GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:124
Tarih:23.07.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 65'inci maddesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Torba yasa tasarısının görüşmelerine başladığımız günden beri Genel Kurulda AK PARTİ iktidarının en fazla eleştirildiği konuların başında emek politikaları gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, emek politikalarında iş gücünü değil, sermayeyi; hakkı değil, kârı esas alan AK PARTİ iktidarının bu konuda şapkayı önüne koyup biraz düşünmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu kapsamda, AK PARTİ iktidarının güvencesizleştirme politikalarından en fazla etkilenen kesimlerden biri de sağlık emekçileridir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde 4/C statülü çalışanların sorunları çözülmek bir yana, her geçen gün bu çalışanlar yeni sorunlarla karşı karşıya bırakılmaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'nin ortaya koyduğu iş gücü politikaları kapsamında güvencesizlik, esnek çalışma esas duruma gelmiş, Anayasa'nın "sosyal devlet" ilkesi deyim yerindeyse tuzla buz olmuştur. Güvencesiz, sosyal hak olmadan ve esnek çalışma biçimlerinin en fazla mağdur ettiği çalışanların başında Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan 4/C'lilerdir. bünyesinde çalışan 4/C gelmektedir. Bu çalışanların kadroya geçirilmesi, sosyal haklarının tanınmasıyla ilgili sosyal devletin gereklilikleri gerçekleştirilmek durumundadır. Halkın canını teslim ettiği emekçilerin, kendi güvencelerinin olmaması kabul edilemezdir.

Bu gerçeğe rağmen AK PARTİ iktidarı, sağlık alanında özelleştirmeyi esasa alıp taşeronlaştırmayı yaygınlaştırma peşindedir. Nitekim 1993 yılında sağlık alanında 224 bin çalışan bulunurken bunlardan 218 bini kadrolu, 6 bini ise taşeron işçilerden oluşuyordu. AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılında sağlık alanında çalışan sayısı 256 bin olurken bunlardan 245 bini kadrolu, 11 bini ise taşeron işçidir. 2012 yılında ise 507 bin sağlık çalışanının 381 bini kadrolu iken taşeron işçi sayısı ise devasa bir artışla 126 bine ulaşmıştır. Bu rakamlar başlı başına AK PARTİ iktidarının sağlığı metalaştırdığını göstermez mi? İktidarın, hem sağlık çalışanları nezdinde hem de hasta yurttaşlar nezdinde insan yaşamına yönelik değer biçmediğini göstermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık alanında 4/C'liler, Karayollarında 4/C'liler, özelleştirme mağduru 4/C'liler derken, iş gücünün tümü neredeyse 4/C ya da taşeron işçisi olmakla yüz yüzedir. AK PARTİ iktidarının bu akıl tutulmasından vazgeçmesi gerektiğini ivedilikle belirtmek istiyoruz.

AK PARTİ iktidarı, iş gücüne yönelik bu politika ve uygulamalardan derhâl vazgeçmeli ve iş güvencesi, sosyal güvence, sosyal hak anlayışını esas almalıdır diyor, önergemize desteğinizi bekliyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.