GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınır güvenliğine ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:2
Tarih:02.10.2014

REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sınırlarımızda yaşanan güvenlik sorunuyla ilgili olarak -şahsım adına- gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Birazdan terör gruplarına karşı mücadele etme adı altında Suriye ve Irak'a asker göndermek dâhil, bunları da içeren bir tezkereyi oylayacağız. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bu tezkerenin kabulü ve askerlerimizin Suriye ya da Irak'a gönderilmesi hâlinde telafisi ve geri dönüşü mümkün olmayan bir yola girileceğini burada ifade etmek istiyorum. Küresel güçler, bu tezkereyle Büyük Ortadoğu Projesi'nin Türkiye ayağını gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Türkiye'yi karıştırmak ve bölmek isteyen bu güçler, Türk ordusunu bir şekilde Orta Doğu bataklığına çekmeye çalışmaktadır. Bu tezkerenin kabulüyle birlikte Türkiye'nin birtakım provokatif eylemlere de maruz kalabileceği konusunda Hükûmeti uyarmak istiyoruz. Başbakan Davutoğlu, CHP'nin tezkereye ret oyu vermesi hâlinde IŞİD'e destek veren bir parti konumuna düşeceğini buyurmuştur. Hani bir söz vardır: "Dinime küfreden Müslüman olsa." Davutoğlu'nun bu açıklamasını biz hiçbir şekilde ciddiye almıyoruz çünkü üç buçuk yıldır IŞİD dâhil Suriye'de mücadele eden bütün silahlı muhalif gruplara açıkça destek veren bugünkü AKP Hükûmetidir.

Değerli milletvekilleri, Davutoğlu'nun bu açıklamasını biz, âcizliğin ve tükenmişliğin bir dışa vurumu olarak değerlendiriyoruz. AKP Hükûmeti, özellikle son üç buçuk yılda uyguladığı yanlış dış politikanın günahlarına ve yanlışlarına Cumhuriyet Halk Partisini ortak etmenin çabası içindedir. Biz, bu kirli politikalara, Suriye'de ve Irak'ta işlenen suç ve günahlara asla alet olmayacağız. Hükûmetin "Suriye yönetimini devireceğim." diye üç buçuk yıldır IŞİD dâhil Suriye'de savaşan radikal, köktenci, selefi gruplara silah dâhil her türlü lojistik desteği sağladığını, koruyup kolladığını, çatışmalarda yaralanan militanları devlet hastanelerimizde tedavi ettirdiğini, beş yıldızlı otellerde ağırladığını çok iyi biliyoruz.

Değerli milletvekilleri, şimdi bütün bu iş birliği ve dayanışma ortada iken, Hükûmet çıkmış sözüm ona "Suriye'de IŞİD'le mücadele edeceğim." diye önümüze tezkereyi getiriyor. Adana'da ve Reyhanlı'da durdurulan tırlarda Suriye'de savaşan gruplara nasıl füze ve bombaların gönderildiğine ilişkin hazırlanan iddianameyi, bununla ilgili mahkeme kayıtlarını inceleyen oldu mu? Bize "Hükûmetin Suriye'de mücadele veren ya da savaşan terör gruplarına destek verdiğine ilişkin elinizde belge var mı?" diyorlar, biz de "var" diyoruz. Bu belgelerin tamamı da resmîdir. Gidin, Reyhanlı'da ve Adana'da durdurulan tırlarla ilgili hazırlanan iddianamede ilgili tarafların, şoförün ve diğer tanıkların beyanlarını bir okuyun. Orada, bu tırlarda füzelerin taşındığı açıkça mahkeme kayıtlarına girmiştir.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bu, sadece mahkeme kayıtlarına girmedi. Hatay Valisi, şu anda Emniyet Genel Müdürü yaptığınız Celalettin Lekesiz'in İçişleri Bakanlığına göndermiş olduğu bir rapor var. Bu rapor basına yansıdı ama bu raporu bugüne kadar ne Sayın Valimiz ne de hiçbir Hükûmet yetkilisi reddetmedi. Bu raporda IŞİD'in bölgemizi ve ülkemizi nasıl açıkça kullandığı, nasıl organize olduğu, hangi sınırımızdan hangi köyümüzden giriş yaptığı ve ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğu açıkça ifade edilmiştir. Biz bunları söylediğimizde bizi Baasçı ilan ettiler. Oysa geldiğimiz noktada Türkiye'nin çok ciddi bir terör tehdidiyle karşı karşıya kaldığını ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)