GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:137
Tarih:08.09.2014

MHP GRUBU ADINA YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, aslında AKP iflas etmiştir. Daha bugün sabah bir sözleşme yaptık, bir konuşma yaptık ve dedik ki: "Bu yasayı bugün veya en geç yarın tamamlayalım." ve söz verdiniz Sayın Elitaş. "641'inci maddeyi çekelim." dedi Engin Bey, ben de tasdik ettim, siz de "olur" dediniz. Ardından şunu söyledim size Danışma Kurulunda: "Bir yeni madde tahsisi yapmayın." dedim. Siz de "Tamam." dediniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Tamam." demedim, "bakacağım..."

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - "Tamam." dediniz, biz onun üzerine...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "...sonra yukarıda madde ihdası var." dedim.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, şimdi bunu bile inkâr ediyorsunuz. Dolayısıyla, siz daha dün inkâr etmiştiniz yani attığınız imzayı. Dediniz ki "Ekime kadar...", dediniz ki "yanılmışız." Hep zaten yanılıyorsunuz, durmadan yanılıyorsunuz işinize gelmeyince ama hiç olmazsa yirmi dört saat geçtikten sonra yanılın, bu kadar erken yanılmayın.

Ne alakası var Allah aşkına, bir mahallenin bir bölümünün bilmem hangi semtte olup olmaması Meclisin işi mi?

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Çok mu acil yani?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bu kadar acil mi? Hani, önemli bir şey olsa, memleketin bir acil meselesi olsa, bunu gündeme getirsek başımızın üzerine ama Allah aşkına, bir mahallenin bir küçük parçasının, 300 hanenin bulunduğu bir parçasının bilmem nereye bağlanacağının maddesi bugün buraya getirilir mi? Hani söz vermiştiniz?

ALİM IŞIK (Kütahya) - Ama rant var orada rant; rant var, para var, para.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hangi sebeple getiriyorsunuz? Bunun gerekçesini bir açıklayın, hangi sebeple?

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Açıklayacağız şimdi.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır, açıklayacağı belli. "Efendim, söylenecek şeyi biz içeride konuştuk." Ne diyorsunuz? "Efendim, o küçük yere Ümraniye Belediyesi bakıyormuş, bütün hizmeti orası veriyormuş." Ha, bu kadar önemli miydi bu bugün?

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Çok önemli, yetişecek haftaya!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ne zamandır bu böyle? Dün mü yapıldı? Allah aşkına, hangi sebeple: Ağaoğlu oraya gelecek mi, gelmeyecek mi?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Geliyor.

ALİM IŞIK (Kütahya) - En önemlisi de o; Ağaoğlu demek, paşa oğlu demek.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bütün meseleye bakın. Ondan sonra, onların verdiği talimatla yapıyorsunuz. Kimi kandırıyorsunuz siz?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Partinin adı da değişecek yakında.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yapmayın Allah aşkına!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bundan sonra tek bir kelimenize inanırsam, işte ben bu kadarım. Sizinle ne anlaşılır ne konuşulur. Çünkü ne imzanızın arkasında duruyorsunuz ne sözünüzün arkasında duruyorsunuz. Ayıptır yahu! Centilmenlik mentilmenlik hiçbir şey sökmüyor burada. Meclis gibi bir yerde hem söz vereceksiniz hem aldatmaya kalkışacaksınız yahu. Bu kadar şey olmaz yani bu ayıptır! Buradaki maddeye bakın.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Açıklayacak biraz sonra.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ne açıklarsa açıklasın yahu, açıkladığını biz konuştuk içeride.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Dinledikten sonra...

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Varsa yüzleri çıkar açıklarlar.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın "Açıklayacağını biz konuştuk içeride." diyorum.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Dinledikten sonra belki ikna olacaksınız Hocam.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - İçeride konuştuk, zaten o konuyu konuştuk, şimdi bize söyleyeceği aynı şey.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Teknik olarak açıklayacağız, teknik olarak.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Belki farklı bir şey söyleyecek.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır, o bölgeyi ben de biliyorum kardeşim, yirmi sekiz sene o bölgede oturdum.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - İyi o zaman, bilmiş olmanız lazım.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Evet, biliyorum. Gişelerden çıktığınızda Çamlıca'ya doğru giderken sol taraftaki Ataşehir, sol taraftaki Ümraniye.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Ali Ağa haber bekliyor, bunun çıkması lazım bugün.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Sol taraftaki küçük bir bölüme dehliz altından geçilir, bu. Yani, orada bir boş arazi var. Zaten hemen karşı tarafa baktığınızda, orada koca, devasa demir yığınları, çimento yığınları doldurulmuş bir mekân var. Allah aşkına, rant üzerine oturuyorsunuz hepiniz. Yapmayın yahu, bu kadar da olmayın.

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Koca Meclisi bu işlere alet etmeyin bari yahu, yazık yani.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Yazık yani be! 2 tane mahallenin küçük parçalarının bilmem nereye bağlanıp bağlanmadığı bu kadar önemli mi yani?

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Ama önemli, orada avanta var, önemli tabii!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Meclisi bunun için mi tıkıyoruz? Ondan sonra da yarın diyeceksiniz ki: "Yok öğretmenlerin atanması gecikiyor, yok bilmem ne yapılıyor." Siz geciktiriyorsunuz.

Bu torba yasa geldiğinde biz size peşinen söyledik. "10 maddeniz var, bu maddeleri çekin, üç günde çıkaralım." dedik. "Soma, öğretmen ataması, hepsini..." Ama, neyi değiştirmediniz? 74'üncü maddeyi değiştirmediniz. Ondan sonra neyi değiştirmediniz? 91'inci maddeyi, sonra 100'üncü maddeyi. Hukuk dinlemeyen bir anlayışa sahipsiniz. Getiriyorsunuz mahkeme kararlarının iki sene sonra uygulanabileceğini, ona da "Tekrar kazanılmış hak olan yere değil, başka bir yere ataması yapılmak şartıyla..." diyorsunuz. Nasıl yeni Türkiye'siniz ya? Hukuk dinlemeyen bir Türkiye'dir bu.

Ondan sonra, getirin 112'nci maddeyi, 114'üncü maddeyi; yok meraları dâhil ediyordunuz... "Rant" demiştim, "Yok." diyordunuz ama Hunat Camisi'nin 17,5 dönüm arazisini Kayseri Forum'a verenler kimlerdi? Bugün kimin elinde Kayseri Forum? Amerikalı şirketlerin. Hani cami şeyiydi? Hunat Camisi Danişmentliler zamanında yapılmış bir cami. Bunun vakfını nasıl iç ediyorsunuz ya? Yapmayın Allah aşkına ya! Onu yapan meraları her hâlükârda ranta çevirir, her hâlükârda burayı buna çevirir. Ayıptır ya, yapmayın ya! (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

Arkadaşlar, burada alkışlanıp alkışlanmamak önemli değil. Benim söylediğim farklı bir şey. Ya, biraz hukuka saygılı olmak zorundadır bu Meclis. Burada hukuka saygılı değilseniz, ne yaparsınız yapın arkadaş, devleti ayakta tutamazsınız. Çabam ne Milliyetçi Hareket Partisi ne Cumhuriyet Halk Partisi ne AKP. Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet uğruna çalışmak zorundadır, yanlışları düzeltmek zorundadır. İkaz ediyoruz sizi, yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar. Ondan sonra diyorsunuz ki: Yok, bilançolarında görülen ama kasalarında olmayan nakitlerle ona buna emaneten verilmiş paralardan bahsediyorsunuz. Ne demek bunlar? İyice bir araştırın, sorun bakalım. Rüşvet veren de kurtarır kendisini, herkes kurtarır. Yapmayın yani! Herkes aptal değil yani! Vallahi ne diyeceğim, Allah akıl ve zihin versin.

Bakın, bu memlekete hizmet ettiğiniz takdirde yarın Allah nezdinde makbul insan olacaksınız, huzuru mahşere gittiğinizde bunların hesabını vermek zorunda olacaksınız. Her canlı ölümü tadıcıdır, hepimiz öleceğiz bugün veya yarın. Ama tarihe bakın, kimileri Damat Ferit gibi anılır, arkasından küfredilir, kimisi de dualarla anılır. Hangisini tercih ediyorsanız size kalmış, isterseniz "evet" deyin, isterseniz geri çekin; geri çekmenizi tavsiye ediyorum. Eğer biz gerçekten bu memlekete hizmet edeceksek birilerinin istekleri doğrultusunda değil, milletin hayrına olan işlerde birlikte olalım.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)