GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:130
Tarih:06.08.2014

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş Kanunu ile bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun tasarısının 92'nci maddesiyle ilgili söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Pazar günü Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimlerinden biri gerçekleşecek, biz burada torba kanunu görüşüyoruz. Bitmeyen bir torba; her türlü madde, her türlü kanun var, karmakarışık. Bu torbanın ismi gerçekten olmuş bir çorba, biz de bu çorbanın içinden çıkmaya çalışıyoruz. Milletimiz bizi affetsin. Türkiye Cumhuriyeti tarihine, bugünler, herhâlde çok hoş bir anekdot olarak geçmeyecek diye düşünüyorum.

Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa gidecek millet, en önemli şey de sandığa gitmek. Ben, buradan, herkesi, Türk milletini uyarıyorum: Kime oy verirseniz verin, doksan bir yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli sürecini tayin edecek bu seçimde mutlaka sandığa gidin. Zira, herkes, sizin sandığa gitmeyeceğinize dair hesaplar yapıyor. Eğer giderseniz, biliniz ki Türkiye'de artık 17-25 Aralık yolsuzlukları olmayacak, biliniz ki sandıklar olmayacak, ayakkabı kutuları olmayacak, gemiler konuşulmayacak. Dolayısıyla, demokratik hakkınızı gidin sandıkta kullanın, oyunuzu verin. Eğer siz sandığa gitmezseniz yarın öbür gün cereyan edecek olaylardan sizlerle beraber bütün Türk milleti çok ciddi anlamda zarar görecek.

Burada biz bunları konuşurken bir taraftan da polise operasyonlar yapılıyor. Yine dün bir operasyon yapıldı. Operasyonların gerekçesine bakıyorum: Dinleme, resmî evrakta sahtekârlık. En büyük sahtekârlık Mecliste yapılıyor; Polisi suçluyorsunuz ya "Sahtekârlık yapıyorsunuz." diye burada evvelsi gün sahte imza atıp milletin yerine oy kullanıyordunuz. O polisler sorgularında demez mi "Biz sizi gördük Mecliste, siz sahtekârlık yapıyorsunuz, biz de sizden öğrendik, bir şeyler yapmaya çalıştık." diye. Ne cevap vereceksiniz?

SALİH KOCA (Eskişehir) - Burada olup "Yok." yazdırmaya ne diyorsun?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ben burada olmadığım zaman kalkıp yerime imza atacak arkadaşım yok benim burada.

SALİH KOCA (Eskişehir) - Burada oturup da "Yok." yazdırmaya ne diyorsun?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Arkadaşım o seni ilgilendirmez, Tüzük'te onun yeri var ama başkasının yerine imza atamazsın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Kıbrıs'ta oturan arkadaşının yerine imza atmak sahtekârlıktır. Böyle bir sahtekârlığa başvurmak âciz insanların işidir, acziyete düşmeyiniz.

Cumhurbaşkanlığı adaylarına geçmek istiyorum. Bir tarafta, Filistinlileri katleden İsrail'den Yahudi Cesaret Madalyası alan Sayın Recep Tayyip Erdoğan var; diğer tarafta, Filistinlilerin bağrına bastığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olduğu dönemde Filistin devleti tarafından Kudüs Yıldızı Devlet Nişanı'yla ödüllendirilen Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu var. Yani, bir tarafta, sadece lafta Filistin'i savunan, İsrail'e uçak mazotu satan, Yahudi cesaret nişanını yıllarca gururla boynunda taşıyan Sayın Erdoğan, oğullarıyla, gemileriyle İsrail'e ticaret yapan Sayın Erdoğan; diğer tarafta, kavgalı olan Filistinli örgütleri barıştıran, İsrail devlet terörünün kınanması için kampanyalar başlatan ve Filistin devleti tarafından devlet nişanıyla ödüllendirilen Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu var. "Ben lafa değil, icraata bakarım." diyorsunuz ya, işte icraat burada.

Bir tarafta, kafa kesen, kadınları esir alarak cariyesi yapan IŞİD terör örgütüne dahi "terör örgütü" diyemeyen bir aday var. Bu IŞİD Türk toprağını bastı, konsolosluk çalışanlarını kaçırdı. Konsolosluk çalışanları hâlâ rehin beyler, farkında mısınız? Yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinin konsolosu dâhil 49 görevlisi rehin ve siz onlara "terörist" diyemiyorsunuz. Kimin korkusundan? IŞİD korkusundan diyemiyorsunuz, IŞİD sizi korkutmuş. Bir de IŞİD'i...

KEMALLETİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - İş birliği içindeler, iş birliği yapıyorlar demek ki.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) - Pensilvanya'yla iş birliği...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Pensilvanya'yla on bir yıl kol kola gezenlere söyleyeceksiniz onu. Biz dün "Pensilvanya" dedik, bugün de "Pensilvanya" diyoruz. Dün "Hocaefendi" diye ağlayıp da bugün arkasından kimseye küfür etmedik biz, etmeyiz. (MHP sıralarından alkışlar) Bizim kitabımızda koluna girdiğimiz adama düşman olmak yok.

MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) - Ortaklığınız hayırlı olsun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bizim kitabımızda öyle bir şey yok. Bir adamın koluna girdik mi, biz dostuz. Dostumuza hançer çekmeyiz, düşmanlık etmeyiz, ihanet etmeyiz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Millet karar verecek, pazar günü karar verecek.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Yapmayız biz. On bir yıl kol kola yaptığınız işleri bir kenara yazın, ondan sonra konuşun.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Salı günü gel, konuş burada.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Millet pazar günü kararını verecek.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - On bir yıl beraberdiniz, bunların hesabını vereceksiniz önce.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)