Kadir Gecesi'nin tüm İslam âlemine hayırlar getirmesini, özellikle de Gazze, Türkmeneli ve Doğu Türkistan başta olmak üzere zulüm gören bütün İslam âleminin huzura kavuşmasına vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ederek başlamak istiyorum.
Gazze'de bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden soykırımı ve bunu gerçekleştiren İsrail'e, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranarak destek verenleri de kınıyorum.
Ayrıca, Türkmeneli'nde devam eden IŞİD katliamında hayatını kaybeden bütün Müslüman soydaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Türkmeneli'de yaşananları görmezden gelenleri de kınıyorum.
Bu arada, iki gün önce hayatını kaybeden ve bugün Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek olan eski Irak Türkmen Cephesi Başkanı merhum Sadun Köprülü'ye Allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum.
Değerli milletvekilleri, insanoğlunun yaratıldığı günden bu yana 3 temel ihtiyacı vardır; bunlar, yeme içme, barınma ve güvenliktir. İnsanların en temel ihtiyaçlarından birisi olan güvenlik, yere, zamana ve koşullara göre sürekli değişmektedir. Günümüzde artan güvenlik ihtiyacı özel güvenlik sektörünün doğmasına vesile olmuş, bu sektör de işsizlere iş umudu, işveren için de dev bir istihdam alanı doğurmuştur. Böylelikle bu büyük sektör bir o kadar da büyük bir rant alanını birlikte getirmiştir. İşverenlerin daha ucuz iş gördürme hevesi ve yasal yetersizlikler özel güvenlik görevlilerimizin mağdur olmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, bu sektördeki çalışanların çoğu taşeron işçi statüsündedir. Bu statüde çalışan vatandaşlarımızın sorunuyla ilgili daha önceden de defalarca eleştirilerimiz, önerilerimiz oldu, yine bu eleştirilerimizi ve önerilerimizi dile getireceğiz.
Değerli milletvekilleri, ulaşabildiğimiz bilgilere göre, Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre -ki bu sayılar sürekli artma eğilimi göstermekle birlikte- ülkemizde özel güvenlik faaliyeti için izin verilen şirket sayısı 1.330'a ulaşmıştır. Özel güvenlik eğitimi verilen kurum sayısı 725, kendi güvenliğini sağlamak üzere özel güvenlik izni alan işletme sayısı da 51 binin üzerine çıkmıştır. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum, sertifikasını almış olan toplam güvenlik personeli sayısı 757 bini aşmıştır. Özel güvenlik kimliği alan görevli sayısı da 470 bini bulmuştur. Hâlen özel güvenlik personeli olarak çalışan kişi sayısı, emniyetin çalıştırdığı polis sayısına hızla yaklaşmaya başlamış, 180 bine ulaşmıştır.
Yine, Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, özel güvenlik görevlisi olmak amacıyla açılan sınavlara giren kişi sayısı, en son ulaşabildiğimiz verilere göre, 1 milyon 115 bini aşmıştır ve bu sınavlarda başarılı olan personel sayısı da 780 bini geçmiştir.
Görüldüğü gibi, bu sektör artık çok büyümüş, sorunları da beraberinde büyümeye devam etmektedir. Bu araştırma önergesinden maksadımız, bu sorunların Parlamentonun bilgisine taşınması ve telafisi imkânsız hâle gelmeden, yeni sosyal patlamalarla karşılaşılmadan, yeni sosyal patlamalar yaşanmadan bir an önce çözülmesinin sağlanmasıdır.
Tam da İş Kanunu'nu görüştüğümüz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının "Taşeron sistemi çok yayılıyor, bir an önce bu işe çekidüzen vermek gerekiyor." dediği anda, güvenlik gibi çok önemli bir sektörün taşeron sistemine havale edilemeyeceğinin bilinmesi önem arz etmektedir.
Ayrıca, yukarıda da belirttiğimiz gibi, binlerce özel güvenlik çalışanının taşeron şirketlerin insafına terk edilmesinin de önü alınmalıdır. Tabii, bu sektörde çalışan, bu sektörden ekmek parasını çıkaran vatandaşlarımızın mevcut sorunlarının ne kadar büyük olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Özel güvenlik olarak çalıştırılan taşeron işçilerin izin, ücret, kıdem tazminatı ve sendikalaşma gibi talepleri herkesin malumudur. Yani bu sektörün her geçen gün büyümesiyle artan sorunları, gün geçtikte telafisi imkânsız sorunlara kapı araladığı ortadayken bugün yaşanan sıkıntıların çözülmesi için neden beklendiği anlaşılır bir durum değildir.
Ücret konusundaki adaletsizliklerden dolayı da birçok özel güvenlik görevlisi vatandaşımız sıkıntı yaşamaktadır. Örneğin, devlet hastanesinde çalışan bir özel güvenlik görevlisi, Sosyal Güvenlik Kurumunda çalışandan, o da havalimanlarında çalışandan farklı maaşlar almaktadır. Yani yapılan işin mahiyeti aynıyken her kurumda çalışan personel ayrı ayrı maaşlar almaktadır ama sonuçta, çoğunluğunun maaşı asgari ücrettir ve asgari ücrete çok yakın rakamlardır.
Ayrıca, bu vatandaşlarımız hayatları boyunca aynı ücreti alıyor ki bu ücret de genelde asgari ücret oluyor. Emekliliğini hak etmeden işinden ayrılmak zorunda kaldığı zamansa -tabiri caizse- ortada kalıyorlar.
Birçok işletme de belli bir yaşın üstündeki özel güvenlik personeli çalıştırmak istemiyor. Hatta bazı işletmeler, şartnamelere belli yaşın üzerinde personel çalıştırılamayacağı mealinde hükümler koymaktadırlar ki bu konuda 35 ila 40 yaş gibi üst yaş sınırları göze çarpmaktadır. Pekâlâ, 40 yaşından sonra işini yapmasına izin verilmeyen özel güvenlikçiler yıllarca bu işi yaptıktan sonra hangi işi yapacak? Hâlbuki, onların tecrübelerinden faydalanılabilecek istihdam alanları oluşturulabilir. Hiçbir şekilde iş güvencesi olmayan özel güvenlik personeli vatandaşlarımızın emekli olabilmek için 40 yaşından sonra da 65 yaşına kadar prim ödemesi gerektiği göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, şunu da ifade etmek isterim ki güvenlik, sadece fiziki güçle sağlanmaz. Bu konuda, çalışanların mesleki tecrübelerinden de faydalanılmalıdır. Belli yaşın üzerinde işsiz, çaresiz kalmış, silahlı eğitim almış kişilerin, insanların yarın, kötü niyetli kimseler tarafından istismar edilmesi de bu vesileyle engellenmelidir, bunun tedbirleri de şimdiden alınmalıdır.
Özel güvenlik personeli vatandaşlarımızın bir diğer sorunu da "mobbing"dir. Yani bu vatandaşlarımızın çalışma saatleri belli değil, fazla mesai ücreti almıyorlar, hafta sonu izni yok, bayram izni yok, iş güvenceleri yok.
Âdeta işverenin oyuncağı hâline getirilen özel güvenlik görevlilerinin diğer bir sorunu da sezonluk çalıştırmalardır.
Değerli milletvekilleri, belki de en önemli sorunlardan birisi de bu sektörde, bugün adımbaşı binlerce insanı ağırlayabilecek nitelikteki AVM'lerdir. Her gün binlerce vatandaşımızın ziyaret ettiği bu AVM'ler sadece müşteri memnuniyetine odaklandığı için bu durum güvenlik zafiyeti doğurmaktadır. Bugün o AVM'lerde -Allah göstermesin- olumsuz bir durum yaşandığı zaman, sorumlusu o özel güvenlik görevlileri olacaktır. Ama onlar görevlerini tam yaptıkları zaman da işlerinden olmaktadırlar çünkü AVM işletmecileri onları, görevlerini tam yaptıkları zaman müşterileri rahatsız etmekle suçlamaktadırlar.
Biraz önce de bahsettiğim gibi, sayısı milyonu geçen özel güvenlik görevlisi sertifikalı vatandaşımız var. Böyle büyük bir sektörün kendi hâline bırakılması büyük tehlike arz etmektedir.
Sendikal hakları olmayan, sosyal güvencesi olmayan, dolayısıyla işveren ne derse görevi olmasa da onu yapmak zorunda olan, ucuz eleman gözüyle bakılan, standart bir ücreti olmayan özel güvenlik çalışanlarının iyi niyeti daha ne kadar istismar edilecek, daha ne kadar bu sorunları çözümsüz bırakılacak, daha ne kadar görmezden gelinecektir? Artık, günümüzde özel güvenliğin ucuz güvenlik anlayışına dönüşmesinin engellenmesi gerektiği ortadadır. Bu insanların da insanca yaşayacakları gelir ve sosyal güvenceleri de bir an önce sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bu arada güvenlik çalışanlarının sorunları konuşulurken polislerimizi de unutmamak gerekmektedir. Bu vesileyle, Hükûmetin polislere verdiği hiçbir sözünü tutmadığını ifade etmek isterim. Yıllardır polislerin sorununu çözme konusunda her seçim meydanında söz veren Hükûmet, bugüne kadar ne polisin emeklilik sorununu çözmüş ne ek mesai ücreti sorununu çözmüş ne de polislerin çalışma saatlerini bir düzene kavuşturmuştur. Unutulmamalıdır ki polislerimizin ve özel güvenlik personelinin sorunlarının çözümü milletin huzurunu sağlayan insanların da huzura kavuşması anlamına gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, önergemizin mahiyeti gayet açıktır. Gelin, hep beraber bu kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için gerekli çalışmaları bir an önce başlatalım. Şu mübarek günde özel güvenlik görevlisi vatandaşlarımızın dertlerini, sorunlarını beraberce araştırıp çözelim, onların çözüm bekleyen bu sorunlarına hep beraber derman olalım.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemize sizlerden destek bekliyor, hepinizin ve yüce Türk milletinin mübarek Kadir Gecesi'ni tekrar tebrik ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.