| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 137 |
| Tarih: | 08.09.2014 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir, şu esası iyi bilmemiz lazım: Şu anda bizim bu madde ihdasıyla ilgili verdiğimiz önerge, öncelikle İç Tüzük'e uygun. İç Tüzük'ün 87'nci maddesine baktığınız takdirde "O konuyla ilgili birbiriyle çok yakın ilişkisi bulunan bir kanunun maddesinde değişiklik yapılabilir veya yeni bir madde ihdas edilebilir." hükmüyle alakalı herhangi bir sorun yok, Anayasa'ya da uygun. Çünkü Anayasa, eylemli İç Tüzük ihlali ortaya koyduğu takdirde bununla ilgili bir düzenleme veya ihtirazı ortaya koyabilir. O manada baktığımızda herhangi bir sorunun olmadığını ifade etmek istiyorum.
İkincisi: Sayın Hocam, Sayın Halaçoğlu, Danışma Kurulunda konuştuk, Danışma Kurulunda ifade ettik, "Bizim 8 veya 10 tane önergemiz var." dedim. "Madde ihdası var mı?" "Madde ihdasıyla ilgili konuda şu anda bilgim yok. Arkadaşlarla görüşeyim, arkadaşlarla görüşmemden sonra size ifade edeyim." dedim. Nitekim, madde ihdasıyla ilgili konunun var olduğunu söyledim ve Milletvekili arkadaşımız Sayın Mustafa Ataş'la birlikte siz bu maddeyi görüşmek üzere, Sayın Başkan ara vermezden önce siz bu maddeyi de görüşmek üzere arka tarafta toplandınız. Tahmin ediyorum Sayın Altay da oradaydı. Bu madde ihdası konusunda biz "Olmayacak." diye bir şey söylemedik. "8 veya 10 tane önergemiz var." "O 8 veya 10 tane önerge içerisinde madde ihdası var mı?" diye sordunuz, "Onu arkadaşlarımdan bilgi aldıktan sonra vereceğim." dedim. Nitekim, sizin görüşmeniz bitmediğinden dolayı farkındaysanız Meclis Başkan Vekiline dedik ki: "Görüşme bitmedi, bu konuyu arkadaşımız bilgilendiriyor, uzatın..." On dakika, yirmi dakika, yirmi beş dakika bu konunun uzatılmasına imkân verdik sırf maddeyle ilgili değerli milletvekilimizin sizi aydınlatması konusunda.
Tarihçisiniz, bilirsiniz, bu manada Osmanlının mahallelerinin, Türkiye'nin mahallelerinin nasıl şekillendiğini biliyorsunuz. Bir mahalle tanımlanırken, bir köy tanımlanırken, bir yerleşim yeri tanımlanırken bilinen yerler ifade alınır, bilinen yerler dikkate alınır. "Şu, tepe." denilir, "Şu, ırmak." denir, "Ağanın bayırı." denir, "Mehmet Ağa'nın ot sürdüğü, hayvanlarını otlattığı yer." diye geçmişte, tarihte herkes tarafından bilinen, belirgin yerler o yörenin, yerleşim yerinin sınırlarını tayin etmekle ortaya çıkar.
Bakın, değerli milletvekilimiz bunu anlattı: Şu anda O-4 Kara Yolu'nun kuzeyinde kalan yerlerle güneyinde kalan yerler Ataşehir veya Ümraniye belediyeleri arasında. Burada 3 belediyeyi ilgilendiren durum söz konusu. 131'inci maddede Kadıköy'le ilgili durum söz konusu, onun önergeleri elinizde ama bu maddenin burada (1)'inci fıkrasıyla ilgili, 1'inci maddesiyle ilgili düzenleme olmadığından dolayı, maalesef, İç Tüzük 87'ye göre madde ihdası vermek mecburiyetinde kaldık. Madde ihdası olmasaydı, yine 131'inci maddenin benzerini buraya koymuş olsalardı Plan ve Bütçe Komisyonunda, madde ihdası olmadan, 131'inci maddede olduğu gibi, önergeyle bu iş geçmiş olacaktı.
Değerli milletvekilleri, muhalefet partisine mensup milletvekili arkadaşlarım ifade ediyorlar. Bakın, bu haritayı gördüğünüzde açık ve net olarak belli oluyor. Şu alttaki kısımlar yani yeşilimsi olan ve pembe olan kısımlar zaten Ataşehir Belediyesi ile Kadıköy Belediyesinde kalıyor. Üstteki, belki yirmide 1, on beşte 1 büyüklüğünde olan kısımlar, "doğal sınır" olarak ifade ettiğimiz, O-4 Kara Yolu ile E-80 Kara Yolu'nun kuzeyinde kalan kısımlarla güneyinde kalan kısımlar Ümraniye, Ataşehir ve Kadıköy Belediyesi arasında doğal sınır hâline getiriliyor. Bunun bu hâle gelmesinin sonucu...
Biz ne zaman çıkardık bunu? 2008 yılında çıkardık. 2008'den bu hâle gelmesiyle ilgili sonuç nereden kaynaklandı? Sayın milletvekilimin açık ve net bir şekilde izah ettiği gibi... Açıkçası, size bu konuyu anlatırken daha önce milletvekili arkadaşlarımız da bunu bize anlattılar ve doğru olduğuna karar verdiğimiz için, inandığımız için önergeyi de imzaladık.
Muhalefet milletvekili arkadaşlar diyor ki: "Vay, efendim, burada rant paylaşımı var, şu var, bu var."
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Evet, evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya, arkadaşlar, tamamen doğal sınırlarla ilgili olan bir şeyi, hiç rant akla gelmeden, biz yasaya, ortadayken ortaya çıkan, mahkemenin verdiği olumsuz bir kararla, mahkeme kararı neticesinde doğal sınırları bozan bir düzenlemeyi düzeltelim derken nereden aklınıza geliyor Allah aşkına bu rant işi?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Yaptıklarınızdan, yaptıklarınızdan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Biz, o söylediğiniz, saydığınız müteahhitleri... Başka müteahhitleri de bilmiyorum ama...
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Nasıl bilmiyorsunuz, siz oluşturdunuz bunları ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ...şuna eminim ki şu anda, bu doğal sınırlarına çekilmesi konusunda diğer müteahhitler çok rahatsızlar. Niye rahatsızlar? Belki şu andaki Ataşehir Belediye Başkanının veya o Meclis üyelerinin bu işlemleri çok rahat yapacaklarını bildiklerinden dolayı AK PARTİ'nin olduğu bir belediyeye geçişinden çok rahatsızlık duyduklarından eminim. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Böyle bir şey yok ya, hayret bir şey ya!
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Dervişin fikri neyse zikri odur. Hiç farklı bir mesele, rant meselesi yok. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sanki başka bir devlet o ya. O ruhsat başka, bu ruhsat başka. Böyle bir şey yok ya, hayret bir şey!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)