GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, OSMANİYE MİLLETVEKİLİ HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, GENÇLERİMİZİN SINIR KOMŞULARIMIZDA YAŞANAN SAVAŞLARA VE TERÖR ÖRGÜTLERİNE KATILIM SEBEPLERİNİN ARAŞTIRILMASI VE GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI, BU SORUNLARIN GİDERİLMESİ VE ÇÖZÜM YOLLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 16/7/2014 TARİHİNDE, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 4 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:128
Tarih:04.08.2014

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu, IŞİD konusunda 5'inci önerge; 3 kere BDP vermiş, 1 CHP, 1 MHP. Aklıma millete ilişkin tanım geldi: "Tasada ortaklık." diyor. BDP'nin 3 kere vermiş olduğu bir konuda MHP'nin de 1 kere aynı konuda önerge vererek bu "tasada ortaklık" çerçevesinde millet olma hâlini bize göstermesi bakımından memnuniyet duyuyorum. Demek ki aynı kaygılar; MHP'li de, CHP'li de, BDP'li de bir arada olabiliyor.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Yeni mi öğrendin daha ne olduğunu?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bu iyi bir şey, bunu olumlu anlamda değerlendiriyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sen olamadın ama bir türlü.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Sayın Vural, bağırmanız gerekemez.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Bir de AKP versin görelim; o da milletle beraber mi, değil mi? Bir de AKP verisin.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Yeni mi farkına vardın daha, yeni mi?

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Siz bu milletle beraber değil misiniz?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İkincisi: Tabii, burada verilen önerge biraz "diyorlar" tarzında, dedikodu kabîlinden kaleme alınmış. En basit, akademik hayatta da öyledir, ortaya bir önerme koyuyorsanız, arkasına biraz bilgi koyarsanız; sadece "öyle söyleniyor," dedikodu ve söylenti üzerinden önerge vermek benim anlayışıma göre Meclisin ciddiyetiyle de bağdaşmaz. Ne kadar adam gitmiş? Türkiye'den bahsediyoruz, başka yerlerden gidenler olmuş mu? Niye gidiyorlar? Buna ilişkin önerge verildiğine göre, herhâlde arkasında bir fikrî müktesebat olması gerekir ama şu önergeyi okuduğumda ben böyle bir arka plan görmüyorum, sadece dedikodu tarzında hazırlanmış bir önerge görüyorum.

IŞİD meselesine gelince, daha önce de burada konuşuldu. Bir örgütün

ortaya çıkışı, gelişmesi, zulümleri, yağması, talanı... Bütün bunları anlayabilmek için, o coğrafyada neler oluyor, kim nerede duruyor, bunlar desteği nereden alıyorlar, niçin bu kadar kolay orta Irak bölgesinde gelişip kök salabiliyorlar, militanları nerelerden devşiriyorlar ve bunun arkasındaki dinamikler neler? Buna ilişkin analitik bir muhakeme gerekir. Ben bu önergede öyle bir muhakeme de görmüyorum.

Şimdi, bu önergeye baktığınızda, sanki sadece Türkiye'den IŞİD'e giden birtakım militanlardan bahsediliyormuş intibası edinirsiniz. Oysaki nerede bir savaş ve çatışma var ise dünyanın birçok ülkesinden oraya çeşitli saiklerle giden insanlar olur; bir kısmı macera duygusuyla gidebilir, bir kısmı geçmişte yaşadığı kolektif travmaları rehabilite etmek için gidebilir, bir kısmı hayatının davasını bulmuştur, baştan çıkartıcı bir biçimde o sese cevap verir ve koşarak gider. IŞİD'e de 81 ülkeden gidenler var, Türkiye de başlarda değil. Bakın, Suudi Arabistan 2.500 kişiyle en başlarda, Tunus'tan 3 bin kişi gitmiş, Fas'tan 1.500 kişi gitmiş, Cezayir'den 200 kişi gitmiş, Fransa'dan 700 kişi gitmiş, İngiltere'den 400 kişi gitmiş. Peki, Türkiye'den kaç kişi gitmiş? Yapılan araştırmalara göre, Türkiye'den de IŞİD'e katılan insanların sayısı aşağı yukarı 400. Tabii, 1 kişi bile katılsa "Bu vatandaşımız, bu gencimiz niye IŞİD'e katıldı?" diye düşünmek, anlamak ve bunun önünü kesmek durumundayız ama "IŞİD'e 400 kişi Türkiye'den katılmış, Türkiye IŞİD'in ortağı." Böyle bir mantık çıkartmak mantıksızlıktır. IŞİD'in ortağı, oraya 2.500 kişi gittiyse ve biraz da bölgeye ilişkin okumalarınız varsa, aynı Selefî ekolden gelen Suudi Arabistan'ın yakın desteğini görmeniz gerekir, bu işte rol alan ülkeleri görmeniz gerekir. Ama, mesele, IŞİD'e kim destek veriyor, bunu anlamak değil, IŞİD mevzusu üzerinden AK PARTİ'ye karşı laf söylemek olunca gayet tiyatrovari...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kime söyleyeceğiz?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - İktidar sizsiniz, iktidar.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - ...gayet öfkeli, gayet saldırgan bir dille gelip burada mantıkla ilgisi zayıf konuşmalar yapılabiliyor. Ben muhalefetten bazı arkadaşların konuşmalarına baktığımda şu kanaate ulaşıyorum: Sanki, AK PARTİ üzerinden kendi partileri için kariyer yapmaya çalışıyorlar. Herhâlde şöyle bir mantık var: Kim daha çok bağırırsa, kim daha çok saldırırsa partisinde yükselecek.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yani, sende onlara vurarak kendine yer mi ediniyorsun?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Oktay Bey, siz de herhâlde böyle bağıra bağıra yükseldiniz, aynı yolda devam ediyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) - Sen kabul ettirmek için...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ama, çok bağırdığınızda, baştan sona bağırdığınızda...

OKTAY VURAL (İzmir) - Yaranıyor musun? Yaranmak için mi konuşuyorsun? Kendini ispat için mi konuşuyorsun?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - ...Allah aklınızdan alır sesinize verir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Tayyip Bey için de geçerli mi bu kural?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Yüce Rabb'im niye böyle bir hikmette bulunmuş, onu anlamak için de düşünmek lazım.

OKTAY VURAL (İzmir) - Herhâlde düşünmek lazım. "Oğluma helal lokma yedirmedim." diyenlerin düşünmesi lazım tabii.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ama, çok bağıranın kendi kulağı bile duymaz.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Senin de aklını almışlar.

YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Sayın Hatip, Tayyip Bey için de geçerli mi söylediklerin? O da aynı sebeple mi bağırıyor?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Şimdi, Sinan kardeşim -bana öyle geliyor ki- lokantaya gitse, kendisine çorba söylese aynı şekilde bağırır ve garson "Acaba kiminle kavga ediyor?" diye düşünür.

OKTAY VURAL (İzmir) - Yakında bunu da paralelci diye götürürler zaten. Bu da paralelci.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Iğdır milliyetçiliği oluyor, Sinan ateşli; Türkmen milliyetçiliği oluyor, Sinan ateşli ama Sinan kardeşim geliyor burada diyor ki: "IŞİD'e...

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Hoca, saygılı ol. Milletvekillerine isimle hitap edilmez, saygılı ol.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ben de "kardeşim" diyorum, "Sinan kardeşim" diyorum.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Demiyorsun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bağırdığından bahsediyorum, hakaret etmiyorum.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Mazide kaldı kardeşlik.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ayrıca, bakın, IŞİD'e şu sebeple, bu sebeple adamlar gidiyor. Ben düşünürüm ki gelip burada bu kadar ateşli, bu kadar gece gündüz Türkmen'i düşünen bir arkadaşımın, vallahi, şu bayramda Türkmen cephesine gidip orada mücadele ettiğini hayal ederdim, beni şaşırttı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) - Sen de Filistin'e gittiğini, hayal ettin değil mi? Yani, Tayyip'e şunu mu diyorsun: "Filistin'e git." Öyle mi? "Gazze'ye niye gidemiyorsun?"

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Tabii, Shakespeare'in bir lafı var, diyor ki: "Tiyatroyu öldüren tiyatro yapmaktır."

OKTAY VURAL (İzmir) - Vay anasına be, bu kadar da ağır eleştirilmezdi Tayyip ha, Tayyip bu kadar ağır eleştirilmezdi. "Bu kadar konuşuyorsun da..."

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Öyle tiyatro yaparsın ki böyle sakil düşer, sakil.

OKTAY VURAL (İzmir) - "... Gazze'ye gitseydin." demek istiyor. "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla." Diyor. Vay, vay vay!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Oktay Bey, Allah'tan size kulak vermesini, kulak ile aklınız arasında da bağ kurmasını dua ediyorum, temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) - Sataşmadan dolayı bir söz verin...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Böyle çok bağırınca sizin aklınız başka türlü çalışıyor yani mevcut kapasitesiyle elbette.

Değerli arkadaşlar...

OKTAY VURAL (İzmir) - Senin zekâ seviyen bunları ölçecek seviyede değil, biraz yufka yufka.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Aklının boyu yetmez, aklının.

BAŞKAN - Sayın Konuşmacı, sayın milletvekilleri; lütfen kişiselleştirmeyin konuyu ve birbirinize lütfen hakaret etmeyin.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Oktay Bey'in sempati ve ironi dolu konuşmalarını dinliyoruz oradan ama bu işte ilgili partiye zarar verir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Benim üzerimden prim yapmaya kalkma ya.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Böyle bağıran çağıran, sürekli yerinden laf atan bir insanın kendi partisine de faydası sadece haykırmaktan ibaret olur, haykırarak bir şey olmaz.

OKTAY VURAL (İzmir) - MHP'ye dil uzatarak prim yapmaya çalışma.

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Recep'e mi söylüyorsun?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bağırarak çağırarak yıkıcılık yapabilirsiniz ama yapıcılık olmaz. Bağırarak çağırarak züccaciyeci dükkânına giren bir fil gibi davranabilirsiniz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Aynen, işte Recep Tayyip Erdoğan bağırıyor çağırıyor.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ama, bu hayata ilişkin inceliklerden, estetikten, aklın getirdiği zarafetten yoksun kalırsınız.

OKTAY VURAL (İzmir) - Vay vay vay! AKP Grubu dinliyor, Erdoğan'dan kurtulmak için...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bu kadar bağırma, böyle pala gibi önüne geleni kesen bir akletme, bir tavır içerisine götürür insanı.

OKTAY VURAL (İzmir) - Profesörmüş ya! Ne olur, profesör olsan ne olur?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Tabii, biraz nezaket, biraz edep, biraz incelik...

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Başbakana söyle bunları Başbakana. Ustana söyle, ustana Naci.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İnsan konuşacağı kelimelere ilişkin böyle arkasında çok fazla müktesebat olmazsa o boşluğu bağırarak almaya çalışır.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Peki, sen ne olacaksın Naci? Bırak bu işleri.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bağırıp çağırarak karşısındakini ayartmaya, baştan çıkartmaya çalışır. Tabii, herkes elinden geleni yapıyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Efendim, kulakları sağır olunca...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Normal konuşma yapma niteliği olmayanların böylesine bağırarak bir tür terörize teknikle konuşma yapmasını ben anlayabiliyorum.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Naci, ustana söyle bunları be.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Uzun adama söyle, uzun adama.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bunun bağlamını zaten milletimiz de gayet iyi takdir ediyor.

Değerli arkadaşlar, burası Parlamento.

OKTAY VURAL (İzmir) - Aa, yapma ya! Günaydın, günaydın!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bağırmak çağırmak isteyenler yazıya çıksınlar, türkü söylesinler, oradan kime kızıyorlarsa bağırsınlar ama birbirlerine bağırmanın ötesinde söz söylemek, eleştiri ortaya koymak ve ortak bir akıl çıkartmak konusunda bir görevle buraya gelmiş olanların yapması gereken konuşabilmektir. Bağırmak burada hiç kimseye fayda sağlamaz, kişinin kendisine, kendi partisine de fayda sağlamaz ve insanı gerçekçilikten uzaklaştırır. O yüzden, birbirimizle konuşabileceğimiz, birbirimize nüfuz edebileceğimiz bir dil mühim. Bağırırsanız tabanınızdaki Üç beş kişiyi memnun edebilirsiniz ama eğer bir parça gücünüzü artırmak istiyorsanız bu taraftaki insanlara seslenen bir dil geliştireceksiniz.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)