| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 23.07.2014 |
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Görüşülmekte olan, aslında 40 maddeyle, 50 maddeyle gelip tasarı olmaktan çıkmış âdeta teklif durumuna gelmiş bir torba yasanın 62'nci maddesindeki önerge üzerinde konuşuyorum. Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, hemen konuşmamın başında bir şey söylemek istiyorum ki ben Sayın Başbakanı ve Hükûmeti çok takdir ediyorum ama takdir ettiğim bu alan, çok hoş bir alan değil tabii ki. Sayın Başbakan çok korkuyor, korkarak yönetiyor ve korkutarak yönetiyor. Bu, demokrasilerde olmaması gereken bir şey ama demokratik bir rejimde Sayın Başbakan bunu beceriyor ve ben takdir ediyorum, hem korkup hem de korkutarak yönetmek bayağı bir kabiliyet ister.
Sayın milletvekilleri, bu ülkede operasyonlar yaşanıyor. Dün Ergenekon, Sayın Başbakana karşı darbe yapmak istiyordu ve bugünkü tutuklanan polisler, hâkimler, savcılar, sürülen o çocuklar Sayın Başbakanı korumuşlardı Ergenekon'a karşı ama bugün, Sayın Başbakana karşı o gün darbe yapmak isteyenleri tutuklayanlar bugün Başbakana darbe yapmak gerekçesiyle sürülüyor, eza görüyor, cefa görüyor, zulüm görüyor. Sayın Başbakan bunun ikisini bir arada nasıl yaşayabiliyor ve yaşatabiliyor, bu halkı nasıl kandırabiliyor, ben merak ediyorum.
Sayın Başbakan Fatih ruhundan bahsediyor, Fatih ruhuyla hareket ettiğinden bahsediyor. Değerli milletvekilleri, Fatih, hepimizin bildiği bir Fatih Kanunnamesi çıkarttı. Hanedanlığın bölünmemesi, devletin bölünmemesi için evlat katline cevaz veren bir fermanla Fatih Kanunnamesi'ni çıkarttı yani devletin varlığı, devamlılığı için evlat katline cevaz veren, evladı devlete feda eden bir kanunname çıkarttı, devlet uğruna evlattan vazgeçiyordu. Bugün geldiğimiz şartlarda 17, 25 Aralık operasyonları, bir yalan dolan, talan, hırsızlık imparatorluğunun çöküşüne başlangıç ifade edebilecek olan bir operasyon öyle bir algıyla yönetiliyor ki Sayın Başbakan evlat uğruna devleti feda ediyor. Böyle bir çelişkiyi Başbakan nasıl becerebiliyor, ben doğrusu Sayın Başbakanı çok takdir ediyorum. Sayın Başbakan 24 Kasım 2013'te diyor ki: "Cemaat ne istedi de ben yapmadım?" Ama 17, 25 Aralıktan sonra cemaat paralel devlet oluyor, cemaat darbeci oluyor ve bugün bu algıyla zulüm, baskı, terör, korkutma her an devletin ciddi ve dürüst bürokratlarını ve yöneticilerini bile tehdit edecek duruma geliyor.
Sayın milletvekilleri, Sayın Başbakan burada dün gene bir konuşma yaptı, "Dün Apo'nun idamını gerçekleştiremeyenler bizi suçlamasınlar terör örgütü meseleleriyle ilgili." diyerek.
Sayın milletvekilleri, idamın kalkmasıyla ilgili 2002 yılındaki oylamada 44 AKP milletvekili "evet" oyu kullandı. 44 AKP milletvekili "evet" oyu kullanırken idamın kalkmasıyla ilgili Sayın Tayyip Erdoğan partinin Genel Başkanı değil miydi? Acaba, partisine mi hâkim değildi? Bugün hâlen daha Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Meclis Başkanımızı müstesna tutarsak aktif 7 milletvekili de o gün idamın kalkması için "evet" diyen milletvekilleri. Peki, bunlar Apo'nun idam dosyası Meclise gelseydi "evet" mi diyeceklerdi, "İdam edilsin." mi diyeceklerdi? Dürüst olmak lazım. Milliyetçi Hareket Partisinin 127 milletvekili de idamın kalkmasına "hayır" demiştir ama gücü yetmemiştir.
Değerli milletvekilleri, bu isimler ortada. Bu isimleri daha fazla -belki- şahsiyat yapmak açısından konuşmak istemiyorum. Eğer Sayın Başbakan o gün AKP'nin Genel Başkanı olarak 3 Ağustos 2002'de verdiği şu demeci halka açık açık konuşamıyorsa: "Erdoğan, AB uyum paketinde yer alan ve bugün Mecliste kabul edilen, idam cezasının kaldırılmasıyla ilgili ise 'Ölüm cezasının kaldırılmasından yana olduğumuzu söylemiştik ancak anayasal güvence altına alınması şartıyla demiştik.'" Böyle bir Başbakan, böyle bir yalan imparatorluğunda... Yalanın ortaya çıktığı gün hercümerç olacağını bildiği için Sayın Başbakan korkuyor ve korkarak Türkiye'yi yönetiyor. Bu, demokrasiye yakışmıyor; bu, milletvekili iradesine yakışmıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
63'üncü maddede konuşmaya devam edeceğim ve orada sizlerle daha düzgün şeylerde dertleşeceğiz. (MHP sıralarından alkışlar)