| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 12.06.2012 |
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Parlamentoda yıl dönümünü kutlayan ilk milletvekili olarak benimle beraber savcılığa müracaat eden, il seçim kurulundan, Yüksek Seçim Kurulundan onay alan ama aramızda olmayan Sayın Balbay'a ve Sayın Haberal'a selam göndererek sözlerime başlamak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Sayın Hocamı dinledim, dinlerken "Acaba ben başka bir ülkede mi yaşıyorum, beraber çalıştığımız Tarım Komisyonu üyesi arkadaşım değil mi?" diye düşünmek mecburiyetinde kaldım. Sizler öğretim üyesisiniz, bizim, burada bütün muhalefet partilerinin ortaya koyduğu rakamların hepsi yine Tarım Bakanlığının, Türkiye İstatistik Kurumunun rakamlarıdır. Şunun altını açık ve net olarak çizerek söylemek istiyorum: Hiçbir dönemde tarım, devlet eliyle bu şekilde çökertilmemişti, ilk defa sizin iktidarınız döneminde tarım, devlet eliyle çökertilmiştir. Nasıl çökertildiğini hemen tek tek sırayla beraber söyleyelim.
Değerli arkadaşlar, Ankara'nın yüzölçümü kadar, 2,5 milyon hektarlık tarım alanından bu çiftçilerimiz uzaklaşmıştır. Yine, 2 milyona yakın yurttaşımız çiftçiliği bırakarak terk etmiştir. Hangi zamanda yapmıştır? Bu dönemde yapmıştır. Hâlbuki istihdama yüzde 25, yurt içi hasılaya da yüzde 9 katkı veren bir sektördür burası, doyuran ve barındıran bir sektördür.
Sayın Hocam büyümeyle ilgili rakamlar söylüyor ama bunu söylerken şunu da söylemesi lazım: Gayrisafi yurt içi hasıladaki oranın altında kalmıştır maalesef tarımdaki büyüme. Sizin döneminizdeki toplam ortalama büyüme yüzde 1,7'dir. Hâlbuki ekonomik olarak ortaya koyduğunuz rakamlar yüzde 4,8 civarındadır.
Hayvancılıkla ilgili rakamların arttığını ifade ediyorsunuz. O zaman ben şunu sormak durumundayım: 2010 yılında ithal hayvanlara izin verdiniz ve hayvan ithal etmeye başladınız. 1 milyon 600 bin koyun ithal ettiniz, 600 bin sığır ithal ettiniz, 157 bin ton karkas et ithal ettiniz değerli arkadaşlar. O zaman yani bunları söylerken? Zaten sağ olsun Tarım Bakanı hiç ortada yok. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanını, ben, şahsen komisyonda da görmüyorum, Mecliste de görmüyorum; hangi konularla veya nerede, ne iş yaptığını da bildiğim yok. Çiftçinin bu kadar sıkıntısı var, buğdaycı perişan, eken zeytini perişan, meyvesi perişan, kayısısı perişan; bir tane ürün söyleyin.
Değerli arkadaşım, buraya çıkarak, burada, yüce Meclisin huzurunda bazı ifadeleri kullanırken dikkatli ve ona göre kullanmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Hemen şunu da söyleyeyim -evet, bunları söylüyorsunuz- Tarım Kanunu'nu çıkardınız 2006 yılında. Dediniz ki kanunda: "Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'inden az olmamak üzere çiftçiye destek vereceğiz." 2007 yılından 2011 yılına kadar, siz, çiftçiye 20 milyar civarında borçlusunuz. Bu borcunuzu ödemeniz gerekir ama hiçbir zaman Sayın Bakan bu konularla uğraşmıyor. "Destek veriyoruz." dediniz. Mesela hemen söyleyebilirsiniz "Hayvancılığa da destek verdik." diye. Arkadaşlar, ithal ettiğiniz hayvanlara verdiğiniz, ödediğiniz para 2 milyar dolar ama destek olarak verdiğiniz miktar 1,7 milyar dolar; bu, sizin rakamlarınız. Ben, bu rakamları, Tarım Bakanlığının ve Türkiye İstatistik Kurumunun rakamlarına göre ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar, tarıma destek verilmediğini bir de şu konuyla açıklayarak ondan sonra bölgemizle ilgili konulara gelmek istiyorum. Her konuda "tarıma destek veriyoruz" diyorsunuz ama ben şöyle iddia ediyorum: Bu Hükûmet tarıma destek vermiyor, tarıma destek olarak verdiğini, bu taraftan verdiğini diğer taraftan alıyor. Nasıl aldığını şöyle söyleyelim: Bugün mazot 4 lira. Mazotun rafineriden çıkışı ve petrol istasyonlarında, tabancalarda olan bütün fiyatlar dâhil, 1,5 lira. 2,5 lira KDV ve ÖTV. Arkadaşlar, Yunus Bey, tarımcıların kullandığı mazot miktarı 3,5 milyar litre. Siz bu rakamla çarptığınız zaman 9 milyar eder. Hâlbuki 2011'de bütçeye koyduğunuz tarıma destek 7 milyar. Yani bu taraftan 7 milyar verirken, mazottan KDV ve ÖTV'yle bunları maalesef alıyorsunuz arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, tarımcıların sorunu, sıkıntıları had safhada. Benim bölgem Bursa. Karacabey'de, Kemalpaşa'da istediğiniz çiftçiye şu anda açın sıkıntılarını sorun. Hepsinin icra takiplerinde, hepsinin sıkıntılar içerisinde olduğunu ifade etmek istiyorum.
Ayrıca bir konuya daha gelmek istiyorum. Tarım Bakanlığının ne iş yaptığını da henüz öğrenmiş değilim. Nedeni derseniz, -burada değerli Bursalı milletvekili arkadaşlarım da var, onları da bu konunun içine çekmek anlamında söylüyorum- Yenişehir'de 18 Mayıs Cuma günü 13 köyde dolu yağdı. Bu köylerin isimleri bizde var, isteyen arkadaşlara veririz. Yüzde 85'in üzerinde zarar var. Bunu biz tespit etmedik, bu zararı tarım il müdürlüğü tespit etti.
İstekleri şu; diyorlar ki: "Bizim sadece ve sadece Ziraat Bankası, Halk Bankası, Tarım Kredi borçlarımızın faizleri, devlet tarafından ödenerek ertelensin."
Yine aynı durum İnegöl'de var arkadaşlar. 7 Haziran Perşembe günü Edebey, Cerrah, Çeltikçi, Yenice'de 10 bin dönümün üzerindeki meyve bahçelerinde yüzde 85 zarar var. Ben bu köyleri gezdim. Ben bu köylerin de hepsini tek tek gördüğüm için buradan bunları ifade ediyorum ama gelin, görün ki bizim bu kadar ifadelerimize rağmen, Tarım Bakanının, bu konuya, Bursa'ya hiç bakmayacağını? Buradaki kredilerin faizlerinin ödenmeyeceğini, ertelenmeyeceğini bu yüce Meclisin huzurunda söylüyorum. İnanın ki yanılırsam çıkar Sayın Bakana da teşekkür ederim. Yeter ki Yenişehirli ve İnegöllü çiftçilerimizin bu sıkıntısını alsın.
Bununla ilgili örneği yaşadığım için söylüyorum arkadaşlar. Kasım 2011'de zeytinlerde, gece gündüz ısı farkından dolayı yüzde 85 kalite farkı ortaya çıktı ve kilo kaybı oldu. Biz tarımda siyaset gözetmeksizin tüm Bursalı milletvekili arkadaşlarımızla, ziraat odalarıyla defaatle toplanmamıza rağmen, defaatle Bakanla görüşmemize rağmen, zeytin üreticisine maalesef Tarım Bakanı hiç sıcak bakmadı, hiçbir konuda yardımcı olmadı. Burada, bunu söylerken komisyondaki arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Tarım Komisyonu Başkanı olmak üzere diğer arkadaşlarımız elinden gelen çabaları gösterdiler ama? "Ama"sı şu: Sayın Tarım Bakanının çiftçiye bakışı bu şekilde. Tarımın çökmesi lazım, bizim ithal ederek gerekli ortamları sağlamamız lazım. Neden? Sizin döneminizde 20 milyon ton buğday ithal ettik, 6 milyar TL döviz ödedik. Biz bu alanları boşaltmasaydık, biz bunları yapamaz mıydık, biz bunları ödeyemez miydik?
Son bir konu da yine Bursa'dan, arkadaşlarımın, milletvekillerimin de dikkatini çekmek üzere: Orhaneli Başköy köyümüz var. Burada mermer ocakları var ve sularının İl Özel İdaresi tarafından, içilmez olduğu tespit edilmiş. Lütfen arkadaşlar, bu konuda yardımcı olun. Henüz hiçbir işlem yapılmıyor, oradaki mermer ocakları, Başköy'de, Kabulbaba'da aynı şekilde devam ediyor. Bu konuda gerekenlerin yapılması gerektiğini söylüyorum.
Ve son olarak da, İstanbul-Orhangazi-Gemlik otoyoluna "Ben çevreciyim." diyen, çevreyi seven tüm arkadaşlarımızı davet ediyorum, 36 bin adet zeytinin nasıl kesildiğini, lütfen, gelin hep beraber görelim.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Demiröz.