GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:124
Tarih:23.07.2014

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tasarının 60'ıncı ve 84'üncü maddelerinde genel sağlık sigortası tescili yapılmış olup da gelir testine girmeyenlere altı ay süre verilmesi ve gelir testi yaptırmalarının sağlanması, gelir testi sonucu tespit edilecek gelir seviyesine göre tescil başlangıç tarihinden itibaren belirlenecek genel sağlık sigortası primlerinin yapılandırılması öngörülmektedir. Tabii, burada geriye dönük borç çıkarma hakkaniyetle bağdaşmamakta, bu nedenle tescil başlangıç tarihi yerine vatandaş hangi tarihte başvurduysa o tarih esas alınmalı. Yararlanmadığı genel sağlık sigortası için kendisine borç çıkarılması doğru değildir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2012 yılı Sosyal Yardım İstatistikleri Bülteni'ne göre, genel sağlık sigortası uygulaması kapsamında yapılan gelir testi sonucu, 4 Ocak 2013 tarihi itibarıyla ülkemizde kişi başına net geliri asgari ücretin üçte 1'inin altında olan hane sayısı 2 milyon 517 bin 918, kişi sayısı 10 milyon 401 bin 419'dur. Asgari ücretin altında kişi başına net geliri bulunan hane sayısı ise 3 milyon 606 bin 542, kişi sayısı 14 milyon 363 bin 635'tir. Yine aynı bültene göre "yoksulluk envanteri" olarak ifade edilen Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi'nde 6,3 milyon hane ve bu hanelerde yaşayan 23 milyon kişi yer almaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu verileri altı ayda bir yayınlarken yoksul sayısındaki artış gözünü korkutmuş olacak ki şimdi İnternet sitesinden bile kaldırmıştır, bu istatistikleri bir buçuk yıldır yayınlamamaktadır.

Türkiye, AKP döneminde gelir ve yaşam koşulları açısından gün geçtikçe kötüye giden bir ülke görüntüsü vermektedir. On iki yıllık AKP hükûmetleri döneminde, vatandaşı yoksulluktan kurtaracak ve hakça gelir paylaşımı sağlayacak bir sosyal düzen tesis edilmemiştir. AKP, yoksullukla mücadeleye kurumsal bir kimlik kazandırmak yerine bu konuyu istismar alanı hâline getirmiş ve yoksulluğun giderek derinleşmesine seyirci kalmıştır.

Yine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 10.578 hanede yaptırdığı ve Şubat 2013'te açıkladığı 2011 yılına ilişkin Türkiye'de Aile Yapısı Araştırması, ülkemizdeki ailelerin gelir durumunun ve gelir dağılımının içler acısı hâlini ortaya koymuştur. Araştırmadan çıkan veriler, Türkiye'deki hanelerin yüzde 61,2'sinin ayda 1.200 lira ve altında gelirle hayatta kalmaya çalıştığını gözler önüne sermektedir. Hanelerin yüzde 78,5'u ise 1.900 lira ve altında gelirle geçinmeye çalışmaktadır. Kısacası Türkiye'de gerçek hane geliri ve gelir dağılımı konusunda, iktidar kendi yaptırdığı araştırmayla kendi yalanını ortaya çıkarmıştır.

AKP Hükûmeti, gelir artırıcı ve gelir adaletini sağlamaya yönelik politikalar geliştirmek yerine, gerçek veriler üzerinden yaptığı çalışma ve araştırmalardan çıkan vahim tabloyu örtbas etmekle uğraşmaktadır.

Bu gelir testleri ve araştırmanın ortaya çıkardığı çarpıcı sonuç, AKP Hükûmetinin "Kişi başına düşen geliri 10.500 dolara çıkardık." söyleminin milletimizin geniş kesimleri için hiçbir şey ifade etmediğidir. Vatandaşlarımız geçimlerini ancak borçla sürdürebilmektedir. Zaten AKP Hükûmetinin ekonomi politikası vatandaşlarımızı borçlandırmak üzerine kurgulanmıştır.

Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu'na göre hanehalkı borçları AKP döneminde tam 55,5 kat artmıştır. Hanehalkı yani vatandaş 2002 yılında her 100 liralık gelirinin sadece 5 lirasını borç ödemeye ayırırken, bu rakam 2013 yılı itibarıyla 55 milyar lirayı aşmıştır.

AKP döneminde vatandaşlarımızın gelirinin yarısından fazlası borç ödemeye aktarılmaktadır. Vatandaşlarımızın faiz ödemelerinin gelirlerine oranındaki artış da dikkat çekicidir, bu oran 2002-2012 döneminde yüzde 1,7'den yüzde 5,4'e yükselmiştir. Hanehalkı faiz ödemeleri 2002 yılında 2,5 milyar lirayken, 2013 yılında 36,5 milyar liraya ulaşmıştır yani 15 kat artmıştır. Bu veriler, vatandaşın borç ve faiz batağına nasıl sürüklendiğini ve AKP'nin faiz aşkını ve faiz lobisiyle olan muhabbetini ortaya koymaktadır.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum (MHP sıralarından alkışlar)