GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çanakkale ve Balıkesir illerini kapsayan çevre düzeni planına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:6
Tarih:21.10.2014

MUSTAFA SERDAR SOYDAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Çanakkale ve Balıkesir illerimizi kapsayan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclise saygılar sunuyorum.

Kentlerin anayasası olan çevre düzeni planlarında şehirlerin geleceklerine ilişkin mekânsal ve sektörel kararlar belirlenmektedir. Balıkesir ve Çanakkale illerini kapsayan ve 2040 yılını hedefleyen Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, bölgemizde yaşayan yaklaşık 1 milyon 700 bin kişinin yaşamını direkt olarak etkilerken bölgeyi dünyanın dört bir yanından ziyaret eden milyonlarca kişiyi de dolaylı olarak etkilemektedir.

Çevre düzeni planları hazırlanırken alınan tüm mekânsal ve sektörel kararların temelini hedef yılı için belirlenen nüfus projeksiyonları belirlemektedir. Balıkesir ve Çanakkale illerini kapsayan ve 2040 yılını hedefleyen planda, bölgenin nüfusunun yirmi beş yıllık bir projeksiyon içinde yaklaşık 3 kat artması ve artışın büyük bir bölümünün de kentlerde gerçekleşmesi öngörülmektedir.

Önemli tarım ve orman alanlarının bulunduğu bir bölgede kırsal yapıdan uzaklaşmayı planlamak, üreticiyi ve çiftçiyi yok ederek şehirlerin varoşlarına göçe zorlamaktır. Biga Ovası'nın verimli topraklarında üretim yapan Biga çiftçisi artık Kozçeşme-Selvi biberi üretemeyecektir. Çeltik, pirinç, kaynarca fasulyesi üreten çiftçimiz bölgesini terk etmeye zorlanacaktır. Biga etini yemek, Biga sütünü içmek artık hayal olacaktır.

Hazırlanan planla doğal açıdan hassas alanlar, özellikle de bölgenin oksijen deposu Kaz Dağları ve tarım alanlarının yoğun olduğu bölgeler sanayi, enerji ve maden tesislerinin tehdidi altında kalmaktadır. Hükûmetin öngördüğü plansız ve çarpık sanayileşmeden Kaz Dağları ve Biga Ovası başta olmak üzere, tüm bölge olumsuz etkilenecektir. Verimli tarım alanlarından yerleşim alanlarına kadar çok geniş yaşam alanlarında telafisi mümkün olmayan çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalacağız.

Bu anlayış ve kararla, Hükûmetin dünyanın eşsiz doğa mirası, oksijen deposu Kaz Dağlarını uluslararası maden şirketlerine peşkeş çektiğini ve çekmeye de devam edeceğini görmekteyiz.

Sayın milletvekilleri, planla Bozcaada'nın güney kıyıları konut alanı olarak imara açılmakta, tüm tarım alanları "bağevi" adı altında ikinci konut yapımına uygun hâle getirilmektedir. Bu durum, büyük bir kısmı sit alanı olan ve önemli ölçüde üzüm üretilen adanın tamamen tarımsal üretimden koparılarak turizm ve inşaat sektörüne teslim edilmesidir. Gökçeada'da mahkeme kararlarıyla yasallığı ortadan kalkan Bademli köyündeki otel alanının plana işlenmiş olması bile, tek başına, planın nasıl rant odaklı olduğunu göstermektedir.

Sayın milletvekilleri, planın amacında "doğal değerlerin korunması" ifadesi bulunmasına rağmen, uygulama ve hazırlıklar belirtilen ifadenin tamamen tersi yönündedir. AKP, önümüzdeki yirmi beş yıl içerisinde Çanakkale ve Balıkesir'de ekolojik dengeyi yok ederek koruma ve kullanma dengesini kullanma, talan ve yok etme olarak belirlemiştir.

Çevre Komisyonunun Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak Bozcaada'da yaptığımız çalışma ziyareti sonrası Sayın Bakanın açıkladığı "Bozcaada için referandum yapalım." önerisi, en kibar ifadeyle, olayı geçiştirmektir. Sorunun sadece Bozcaada'da yapılacak referandumla çözülmeyeceğini Sayın Bakan çok iyi bilmektedir. Sorun sadece Bozcaada'yı değil, Çanakkale ve Balıkesir'i de kapsamaktadır. Sayın Bakan ivedilikle planı geri çekmeli ve iptal etmelidir. Plan, bölge halkının görüş ve önerileri doğrultusunda, demokratik, katılımcı ve bilimsel verilere dayanarak yeniden hazırlanmalıdır.

Bizler, Çanakkale'deki dünyanın sayılı tarih ve kültür miraslarını, verimli topraklarımızı uluslararası maden şirketlerinin, demir çelik, çimento ve termik santral işletmecilerinin inisiyatifine bırakmayacağız; şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış toprağımıza, suyumuza ve havamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Aklın ve bilimin söylediği, Çanakkale halkının istediği, yaşadığımız eşsiz coğrafyanın korunup kollanmasıdır, Çanakkale'nin doğal zenginliklerinin dünya kültür ve turizm sektörünün hizmetine sunulmasıdır.

Unutmayalım ki havasını, suyunu ve toprağını kaybettiğimiz yaşam alanlarında medeniyetten söz etmek mümkün değildir.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)