GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana ve ilçelerindeki güncel olaylara ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:8
Tarih:23.10.2014

ALİ HALAMAN (Adana) - Sayın Başkan, teşekkür ederim. Adana'nın güncel konularını gündeme taşımak için gündem dışı söz verdiğiniz için de teşekkür ederim. Yüce heyetinizi, Türk milletini saygı, sevgiyle selamlarım.

Adana, güncel noktasında çok sorunlu, problemli bir memleket hâline geldi.

Adana'nın Saimbeyli ilçesi vardır. Adana, millî mücadelenin soluk aldığı bir yer olması dolayısıyla... Seksen senedir Saimbeyli'nin kurtuluşu kutlanır. Ben Saimbeylilerin kurtuluş bayramını kutluyorum. Yani 1918 yılında Adana'ya Mersin Limanı'ndan, İskenderun Limanı'ndan Fransız askerleri gelmişti, o bölgeleri işgal etti.

Güncel olarak bugün baktığımızda, bugünkü Hükûmetin de vesile olduğu, Adana'nın etrafında değişik değişik ülkelerin askerlerini görme imkânımız var. Adana, bu Hükûmet döneminde büyümesi gerekirken küçülen, işsizliği çoğalan, üretimin düştüğü, emeğin, alın terinin kaybolduğu, sanayisinin, tarımının, nakliyesinin bittiği, taşımacılığın, terörün, dolayısıyla şiddetin çok yoğunlaştığı bir coğrafya parçası hâline geldi. Bundan dolayı bizim sık sık Adana'nın sorunlarını Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme getirip, Türkiye Büyük Millet Meclisini vesile ederek, icrada bulunan bakanların Adana'nın sorunlarıyla ilgili yani toplumsal sorunlarla ilgili, yani sırf nemaya dayalı, müteahhide dayalı, sırf kişisel işlere dayalı Adana'nın sorunlarını halletmekten ziyade, Adana'nın temel sorunlarını aşağı çekip iyileştirme noktasında tekliflerimiz oldu.

Son zamanlarda, Adana'da pamuk hasat dönemi olmasına rağmen, kütlü pamuğun kilosu 1.200 lira. Dolayısıyla, koca Adana tarafında bu dâhilde işleme belgesi alan 12 tane un fabrikası varken bugün 1 tane var. Dolayısıyla, "Dâhilde işleme belgesi alarak ihracata dayalı ihracat yapacağız." diyerek Türkiye'de, Adana'da özellikle, pamuğu işletip, ilk piyasada satıp vergi iadesi alan fabrikalara Adana teslim edildi. Bundan dolayı pamuk fiyatları da artmıyor.

Diğer bir iş, bizim Kozan'ın bir barajı vardı. Kozan'ın yukarısı dağlık bölge, ormanlık, alt tarafı da ova. Genelde sulu tarım yapılır. Sulu tarımdan dolayı narenciye bahçesi çok. Dolayısıyla, pamuğu, soyası, mısırı çok olmakla birlikte, bu kuraklıktan ve iklim şartlarından mütevellit, epeydir bu baraj su olarak dolmuyor, dolayısıyla ikinci ürün ekilmesine müsaade edilmiyor. Ben muhtarlar kanalıyla, bu Kozan Barajı'nın beslenmesiyle ilgili muhtarlara dilekçe verdirtip yukarısında akan ırmaklar üzerinde kurulan HES'lerden bir pay çıkararak -bu Kozan Barajı'nın "ters akan" dediğimiz, üst tarafta, suyu cazibeli bile gelebilir- bunların bu bizim baraja aktarılması noktasında... Yani, Orman ve Su İşleri Bakanlığına zaman zaman halkla, sulu tarım yapanlarla ilgili teklif, dilekçe verdirmemize rağmen bölge müdürlüklerinde "İmkânımız yok, dolayısıyla sonra düşünelim, şimdilik bunu yapamayız." denilerek sürekli olarak alta çekme var.

Ben buradan, Meclisten bir defa daha sesleniyorum: Yani, bizim bu Kozan'daki sulama dediğimiz tarımsal amaçlı barajın, sudan dolayı beslenmesi için bu Bakanlığın bu konuşmamızdan dolayı duyarlı olmasını bekler; hepinize saygı, sevgi sunar; hoşça kalın derim. (MHP sıralarından alkışlar)