| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 24.07.2014 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 68'inci maddesinde vermiş olduğumuz önerge hakkında Milliyetçi Hareken Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken, önce Gazze'de İsrail'in, Türkmeneli'nde IŞİD terör örgütünün katlettiği Müslümanlara Allah'tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Bu katliamın sorumlularını lanetliyor, sorumlularına içten içe destek veren iş birlikçilerini de kınıyorum. Ayrıca, Türkmeneli'ndeki IŞİD zulmünden kaçarak Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi sınırında yaklaşık 50 derece sıcaklıkta aç ve susuz günlerdir yardım bekleyen Türkmen kardeşlerimizin durumunu da bu vesileyle dile getirmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun kitapçığının 589 ve 590'ıncı sayfalarına baktığınızda, elimizdeki kanun tasarısının esas kanun tasarısıyla birleştirilen kanun tekliflerinde yer almayan 48 ayrı kanunda değişiklik içerdiği görülmektedir. Bu 48 ayrı kanunla ilgili Meclisteki bütün komisyonlar bertaraf edilerek, ne hikmetse, Plan ve Bütçe Komisyonu her şeyi çözmüştür. Ne hikmetse diğer komisyonlara, diğer komisyonların çok değerli üyelerinin fikirlerine ihtiyaç duyulmamıştır. Dolayısıyla, Meclisteki Plan ve Bütçe Komisyonu haricindeki komisyonların ve o komisyonlarda görev yapan üyelerin kendi komisyonlarının ilgi alanlarıyla ilgili yapılan değişikliklerden haberi dahi olmamıştır.
AKP istisna olması gereken torba tekniğini artık bir usul hâline, alışkanlık hâline getirmiştir. Bu durum Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığına gölge düşürmekte, diğer komisyonları etkisizleştirmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi en kısa zamanda bu torba kanun garabetinden kurtulmalıdır.
Şimdi, bir kere, bu kanun tasarısını görüşmeye başlamadan hemen önce biz bu Mecliste, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda sözde çözüm süreciyle ilgili bir kanun görüştük ve o kanunun içerisinde Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığıyla ilgili düzenlemeler de yer almaktaydı. O kanunun görüşmeleri esnasında bu değişikliği de gayet tabii görüşebilir, o kanun tasarısının görüşmelerinde daha bütüncül bir bakış açısıyla bu kanunu değerlendirebilirdik.
Değerli milletvekilleri, burada anlaşılamayan başka hususlar da var. Öncelikle şunu ifade edelim: Bu değişiklikle Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına ek kadrolar verilmektedir. Şimdi AKP sıralarındaki sayın milletvekillerine sorsam "Çözüm süreci nasıl gidiyor?" diye, herhâlde "Kötü gidiyor." diyen çıkmaz. Madem çözüm süreci gayet güzel gidiyor, terör bitiyor, madem analar ağlamıyor ve bundan sonra terör tamamen bitecekse Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının kadrosunu niye artırmaktasınız? Böyle bir şeye niye ihtiyaç duymaktasınız?
Değerli milletvekilleri, aslında bu değişiklik AKP'nin ülkeyi hangi konuma getirdiğinin de bir göstergesidir. Dünyanın en zalim terör örgütleri artık yeni sınır komşularımız oldular. Terör örgütünün kontrolü altında olmayan sınırlar da terörist hamilerinin kontrolüne geçmiş vaziyette. AKP, yanı başımızda cirit atan, Türkmen kardeşlerimize kan kusturan IŞİD'e terör örgütü bile diyememektedir. Ülke sınırları kalbura dönmüş, teröristler topraklarımızda cirit atar, elini kolunu sallaya sallaya gezer hâle gelmiştir. Her şeyden önemlisi, bu eli kanlı örgütler ve mensupları muhatap hâle getirilerek daha da cüretkâr eylemlere teşvik edilmiştir.
Tüm bunlara bakılınca işlerin pek de yolunda gitmediği gayet tabii söylenebilir. Ayrıca, bu kadrolara kimler atanacaktır? Daha önceden bu Müsteşarlıkta norm kadroya atanacakların nitelikleri sayıldığı hâlde burada kimlerin, nasıl atanacağıyla ilgili hiçbir kriter belirlenmemiştir.
Tabii, buradan birkaç soru daha sormak istiyorum. Bu kadrolar, sözde çözüm süreci kapsamında görüştüğünüz, kirli oyunlarınıza ortak ettiğiniz bazı kişilere yeni kadrolar vermek için mi açılmaktadır ya da ihanet projesi ürünü bu sözde çözüm sürecinde kendinize bulacağınız yeni suç ortakları için mi açılmaktadır? Bizim ve kamuoyunun bilmediği yeni gündemleriniz, birilerine verdiğiniz sözleriniz mi var? Başbakan, dün şehit ailelerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından verilen yemekte diyor: "Bebek katiliyle biz tokalaşmadık." Pekâlâ, ben de soruyorum: Cumhurbaşkanı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Hakan Fidan senin adına gidip Oslo'da o görüşmeleri yapmadı mı? Hakan Fidan senin temsilcin mi, yoksa eldivenin mi? Bunun da cevabını bize verin arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)