GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubunun, Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve arkadaşları tarafından, elektrik ve doğal gaz zamlarının olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 14/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Ekim 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı günkü birleşimde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:5
Tarih:16.10.2014

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün, elektrik ve doğal gaz fiyatlarına yapılan fiyat artışlarıyla ilgili, Milliyetçi Hareket Partisinin Meclis araştırma önergesi aleyhinde söz almış bulundum. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu zamlar son iki yıldır maliyetlerdeki artışa rağmen bunu tüketiciye yansıtmamak için elinden gelen her önlemi alan, maliyet artışını yerli kaynaklarla telafi etmeye çalışan Enerji Bakanlığımız tarafından kamuoyuna duyuruldu. Enerji sektörü için doların değerindeki artışı biliyoruz, fiyatların nasıl yapıldığını biliyoruz. Türkiye yaklaşık 22 milyar dolar yalnızca enerjiye, ithal olarak enerjiye para ödüyor. Bunun için, bu dönemde özellikle 2014 yılı içerisinde hidroelektrik santrallerde, yani yağış rejiminden kaynaklanan... Hidroelektrik santrallerinde ki bizim enerji üretimimizin yüzde 25'ini karşılıyordu, 2014 yılında bu yüzde 19'lara kadar geriledi. Bu her iki problemi de üst üste koyduğumuzda dolar artışıyla birlikte bu zamlar artık kaçınılmaz olmuştur ve bu zamlar yapıldı. Ama, değerli Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsünün de söylediği bir konu, burada açıkladı ama bunu iftiharla söylemek lazım, bizim enerji politikaları itibarıyla ve fiyatlandırma konumu itibarıyla, evet, bunu iftiharla söylüyoruz, kabul edersiniz, etmezsiniz ama bu bir matematiksel gerçektir, konutlarda elektriği en ucuz kullanan 4'üncü ülkeyiz, konutlarda ve sanayide doğal gazı en ucuz kullanan ülkeyiz ve yine sanayide elektriği en ucuz kullanan ülkeyiz. Bunu şunun için söyledim: Milliyetçi Hareket Partisi sözcüsü arkadaşımız özellikle doğal gaz fiyatlarının maliyetlere yansıyacağını ve tekstil piyasasının bu konuda çok sıkıntıya gireceğini hem söyledi ama aynı zamanda bir çelişkiyi de beraber dile getirdi. Kendi bölgesinde bulunan organize sanayi bölgesine doğal gazın gelmesini çünkü maliyetlerin çok yüksek olduğunu, doğal gazı mutlaka kullanmak istediklerini söyleyerek aslında doğal gaza şu anda sanayide hâlâ ihtiyaç olduğunu ve kullanılması gerekliliğini de ifade etmiş oldu.

Bir diğer konu, Cumhuriyet Halk Partisindeki arkadaşımız asgari ücretle mukayese ederken asgari ücreti Avrupa'nın asgari ücretiyle kıyaslayıp böyle bir matematiksel oyun yaptı. Ben onu bilmem, ben mühendis kökenli bir arkadaşınızım ama ben şuna bakarım, cebimden çıkan paraya bakarım, cebime giren paraya bakarım. On iki yıl önce 200 kilovatlık enerji tüketen asgari ücretli bir vatandaşımız 2002 yılında yüzde 18'ini elektriğe ödüyordu ama bugün zamlara rağmen yüzde 8,8'ini elektriğe ödüyor. Peki, doğal gazda durum ne? Normal aylık 125 metreküp tüketim yapan bir asgari ücretlinin kendi asgari ücreti içerisindeki payı 2002 yılında yani on iki yıl önce yüzde 32'ydi yani bizden önceki dönemde asgari ücretli bir vatandaş, aldığı aylık asgari ücretin yüzde 32'sini götürüp doğal gaza ödüyordu, bugün zamlara rağmen ancak asgari ücretin yüzde 16'sı kadarını ödüyor. Vatandaşlarımızın geliri içindeki enerji faturası olarak ödediği miktar önemli ölçüde, miktar itibarıyla azalmıştır.

Son 2002 ve 2012 yılları arasında toplam enflasyon farkları da gözardı edilmezse bizim, enerji politikalarımızı zamlarla burada tartışmak yerine Türkiye'nin enerji politikasını oturup burada konuşmamızda fayda var. Enerji politikasında -Türkiye madem enerji ithal ediyor, bunu komisyon üyesi arkadaşlarımız da çok iyi bilir- bizler yerli ve yenilenebilir kaynaklara dönebilmek adına Hükûmetimizin ve Bakanlığımızın yapmış olduğu iyileştirmeleri, teşvikleri, kömüre verilen teşvikleri, bunların hepsini masaya yatırdık ve bu Mecliste bunların kanununu çıkardık. Şu anda 2 tane nükleer santral yapılıyor, bunların her biri 8 megavat değerinde. Bizim enerjiye ihtiyacımız var, büyüyoruz, sanayinin enerjiye ihtiyacı var. Rüzgâr enerjisinin, güneş enerjisinin önünü açtık, teşviklerle destekledik ve yine Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığını normal devlet kurumundan AŞ'ye çevirmek suretiyle onun bir dünya oyuncusu olmasının önündeki engelleri kaldırmak suretiyle bugün gerek Şahdeniz'de gerekse diğer alanlarda Türkiye Petrollerinin ta Venezuela'ya kadar kuyu vurduğunu, kuyu açtığını ve bu politikalarla Türkiye'nin geleceğini enerji arz güvenliği açısından sağlama alma noktasındaki gayretlerini hep birlikte gerçekleştirdik.

Bölgesel olaylara baktığımızda, bölgesel olayların petrol... HDP vekili arkadaşımızın söylediği "Biz, IŞİD'i konuşurken, Kuzey Irak'ı konuşurken, bu bölgedeki Irak'ı konuşurken..." Elbette, İslami, insani, bütün bu değerlerimizi biz konuşuyoruz. Ama, şunu unutmayın ki, Petrolü konuşmadan bütün bu olan gelişmeleri izah etmemiz mümkün değil. Bugün, o bölgede önümüzdeki elli yılın petrolüyle alakalı, emperyalistlerin de bulunduğu bir ortamda bir savaş gerçekleşiyor. Bütün bu yapıların içerisinde, arkasında Avrupa'nın ve bölgenin, Avrupa'nın özellikle, enerji ihtiyaçlarıyla ilgili yapılan kavgaları yatıyor. Dolayısıyla...

MUSA ÇAM (İzmir) - Hocam, siz emperyalistlerin neresinde duruyorsunuz?

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Devamla) - Biz, burada kendi ülkemiz tarafında duruyoruz, millî bir yerde duruyoruz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Alakası yok Hocam! Yok Hocam, emperyalistlerin yanında onların taşeronluğunu yapıyorsunuz.

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Devamla) - İşte, keşke CHP de bir gün bir önerge verip Türkiye'nin gelecekteki elli yıllık enerji stratejilerinde yapmış olduğu... Gerek Dışişleri Bakanlığımızın gerekse Enerji Bakanlığımızın ve Hükûmetimizin stratejilerini burada tartışmamız lazım.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Hangi strateji, onu söylesene. Doğal gaza bağladınız, doğal gaza.

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Devamla) - Şunu çok açıklıkla söyleyebilirim ki, Bu bölgede yaptığımız enerji stratejileri aslında, elli yıllık bir perspektifle gelecekteki torunlarımızın ve gelecekteki Türk milletinin refahıyla alakalı; çok ciddi çalışmalar var. Bunları burada tartışmamız lazım. Buraya yüzde 9, yüzde 5 tartışmalar ve işin içerisine bir de işte, mezhepsel duruşları falan da anlatarak... Ki hepimiz bunu biliyoruz ki, dünya, enerji piyasasında bir pazarlık, bir paylaşım içerisindedir. Burada, enerjinin üzerinde oturan insanların hak ve hukukunu korumak adına Türkiye doğru bir yerde duruyor, kendi milletinin geleceğini sağlamak adına Türkiye doğru bir yerde duruyor ve bu enerji stratejilerini aslında burada oturup da tartışmamız lazım. Bu konuda bizim alnımız açıktır ve gerek Kafkas petrolleri üzerinde TANAP'ta, Şahdeniz'de yapmış olduğumuz çalışmalar, Kuzey Irak'ta aramış olduğumuz ve bulmuş olduğumuz petrol rezervleriyle ve oradan çıkardığımız petrol kuyularıyla beraber ülkemizin refahını ve geleceğini sağlama noktasında gayretlerimiz devam ediyor. Bir gün bunu bu Mecliste tartışmamız lazım. Biz komisyonlarda çok tartıştık ve göreceğiz ki, bu Hükûmetin, bu Dışişleri Bakanının, Dışişleri Bakanlığının ve Enerji Bakanlığının bu yapmış olduğu enerji anlaşmaları, TANAP'taki hisseleri itibarıyla, Şahdeniz'deki hisseleri itibarıyla ve Kuzey Irak ve enerji yolları itibarıyla bu dönemin Meclisini, bu dönemin Hükûmetini ve bu dönemin Enerji Bakanlığını yarın tarih altın harflerle yazacaktır; bundan kesinlikle emin olun. Yapılan bu Türkiye...

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Zarrab'ı nereye yazacaksınız, Zarrab'ı?

M. MÜCAHİT FINDIKLI (Devamla) - HADEP'li milletvekili arkadaşım bir şey söyledi "Savaş bütçesi için bu yapılıyor..." Hiç merak etme sayın milletvekili, Türkiye'nin savaşacak gücü de, yüreği de, parası da vardır; onun için herhangi bir şeye zam yapmasına gerek yok.

Bir diğer konu: "Çavuşesku gibi Recep Tayyip Erdoğan büyük duvarların arkasına saklanıyor, oraya gidiyor." diye burada çok uygun olmayan, size de yakışmayan bir harekette bulundunuz. Sayın Genel Başkanınızın ifadelerine dikkat edin "Sayın Recep Tayyip Erdoğan meydanlara çıkıyor, meydan meydan dolaşıyor." diyerek şikâyet eden sizin Genel Başkanınızdır. Recep Tayyip Erdoğan her zaman meydanlarda ve halkın içerisinde olacak, bu korku size yetecek. Bence bu korku duvarını sizin yıkmanız lazım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)