| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 06.08.2014 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim.
Efendim, on saniyem her ne kadar gitmiş olsa da söylemek istediğim şeyler ondan daha kısa zaman içerisinde sonuçlanacak.
Değerli arkadaşlar, aslında bu 90'ıncı madde gerçekten dünyada eşi benzeri bulunmayan bir madde. Yani, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde siyasal iktidarlara, fikir ve sanat eserleri üzerinde, hiçbir kamu yararı gözetilmeksizin, kayıtsız şartsız tasarrufta bulunarak eserleri müsadere etmek yetkisi veren bir başka kanun görülmemiştir, yoktur.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yeni bir kavram!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Şimdi, şunu yapabilirsiniz: Kamuya veya millî değerlere sahip bir eski eseri millî kütüphanelerinizde muhafaza edersiniz, yayınlama hakkını siz belli bir ücret karşılığı verebilirsiniz ama siz başkalarının yayınlamasını engelleyecek bir tavır takınamazsınız.
İkincisi, bu maddeye bakalım: "Bakanlar Kurulu Kararı ile memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerinde ki haklar, hak sahiplerinin münasip bir bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla,..." "Münasip" kelimesini anlayamadım. "...eser sahibinin ölümünden sonra,..." Nasıl bir telif ödeneceğiyle ilgili kanun var çünkü. "...koruma süresinin bitiminden önce, kamuya mal edilebilir."
Değerli arkadaşlar, benim bir eser yazdığımı düşünün. Benim eserimin kamuya mal edilmesi için devlet karar verecek; böyle saçma şey olur mu? Ben hayattayım, benim çocuklarım var, benim varislerim var; böyle bir saçmalık olabilir mi? Yani, Allah aşkına, ne yaptığınızı zannediyorsunuz ki? Dünyanın hiçbir yerinde olmayacak bir kanun teklifi getiriyorsunuz. "Bu hususta karar verilebilmesi için eserin, Türkiye'de veya Türkiye dışında Türk vatandaşları tarafından vücuda getirilmiş olması gerekir." O zaman, şimdi, İran'da vücuda getirilmiş, millî kütüphanedeki bir eseri ne yapacaksınız? Ne kadar saçma bir şey getiriyorsunuz, farkında mısınız? Yani, Fransa'da, bizim, diyelim ki Osmanlı Dönemi'nde Balkanlarda yazılmış bir kitabı düşünün. Ne yapacaksınız bunu o zaman, bunun içerisine koymayacak mısınız? Diyelim ki bir Türk yazmadı, Osmanlı vatandaşı birisi yazdı.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Amaçları o zaten Hocam, sen bunu bilmiyor musun? Onun için getiriyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hocam, senin kitaba el koyacaklar, el koyacaklar vallahi!
ALİM IŞIK (Kütahya) - Zaten amaçları o, onun için getiriyor adam.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Böylesine saçma sapan bir şey olmaz. Diyelim ki ben aşiretlerle ilgili 6 cilt kitap yazdım. Kamu yararına da görülüyor. Şimdi, benim kitabıma el mi koyacaksınız? Ya böyle saçma bir şeyi nereden buluyorsunuz?
Tamam, Saidi Nursi'nin risalelerinden dolayı yaptığınızı biliyorum. Tamam kardeşim, risaleler gibi, daha da önemli başka bir eser söyleyeceğim size, o zaman onu da gasbedin; Kur'an-ı Kerim'i alın. Hayır, "kamu yararına" diyorsunuz. Bakın, alın...
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Cık cık cık...
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - "Cık cık" değil bu, "cık cık"la alakası yok.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, Kur'an-ı Kerim, çok daha, İslam dünyasının...
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Diyanet yapıyor onu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yapmayın. Bakın, ben size eserden bahsediyorum, kitaptan bahsediyorum. Demek ki Kur'an-ı Kerim'i siz sadece devlet olarak mı basacaksınız, insanların basmasına izin vermeyecek misiniz? Yapmayın, yanlış yapıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Kontrollü olması lazım.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Kontrol...
Bakın, diyorum: Dünyanın her ülkesinde millî kütüphanelerdeki eserlere -onların izniyle- devlet belli bir ücret karşılığında izin verir ve herkes, isteyen herkes yayımlayabilir. Mesela, XIV. Louis'in "İstanbul'u Fetih Projesi" adı altında bir kitabı vardı Bibliotheque Nationale'de, Fransa'da. Ben, kitabın önce hem fotokopisini, mikrofilmini satın aldım; yayın hakkını ayrıca bir daha satıyorlar, onu da satın aldım.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Hocam, Kur'an-ı Kerim'i diğer kitaplarla karıştırmayın.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Kardeşim "Kitaplarla karıştırmayın." değil. Yani "Risale-i Nur herkesin işine yarıyor da Kur'an-ı Kerim yaramıyor." mu demek istiyorsunuz?
İHSAN ŞENER (Ordu) - Hayır Hocam, kontrolsüz basılmaz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yapmayın, hayır, bakın, benim söylediğimi anlamaya çalışın önce, benim söylediğimi anlamaya çalışın.
Şimdi, herkesin ihtiyacı olan, her Müslüman'ın ihtiyacı olan Kur'an-ı Kerim'i siz ötekilerden daha mı az aşağıda görüyorsunuz yani onu mu anlatmaya çalışıyorsunuz?
İHSAN ŞENER (Ordu) - Estağfurullah!
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Aman Hocam, aman!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yapmayın, benim verdiğim örnek çok ciddi bir örnek. Diyorum ki bu gibi şeyler, bakın, yanlışlığa götürür, yanlış yaparsınız. Bunların engellenmesi veya birileri tarafından basılmak isteniyorsa bunların basımının önüne geçilmesi matbaanın yasaklanması gibi bir şeydir, yapmayın. Kültür değerlerimizi yaymanın en güzel yolu, herkesin, isteyen herkesin denetimli bir biçimde basımına izin verilmesini sağlamaktır. Siz yasaklarla bir yere varamazsınız. Birileri yanlış yapıyorsa da bu yanlışı, bütün herkesi o yasağın içerisine dâhil ederek çözemezsiniz. Bundan dolayı bu maddenin, göreceksiniz, önümüzdeki günlerde, çok yanlış olduğunu siz de tespit edeceksiniz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)