| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 24.07.2014 |
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Türkiye'de çok ciddi bir yara hâline gelen ve her geçen gün büyüyen, büyüme eğiliminde olan bir yaraya parmak basmak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz, her gün konuşuyoruz. Yaklaşık üç yıl önce Suriye'de olaylar patlak vermişti. Tabii, Hükûmetinizin üstün öngörüsü sayesinde ve katkıları sayesinde Suriye'deki bu olaylar büyüdü, bir iç savaş hâline geldi ve bunun sonucunda da yaklaşık kimine göre 1,5 milyon, kimine göre 2 milyon Suriyeli -ki sayısını bile bilmiyoruz, böyle bir şey olmaz- Türkiye'ye geldi yerleşti.
Şimdi, tabii ki ben, Suriye'den kaçan insanların durumuna bakıyorum, insani yönden değerlendiriyorum. Diyorum ki: Bu insanlar ölümden kaçtılar, bize sığındılar ve bizim bunları kabul etmemiz bence de doğaldı ve gerekliydi. Ancak bundan sonra sıkıntı başladı sayın milletvekilleri. Şimdi, buraya gelen Suriyelilerin durumları belli değil, uluslararası hukukta nasıl tanımlanıyorlar o da belli değil, sığınmacı mı, mülteci mi hiçbir şey belli değil. Geldiler Türkiye'ye ellerini kollarını sallayarak, istedikleri ile gittiler ve yerleştiler. Şu anda siz, devleti yöneten Hükûmet olarak hangi ilde kaç Suriyeli vatandaşın bulunduğunu dahi bilmiyorsunuz. Biz bu konuda defalarca soru önergesi verdik, hiçbirine cevap verilmedi. Biz bugüne kadar bizden saklanıyor zannediyorduk ama şunu fark ettik ki Hükûmet de bilmiyor. Suriye sınırı zaten yol geçen hanına dönmüş durumda, elini kolunu sallayan herkes Türkiye'ye giriyor ve istediği şehre yerleşiyor.
Sayın milletvekilleri, ben, geçen hafta durumun vahametini bir kez daha anladım. Birkaç saatliğine Bolu'ya gittim. Orada yolda kısa bir yürüyüş yaptım ve o gün konuştuğum herkes aynı şeyi söyledi. Artık Suriyeli vatandaşlarımızın yerel halkla ilişkilerinde çok ciddi sıkıntılar yaşanmaya başlamış. Bu doğaldır sayın milletvekilleri, farklı bir kültürden geliyorlar, farklı gelenekleri, örfleri, âdetleri var ve sonuçta tamamen yabancı oldukları bir coğrafyada, bir şehirde o şehrin yerel halkıyla sıkıntı yaşamaları son derece doğal. Mesela ne sıkıntı yaşıyorlar? Şimdi, bu arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu, bu vatandaşlar, Suriye vatandaşları iş güç sahibi olmadıkları için vakitleri bol, gruplar hâlinde dolaşıyorlar ve genellikle sadece erkeklerden oluşan gruplar oluyor bu ve bundan dolayı toplumda ister istemez bir ön yargı oluşmaya başlıyor ve sürtüşmeler başlıyor. İşte Maraş'taki olayları gördünüz, Antep'teki olayları gördünüz, Hatay'daki olayları gördünüz. Bakın, ben buradan uyarıyorum. Bu olaylar bütün Anadolu'ya sıçramak üzere ve bu olayların sonunda hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları zarar görecek hem de Suriye'den kaçıp bize sığınan Suriye vatandaşları zarar görecek. Bu konuda gerekli önlemleri almıyorsunuz Hükûmet olarak. Bakın, Suriyeli vatandaşlar Türkiye'ye gelip yerleştikten sonra Türkiye'de asayiş olayları arttı, hırsızlık olayları maalesef arttı. Bunun yanı sıra fuhuş ciddi anlamda arttı. Dilencilikle ilgili bir şey söylememe gerek yok herhâlde, Kızılay'a giden herkes bundan şeyini görmüştür.
AYDIN ŞENGÜL (İzmir) - Ayıptır ayıp, fuhuş muhuş, böyle şey olabilir mi!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Şimdi, bir şey söyleyeceğim, bunları konuşmamız lazım, bu sosyal bir yara hâline gelmeye başladı. Ben o insanların insani durumuyla ilgili tespiti yaptım ama Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarına da sahip çıkacak. (AK PARTİ sıralarından "Ayıptır ya, ayıptır." sesleri, gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) - Ayıptır ayıp! İkide bir fuhuştan bahsediyorsunuz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne var? Niye ayıp ya! "Fuhuş artmış." diyor, "Ayıp." diyor! Söylüyor işte. Alın tedbiri.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yok böyle bir şey! Önüne gelen... Çadır devleti gibi olduk zatıâlinizin hükûmetleri döneminde. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman açalım bütün sınır kapılarını herkes gelsin yerleşsin. Ben önemli bir şeyden bahsediyorum. Yarın Türkiye'de bu olaylar sebebiyle kan dökülecek, hepimiz üzüleceğiz. Bunun tedbirini alın. Canı isteyen istediği yere yerleşmesin. En azından bu insanlar sığınmacıysa belli bölgelerde tutalım. Aksi hâlde durum çok vahamet arz edecek, çok yanlış şeyler yaşanmaya başlayacak. Ben burada bir uyarı görevi yapmak istiyorum. O insanları anlıyorum ama o insanların verdiği rahatsızlıktan dolayı rahatsızlığını dile getiren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sıkıntılarını sizlerle paylaşıyorum.
Bakın, geç olmadan bu konuda Hükûmet derhâl tedbir almalıdır. Artık şu sınırda da gerekli güvenlik önlemlerini almalıdır. Yok böyle bir devlet! (CHP sıralarından alkışlar)