GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kocaeli Milletvekili Mehmet Ali Okur ve 6 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:6
Tarih:21.10.2014

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

645 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Gebze'mize güzel bir teknik üniversitenin kurulmuş olmasından hepimiz memnun olmamız gerekmektedir. Ben de kurulmakta olan bir üniversiteyi tebrik ediyorum; hayırlı olmasını, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Tabii, bunların yanında, özellikle, ben de bir Tokat Milletvekili olarak Tokat'ımıza da, tarımın çok yoğun olduğu, kendisine mahsus Kazova domatesinin olduğu, Kelkit Vadisi'nde fasulyesiyle, her şeyiyle tarımın bambaşka bir görüntü içerisinde bulunduğu, elmasıyla, sebzesiyle, meyvesiyle farklı bir ilimize de bir tarımla ilgili üniversitenin de kurulması gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum. Yani, tarımı ilgilendiren, her noktasında tarım fuarlarının kurulduğu, tarımın her türlüsünün yapılmış olduğu ve belirli bir mesafenin alınmış olduğu tarım potansiyelinde Tokat'ımıza da bir tarım üniversitesi yakışır diye ifade etmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, tabii, ilim adamlarının esas görevi araştırma yapmak, bilgi ve beceriyle donatılmış, vasıflı insan gücü yetiştirmektir. Ülke ve dünya sorunlarını çözecek, teknoloji geliştirecek yeni önerilerde bulunmalıdır. Bunlar bilim insanının asli görevleri içerisindedir.

Bilim insanı yirmi beş otuz senede yetişmektedir. Yetişme sırasında da ne kadar zorluklarla karşılaşıldığı unutulmamalıdır. Ancak üniversite öğretim üye ve elemanlarının birçok sorunları yanında ücret azlığı ve düşüklüğü en büyük sorun olarak karşımızda durmaktadır. Her gitmiş olduğumuz yerde üniversitedeki öğretim elemanları özellikle bu konuyu devamlı olarak dile getirmemizi ve bu konuda ciddi mesafeler alınmasını istemektedirler. Ancak üniversitelerdeki maaşların düşük olmasının en önemli sebebinin de ülkemizin bilime verdiği önemle doğrudan ilişkili olduğunu da söylemek mecburiyetindeyiz.

Türkiye 2023 yılında lider ülke olmak istiyorsa bilime ve AR-GE'ye çok önem vermeli, bilim insanı yetiştirmelidir. Öyleyse, bunları yapacak olan üniversite personeline insanca yaşayacağı maaşlar vermek de görevimiz olmalıdır. Ancak AKP'nin on iki yıllık iktidarında unutulan ve mağdur bırakılan meslek gruplarının başında üniversite öğretim üyelerinden sade memura kadar çalışanlar gelmektedir.

1.017 öğretim elemanı arasında yapılan araştırmada en önemli sorunlar şöyle sıralanmıştır: Ücret düşüklüğü yüzde 52,5; yükselme zorlukları yüzde 22,6; çalışma koşulları yüzde 16,9; prestij kaybetmesi yüzde 8 olarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının yarısından fazlası en önemli sorunlarının ücret düşüklüğü olduğunu ifade etmişlerdir. Ülke olarak bilim insanı yetiştirmedikçe hiçbir dünya hedefine ulaşamayacağımız gibi teknolojimiz de ülkemizde gelişemez.

Geçtiğimiz yıllarda yapılan araştırmalarda üniversite elemanlarının yoksulluk sınırı altında maaş almakta olduğu ortaya konmuş. Bugün de aynı tabloyu maalesef yaşıyoruz. Dünyadaki eş değer meslek gruplarıyla karşılaştırdığımızda ülkemizin ne kadar az maaş verdiği ve öğretim üyelerimizin ne kadar büyük sıkıntı içerisinde olduğu da görülmelidir.

Ülkemizde artık yeni bir yükseköğrenim reformu yapma zamanı gelmiştir. YÖK'ten, öğretim üyelerinden çalışanlarına kadar birçok konu artık gündemde olmalı ve sorunlar bir bir çözülmelidir. Akademik personelin maaşı, Türkiye'yle aynı ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyiyle gelişen ülkelerin verdiği oranda olmalıdır. Ek performans uygulamasına mutlaka ama mutlaka geçilmelidir. Üniversite verimliliği ve yaratıcı çalışmalar mutlaka desteklenmelidir. Öğretim üyesi, geçimini temin edemiyor diye, üniversite dışında iş aramamalıdır, üniversitesinin içerisinde kalmalı, araştırmasında, gelişmesinde ve çalışmalarında desteklenmelidir.

Üniversite öğretim üyelerinin durumunun düzelmesi için AKP iktidarını yıllardır ama yıllardır uyarıyoruz ancak bir türlü ikna olmuyorlar. Şu anda da hazırlanan bir kanun tasarısı olduğunu basından öğreniyoruz. Hazırlanan kanun çok iyi değerlendirilmelidir. Belki de bu bir son şans olarak karşımızda bulunmaktadır ki eğer bu iyi bir şekilde değerlendirilmezse bundan sonra bu şekilde bir kanunun çıkması da hayal olabilecektir. Ondan dolayı da öğretim üyesinden uzmanına, okutmanına, çalışanına kadar herkesin maaşı ciddi manada değerlendirilmeli, iyileştirilmeli, artık bu konu bir kez daha gündeme getirilmemelidir çünkü her gidilen yerde, her görüşülen yerde bu konular gündeme getiriliyorsa demek ki buradaki sıkıntı had safhaya ulaşmıştır, herkes SOS şeklinde bağırmaktadır. Kanun detaylı şekilde, beklentilerine karşılık verecek konumda olmalı, artık bu insanları, ailelerini ve çocuklarını üzmekten vazgeçmeliyiz. Ülkemiz de onlara ve onların vermiş olduğu değere katma değer şeklinde karşılık verecektir diyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)