| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 25.07.2014 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Görüştüğümüz maddeyle üyelerinin oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların TOBB'a olan aidat borçlarının yeniden yapılandırılması öngörülmektedir. Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı sanayici ve iş adamları, ticaret ve meslek erbabı, esnaf ve sanatkârlar ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır; vergilerini ve primlerini, borçlarını zamanında ödeyemez duruma düşmüşler, yükümlülüklerini yerine getirememekten dolayı yüksek gecikme faizi ve gecikme zammına maruz kalmışlardır.
Ekonomide çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Millî sanayicimiz, üreticimiz zor durumdadır. Girişimcilerimiz, sanayicimiz yeni yatırımlar bir yana mevcut yatırımlarını sürdüremez hâle gelmiştir, rekabet gücü tükenme noktasına gelmiştir. Birçok sanayici, iş adamı ve esnaf borç batağına girmiştir. Piyasada tahsilat yapılamamakta, icralar artmakta, iflaslar baş göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, son on iki yıldır üretmeden kalkınma modeli yürütmeye çalışan iktidarın ülke olarak bizleri getirdiği nokta, yine, tarihin en büyük affı olarak takdim edilen tasarının Genel Kurulda görüşülmesi olmuştur. Bu söylediğimiz üretmeden kalkınma modelini iktidarın, AKP'nin bir genel başkan yardımcısı da dile getirmektedir. Sayın genel başkan yardımcısının "Yeni Türkiye'nin Geleceği, Ekonomi-Politik Vizyon" sunumunda, tıpkı 2023 hedeflerinde olduğu gibi Milliyetçi Hareket Partisinin yıllardır dile getirdiği tespit ve dinamikler yer almaktadır.
Son on iki yılın ekonomik muhasebesi, bu sunumda şöyle dile getirilmektedir: "On iki yılda yüksek faiz vererek ülkeye küresel sermayeyi çektik. Gelen kaynakları gökdelenlere, evlere ve tüketici kredilerine yatırdık. Emek, enerji ve altyapı eksikliklerimizi gideremedik." Ardından sunum yaptığı tablolara baktığımızda, imalat sanayi sektörünün 2002'de gayrisafi yurt içi hasıladaki yüzde 20'lik payı 2012'de yüzde 18'e, tarım ve ormancılığın 2002'de yüzde 11 olan payı 2012'de yüzde 9'a, elektrik, gaz, ve suyun 2002'de yüzde 3 olan payı 2012'de yüzde 2'ye düşmüştür, beş sektör ise yerinde saymıştır. Sektörlerin krediler içindeki payları ise: İmalat sanayi 2002'de yüzde 33'ten 2012'de yüzde 19'a, tarım ve ormancılık yüzde 8'den yüzde 4'e düşmüştür. Toplam krediler de aynı dönemde: Konut kredileri sıfırdan 11'e, tüketici kredileri ise sıfırdan 12'ye, bireysel kredi kartları sıfırdan yüzde 10'a yükselmiştir. Birinci elden son on iki yılın muhasebesi böyle.
Vatandaşımız, başarısız ekonomi politikaları sonucunda borca batmış, bırakın tasarrufu, 2002 yılında yüzde 33 olan borcunun gelire oranı 2013'te yüzde 57'lere yükselmiştir. Büyümenin kaynağını da bu yüksek borçlanma rasyosu yaratmıştır. Bu yüzden Sayın Başbakanın faiz oranlarını düşürme isteği, borçlanmanın yeniden cazip olması isteğinden kaynaklanmakta ve durma noktasına gelen inşaat sektörünü canlandırma arzusundan kaynaklanmaktadır. Ancak bu şekilde borçlanmayla Türkiye ekonomisinde işler yolunda görüntüsü verebilmektedir.
Değerli milletvekilleri, ekonomide on iki yılın sonunda gelinen nokta, ailelerin geçinemedikleri için aşırı borçlanması, üretmeden tüketen bir Türkiye'dir. Bakanların yurt dışından hediye gelen saatlerinin vergisinin, cari açığın yüzde 15'ini kapatanların gelirlerinin dahi affedildiği bu geniş kapsamlı af düzenlemelerinin gerçek nedeni ekonomi tarihimizde yerini alarak, genç akademisyenlerin tez çalışmalarına konu olacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Ekonomi yönetiminin başarısızlığından dolayı ülkemizin ihtiyacı olan sıcak paranın gelmemesi ve önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için siyasi bir yatırım olarak gördüğümüz torba tasarı içindeki bu aflar, iktidar eliyle bir kez daha dürüst vatandaşımızı rencide etmekte, devlete vatandaşlık görevini yerine getirmeyenleri taçlandırmaktadır.
Ceza, vergi, prim afları yerine milletimizin borçlanma gereksinimlerini azaltacak ekonomi politikalarının hayata geçirilmesi gerekliliğini bir kez daha dile getirerek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.