| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 13.08.2014 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; yürütmenin başı, geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladığı toplantıda, 1994 yılında küçük bir kız çocuğuyla olan anısını anlatmış ve belediye başkanlığından başbakanlığa uzanan yolda o çocuğun gözlerindeki parıltıyı, umudu, heyecanı ve o gözlerin sahibinin verdiği mesajı hiç unutmadığını söylemiştir. Bunlar elbette ki güzel anılardır ve unutulmaması da doğaldır ancak daha doğal olan bir şey varsa yürütmenin başının sadece kendisinde izler bırakmış bir çocuğun mesajından değil, 76 milyon insanın verdiği mesajlardan da sorumlu olması gerektiğidir.
Ben de bu düşünceden yola çıkarak Başbakana bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum: Yürütmenin başı, Mehmet Ayvalıtaş'ın kendisiyle birlikte ölen umutlarını, ne olacağını düşünmüş müdür? Attığınız her adımda o çocuğun gözlerini hatırlarken Berkin Elvan'ın gözleri de gözlerinizin önüne gelmekte midir? Gece başınızı yastığa koyduğunuzda Ali İsmail Korkmaz'ın "Vurmayın, öldürmeyin." diye haykırırken gözlerindeki acı ve korkuyu hiç düşündünüz mü? Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük ve Ahmet Atakan; bu gencecik insanların trajik bir şekilde hayata veda etmelerinin size verdiği bir mesaj yok mudur? Medeni Yıldırım'ın gazetelerde yayınlanan fotoğraflarına baktınız mı; gözleri ne renkti? "Belediye başkanlığından başbakanlık görevine kadar geçen yıllarda karşımda hep o çocuğun gözleri vardı." demiştiniz. Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına uzandığınız bugünlerde, artık hiç parlamayacak 12 kaybedilmiş göz var. Bu gözler hiç aklınıza geliyor mu, gelecek mi? Geleceği ve umudu karartılan bu gençlerin ve ailelerinin de Cumhurbaşkanı olabilecek misiniz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kadar büyük bir torba yasa çıkarken belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyesi arkadaşlarımızın da özlük haklarıyla ilgili mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik talepleri var.
Sayın milletvekilleri, defalarca bu kürsüden dile getirilen sorunun çözümü için gelin buradan bu seçilmiş arkadaşlara müjdeli bir haber verelim. Biliyorsunuz ki halkımız tarafından bizzat seçilen meclis üyeleri, özlük hakları bakımından, maalesef hiçbir güvenceye sahip değildir. Belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyeleri yaptıkları hizmet bakımından vatandaşların birçok talebiyle karşılaşmakta, yol ve iletişim masrafları ciddi şekilde yük olmaktadır. Bunun karşılığında, kanun gereği sadece hakkıhuzur almaktadır. Bu ücret ise çok yetersiz kalmakta ve vatandaşların taleplerini karşılama konusunda zorluklara neden olmaktadır.
Yine, özellikle İstanbul gibi büyük metropollerde ve Anadolu'daki geniş coğrafyada merkezdeki toplantıya gelmek, ciddi zaman ve ekonomik kayba neden olmaktadır. Ulaşım masrafları ciddi bir gider oluşturmaktadır.
Yine, uzak ilçelerden gelenler için konaklama ve iaşe masraflarının hakkıhuzurla karşılanması mümkün değildir.
Hakkıhuzur yerine maaş bağlanması zorunlu hâle gelmiştir. Bu maaşın aynı zamanda emeklilikleri için de sayılması gerekmektedir yani özlük haklarına yansıtılması gerekmektedir.
Meclis üyelerinin diğer bir önemli sorunu da sağlık hizmetlerinden yararlanamamalarıdır çünkü herhangi bir sigorta kurumuyla ilişkilendirilmemişlerdir. Bunun bir an önce yapılandırılması gerekmektedir.
Yine, seçilmiş insanlar olarak yeşil pasaport hakkı tanınmalıdır.
Bütünşehir Yasası sonucu en ücra köylerin ve mücavir alanların belediye meclisi üyelerinin belediye hizmet alanlarına dönüşen köylerde hizmet etmelerinden dolayı silah taşıma ruhsatı mutlaka verilmelidir. Görevde bulundukları zaman ve görevleri bittikten sonra da bu ruhsatlardan harç alınmamasını istemektedirler.
Belediye başkanları, emeklilikteki maaşlarının yükseltilmesini ve yeşil pasaportlarının yaşam boyu sürmesini dilemektedirler.
Bu taleplerin yüce Meclis tarafından yerine getirilmesi dileğiyle hepinize saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)