GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:137
Tarih:08.09.2014

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesinde, Türk Ticaret Kanunu'na göre gerekli sermaye artırımlarını yapmamış olan şirketlerin asgari sermaye şartını üç ay içinde yerine getirmeleri hâlinde haklarında fesih işlemi uygulanmayacağı öngörülmektedir. Üç aylık süre çok kısa olup önergemizde bu sürenin altı aya çıkarılması öngörülmektedir. Üç ay sonra bu sürenin uzatılması için tekrar kanun çıkarmak yerine önergemize destek vereceğinizi umuyoruz.

Türk ekonomisinde son yıllarda büyük bir durgunluk ve çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Piyasada tahsilat yapılamamakta, icralar artmakta, iflaslar baş göstermektedir. Sanayimiz ve üreticimiz zor durumdadır. Sanayicimiz yeni yatırımlar bir yana mevcut yatırımlarını sürdüremez hâle gelmiştir. Birçok sanayici, iş adamı ve esnaf borç batağına girmiştir. İstanbul Sanayi Odasının ilk 500 ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşumuza yönelik araştırmalarının 2013 yılı sonuçları, şirketlerimiz ve KOBİ'lerimizin borç batağına girdiğini, kârlarının yarıdan fazlasının faiz giderlerine gittiğini, zarar edenlerin sayısında büyük artış olduğunu ortaya koymuştur. Şirketlerimiz ve KOBİ'lerimiz kârlılık, ihracat ve borçlulukta son on yılın en olumsuz rakamlarıyla karşı karşıyadır.

Bu torba tasarının da 15 milyon kişinin 100 milyar liralık borcunu kapsadığı açıklanmıştır. Bu durum firmalarımızın vergi ve prim borçlarını da ödeyemez hâle düştüğünü açıkça göstermektedir. Firmalarımız sadece Maliyeye ve SGK'ya değil piyasaya, bankalara ve özellikle de yurt dışına borçludur. Merkez Bankasının verilerine göre, finansal kesim dışındaki firmaların haziran ayı itibarıyla döviz yükümlülükleri yani dış borcu 275 milyar dolara ulaşmıştır.

"Firmaların yalnızca borcu yok, alacağı da var." diyenler olabilir, birlikte değerlendirelim: Firmaların 2002 yılında 6,5 milyar dolar olan döviz varlık ve yükümlülük farkı yani döviz pozisyon açığı 179,4 milyar dolar düzeyine çıkmıştır. Türk ekonomisi tasarruf ve yatırım gücünü kaybetmiş, sanayileşme ivmesini yitirmiş, bütünüyle kısa vadeli dış borçlanmanın, sıcak paranın insafına terk edilmiştir.

Uluslararası yükümlülüklerimiz her geçen yıl katlanarak artmaktadır. Türkiye'nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan ve 2002 yılında 85,5 milyar dolar olan uluslararası yatırım pozisyon açığı 2014 Haziran ayı itibarıyla 423 milyar dolara ulaşmıştır.

Yine Merkez Bankasının verilerine göre, Türkiye olarak, bir yıl içinde ödenecek dış borcumuz haziran ayı itibarıyla 168,4 milyar dolardır. Buna hâlen yıllık 52,2 milyar dolar düzeyinde bulunan cari açık eklendiğinde bir yılda yaklaşık 220 milyar dolar finansmana ihtiyacımız bulunmaktadır. Merkez Bankasında bulunan 134 milyar düzeyindeki döviz rezervi bir yıl içinde ödenecek dış borcumuzu bile karşılayamamaktadır. Millî gelirimizin dörtte 1'ini aşan bu borçların nasıl ödeneceği, bu ödeme yapılırken genel ekonomik dengelerin nasıl etkileneceği üzerinde önemle durulmalıdır.

Türkiye ciddi risklerle karşı karşıya kalabilecek olup Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da geçtiğimiz günlerde bu durumu dile getirmiş ve dış borçlar sebebiyle ekonomiyi bekleyen tehlikeye dikkat çekmiştir. Türkiye, türbülansı yüksek bir döneme, ne yazık ki sırtında ağır bir özel sektör borcu ve 160 milyar dolarlık sıcak para yüküyle girmektedir. AKP döneminde uygulanan ekonomi politikaları Türk ekonomisinde tasarruf yerine borçlanma rakamlarının yükselmesine yol açmıştır, gerek devletimizin gerekse milletimizin borçları tavan yapmıştır. Hazine verilerine göre, ülkemizin dış borç stoku 2002 yılında 129,5 milyar dolar iken 2014 birinci çeyrek itibarıyla 386,8 milyar dolara, kamunun toplam iç ve dış borç stoku ise 2002 yılında 257,2 milyar lirayken 2014 birinci çeyrek itibarıyla 636 milyar liraya ulaşmıştır. (MHP sıralarından alkışlar)