GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:130
Tarih:06.08.2014

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 639 sayılı Kanun Tasarısı'nın 97'nci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Ben gerçekten bu torba yasa içerisine bu maddenin nasıl konulmuş olabildiğini şu ana kadar yorumlayabilmiş değilim. AKP'de tanıdığım pek çok değerli hukukçu arkadaşımız var, gerçekten kendilerini takdir ettiğimiz arkadaşlarımız var ama Anayasa'ya bu kadar açıkça bir madde bu torba yasa içerisine nasıl konulur ve avukatların, savunma gibi çok kutsal bir mesleğin üst kuruluşu olan Barolar Birliği nasıl bir vesayet altına alınabilir anlamış değilim.

Değerli milletvekilleri, getirilen önergeyle, AKP'nin getirdiği tasarıyla Barolar Birliğinin değiştirdiği yönetmeliklerin Adalet Bakanlığına gönderildikten sonra onaylanmasıyla hemen yürürlüğe girmesi gerekirken Resmî Gazete'de yayımlanma koşulunu getiriyorsunuz. Adalet Bakanlığı iade eder ve Barolar Birliği üçte 2 çoğunlukla tekrar kabul ederse yine Resmî Gazete'de yayımlanma koşulu getiriyorsunuz ve en önemlisi Barolar Birliğinin avukatlığa kabulde, staja kabulde ve mesleğe kabulde getirmiş olduğu bir yönetmelik değişikliğiyle sınav yapma şartını bu maddeyle arkadan dolanarak engellemeye çalışıyorsunuz. Ama o kadar kolay mı?

Bakın değerli milletvekilleri, Barolar Birliği şu hususları göz önünde bulundurarak staja kabulde ve mesleğe kabulde sınav şartı getirdi. Türkiye'de benim tespitlerime göre 5 tanesi Kıbrıs'ta olmak üzere 72 tane hukuk fakültesi var. Hukuk fakültelerinin şu anda -isterdik tabii elbette hepsi donanımlı olsun, eğitim ve öğretim elemanları gerçekten nitelikli olsun ama- çoğunda ne yazık ki araştırma görevlileriyle eğitim yapılıyor ve buradan gerçekten, hukuk fakültesinin profesörler, doçentler tarafından yetiştirilmemiş pek çok öğrencisi hemen avukatlığa girmek suretiyle avukatlık alanında pek çok ihtilafa da neden oluyor. 2001 yılında tam 44 bin olan avukat sayısı şu anda 82 bine ulaşmıştır. Bakın 2001 yılında Türkiye nüfusu 67 milyondu, şu anda 74 milyondur, nüfus yüzde 14 artmış ama avukat sayısı yüzde 100'e yakın bir sayıda artmış.

Şimdi bakın, avukatlar eğer yeterli eğitimi almazsa ne oluyor? Avukatlar açısından da sıkıntılar çıkıyor. Temyiz süresini kaçırıyor, yanlış dava açıyor ya da başka konularda hatalar yapılıyor, hem müvekkilleri mağdur oluyor hem de avukatlar ceza mahkemelerinde yargılanarak çok ağır bedeller ödüyorlar ve meslekten men ediliyorlar. Barolar Birliği bunu gözeterek meslekte bir sınav koşulu getirdi. Gerçekten önemliydi. Almanya'da örneğin avukatlar hukuk fakültesini bitirdikten sonra tam beş yıl bir eğitimden daha geçiyorlar. Yine Avusturya'da avukatlar okulu bitirdikten sonra yine bir eğitimden ve beş ayrı sınavdan geçtikten sonra tekrar iki yıl bir staj eğitiminden geçerek ancak avukatlığa nasbedilebiliyorlar.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Barolar Birliğinin getirdiği bu yönetmelik değişikliği de Resmî Gazete'de yayımlanmayınca Barolar Birliği dava açtı ve Ankara 10. İdare Mahkemesinin 2014/452 sayılı kararıyla yürütmeyi durdurma kararı verildi. Neyle ilgili? Bu yönetmeliğin uygulanmasıyla ilgili. Şimdi biz neyi tartışıyoruz? Yani bu dava, görüştüğümüz avukatlığa sınav yoluyla girilmesine ilişkin Barolar Birliği kararına ilişkin bir dava Ankara 10. İdare Mahkemesinde görülmektedir ve hâlen devam etmektedir. Şimdi, peki, Anayasamız ne diyor bize? Anayasamızın 138'inci maddesi diyor ki: "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz."

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bu onunla ilgili değil ki Levent Bey, o zaman hiç kanun çıkarılamaz.

LEVENT GÖK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, biz bırakın görüşme yapmayı, kanun teklifi veriyorsunuz, kanunları görüşüyoruz burada. Yani Anayasa'nın 138'inci maddesine çok aykırı bir tekliftir bu. Avukatları esir alacağınızı zannediyorsunuz ama bütün avukatlar, pek çok avukat, benim de baş ucumda vardır, ben de avukat kökenli bir arkadaşınızım, başucumuzda Molierac'in şu sözü vardır: "Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile ne hâkime ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar fakat efendileri de olmadı."

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)