| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 25.07.2014 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir defa, bu madde, her şeyden önce, Millî Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonunu ilgilendiren bir madde. Bu maddenin Plan ve Bütçe Komisyonu bağlamında ele alınması ve torbaya doldurulması başlı başına bir vahamet.
Şimdi onu bir tarafa koyalım, acaba üniversitelerin onlarca sorunu varken 77'nci maddenin hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını ve üniversitelerdeki hangi soruna çözüm getireceğini düşünmek durumundayız. Bu maddenin torba yasaya konulmasının nedeni Sayıştay Başkanlığının Hacettepe Üniversitesiyle ilgili denetim raporlarında ortaya konmuştur. Raporda sadece Hacettepe Üniversitesi değil, aslında bütün üniversitelerde yaşanan sorunların da altı çizilmiş olmaktadır.
Bu rapora göre, Hacettepe Üniversitesinin 2013 yılında geçici mizan ve ödenek üstü kontrolü raporunda 36 milyon liralık ödenek üstü harcama yaptığı tespiti vardır. Yine üniversitenin 2012 yılı hesaplarına ilişkin Sayıştay denetim raporunda da merkezî bütçeden eğitim öğretim harcaması için gönderilen 60 milyon liralık payın usulsüz olarak döner sermaye bütçesine aktarıldığı tespiti yapılmıştır. Raporda, kuruma bağlı akademik ve idari birimlerce yapılan çeşitli alımların Kamu İhale Kanunu'na göre yapılmadığı, doğrudan alım yöntemiyle farklı fiyatlardan alım yapılarak kaynakların israf edildiği söylenmektedir.
Sayıştay raporunda, yüksek bedellerle gereğinden fazla sayıda satın alınan tıbbi cihazların kullanılmayarak çürümeye terk edildiği ifade edilmektedir. Kaynakların etkin, ekonomik, verimli ve etik bir biçimde kullanılmadığı tespiti vardır. Merkezî bütçeden eğitim öğretime harcanması için gönderilen milyonlarca liranın usulsüz olarak döner sermaye bütçelerine aktarıldığı tespitleri vardır. İşte bu nedenle 77'nci madde torba yasaya konulmuş, 77'nci maddeyle, yükseköğretim kurumlarının, öz gelir karşılığı ödenekleştirilen tutarlardan ilgili ekonomik kodlarına aktarma yapılmak suretiyle borçlarının ödenebileceği öngörülmüştür. Burada sağlanan gelirlerle ilaç, tıbbi malzeme ve tıbbi cihaz alma imkânı getirilmiştir.
Tasarının asıl hizmet ettiği amaç ise başta Hacettepe üniversitesi olmak üzere üniversite arazilerinin ranta açılmasıdır. Üniversiteler bu yollarla geçici olarak borçlarını ödeyebilecekleri bir kaynak elde etmiş olsalar bile Hükûmetin ve YÖK'ün kamu üniversitelerine yönelik olarak uyguladığı kaynak kısıtlamaları neticesinde yeniden borç kıskacına düşeceklerinden bu durum bir işe yaramayacak, sadece mevcut arazilerin elden çıkmasıyla kalınacaktır.
Bu madde ile bir kalemden diğerine aktarma yapılmak suretiyle borç-alacak ilişkisi dengelenmeye çalışılmaktadır. Bu durum soruna köklü bir çözüm getirmiyor, zevahiri kurtarmaya yarıyor. Kurumlar kendilerine tahsis edilen kaynakları etkin, verimli, yasal ve rasyonel kullanmadıkları sürece masraf ve borçtan kurtulmaları mümkün değildir. Kaynak aktarmak suretiyle geçici olarak borçtan kurtulmak, vaziyeti geçici bir süre idare etmektir.
Üniversitelerdeki borçlanma sorunu yapısal ve kurumsaldır. Yapısal ve kurumsal sorunlar geçici ve yüzeysel önlemlerle çözümlenemez. Kendi kendini finanse etmeye programlanmamış, kaynaklarını etkin ya da verimli kullanmaya yönlendirilmemiş hiçbir kurumu uzun vadede kurtarabilecek bir çözüm yoktur. Sorun çıktıkça çözüm geliştiren, parça parça sorun halletmek iktidar partisinin geleneği hâline gelmiştir. Üniversitelerin, daha doğrusu eğitim öğretimin köklü sorunlarına el atmaktan kaçınan bir zihniyetle üniversiteler karşı karşıyadır.
Adalet ve Kalkınma Partisi üniversitelerin devasa sorunlarına çözüm bulmak yerine üniversiteleri AKP'lileştirerek çözmeye çalışmaktadır. Üniversitelere itirazı değil itaati, liyakati değil sadakati esas alan bir politika egemen olmuştur. Özgür, özgün ve hür vicdanların sesi olması gereken üniversitelerde edilgen ve elcil yapılar ön plana çıkarılmıştır.
AKP döneminde birçok öğretim üyesi yoksulluk sınırında yaşamaktadır. Düşünme yeteneği yüksek olan bir meslekteki bir kişinin düşündüğü gibi yaşayamaması bir tarafa, artık günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hâle gelmiştir. Öğretim elemanlarının büyük çoğunluğu bilimsel faaliyetleri yeterince takip edememektedir. Sağlıksız çalışma ortamları, antidemokratik yönetimler altında öğretim üyeleri görevlerini yerine getirme gayreti içerisindedirler. Üniversite sorununa insandan başlamak, öğretim üyelerinden ve personelden başlamak yerine, yapılan usulsüzlükleri kapatacak tedbirlerden başlamak abesle iştigaldir.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)