| Konu: | Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 23.10.2014 |
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çok kısa konuşacağım, önce onu belirteyim. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Çok uzun bekliyoruz. Mesela hipermarket yasasını bu Meclise getireceğinizi söylemenizi bekliyoruz.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Evet, isterseniz onunla başlayalım.
Onunla ilgili, biliyorsunuz, kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi, inşallah önümüzdeki günlerde onun görüşmeleri de gerçekleşecek ve inşallah yasalaşacaktır, oradan başlayalım.
Şimdi, öncelikle bu tasarının hazırlanmasında emeği geçen ilgili bakanlıkta çalışan görevli arkadaşlarımıza ve bütün siyasi parti gruplarına, milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, sürekli olarak, konuşan arkadaşlarımız da ifade ettiler, elektronik ticaret hacmi son yıllarda çok süratli bir artış gösteriyor, âdeta geometrik bir büyüme söz konusu. Hem İnternet kullanımı hem de elektronik ortamda ticaretin gerçekleştirilmesi, bunların kontrol edilmesi, bunlara ilişkin regülasyonun yapılması, kurallara bağlanması ve daha açık, şeffaf bir ticaret ortamının ve platformunun sunulması elbette son derece önemli. Bu açıdan bakıldığında, gerçekten, gecikmiş bir düzenlemedir. Belki bu düzenlemelerin daha önce yapılması gerekiyordu, ama sonuç itibarıyla bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşmelerine başladık.
Şimdi, burada, çok ciddi bir hacme, rakamlara ulaşan böyle bir ticaretin regülasyona yetkili organ tarafından bu düzenlemenin yapılmadan kendi kuralları çerçevesinde yürütülmesi, elbette birçok sorunu beraberinde getirir. Bu son derece tartışmasız bir gerçektir. Nitekim, şu anda, Türkiye'de -zaman zaman basına da yansıyor- bu konuyla ilgili önemli problemlerin yaşandığını ve bunların her geçen gün hem sayısının hem de yoğunluğunun arttığını biliyoruz.
Şimdi, gerçekten, gelişmiş ülkelerde İnternet kullanım oranı ortalama yüzde 80'ler civarında. Elektronik ticaret oranı da -yani İnternet kullananların içerisinden on-line alışveriş yapanların oranı da- yine yüzde 70'lerin -ortalama olarak söylüyorum- üzerindedir. O kadar olmasa da gelişmiş ülkelerde ve Türkiye'de bu oranlar bir hayli çarpıcı ve yüksektir.
Türkiye'de, 2014 itibarıyla -yani 2013'ün aynı dönemiyle karşılaştırarak- toplumun yüzde 53'ü İnternet kullanmakta, bunların da yüzde 30,8'i elektronik ortamda ticaret yapmaktadır ve hızla büyümektedir. Mesela, geçen yıl bu oran yüzde 49 ve yüzde 24 idi, yani yüzde 24'ten bir yılda yüzde 38'e çıkması, gerçekten, değişimin, dönüşümün ve gelişimin de çok hızlı olduğunu göstermektedir. Bütün bu nedenlerle, bu regülasyonun, bu kuralların mutlaka düzenlenmesi gerekiyordu.
Getirilen tasarıyla 3 temel düzenleme yapılıyor.
Bir tanesi, temel amaç, tüketicinin korunması, tüketiciye sıkıntı getirebilecek, onun yanıltılmasını sağlayabilecek ya da neden olabilecek, elektronik ortamdaki hususların kaldırılması, bu engellerin ortadan kaldırılması, temizlenmesi.
İkincisi, güvenli bir ortam sağlanması, güvenli bir ticaret ortamının oluşturulması.
Tabii, bunun için de elbette müeyyidelerin getirilmesi gerekiyor, kuralların getirilmesi gerekiyor, uyulmaması hâlinde bunlara ilişkin düzenlemelerin getirilmesi gerekiyor.
Ben çok kısa olarak, getirilen birkaç önemli düzenlemeyi başlık olarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir kez, bununla ilgili iletilerde gönderici kimlik bilgilerinin tam ve doğru olması gerekiyor. Bu kayıt altına alınıyor ve mutlaka tüketicinin, kullanıcının onayına sunulması gerekiyor iletilerin. Yani, onayı olmadan, onun rızası olmadan bir ticarî ileti kesinlikle gönderilemeyecektir. Çok küçük bazı istisnalar var, onun dışında gönderilemeyecektir ve gönderilen bu iletilerde kimlik ve iletişim bilgileri çok doğru ve açık bir şekilde yer alacak, ayrıca konu, amaç ve kimin adına yapıldığı, bu iletişimin, ticaretin, iletinin kimin adına gönderildiğinin açıkça belirtilmesi gerekiyor.
Alıcılar, diledikleri takdirde, herhangi bir aşamada, daha önce onay vermiş olsalar dahi iletilerle ilgili, bunu reddedebilirler, onayı iptal edebilirler, her aşamada bu imkâna sahipler ve alıcının reddetme imkânının çok kolay, ucuz, ulaşabileceği bir tarzda sağlanması gerekiyor; yani, dolambaçlı yollarla reddedilmesi, reddetme yetkisinin ortadan kaldırılması gibi bir mekanizma kesinlikle yasaklanıyor, kural altına alınıyor ve iletinin gönderilmesinin reddedilmesinden itibaren de üç gün içerisinde bu iletilerin kesilmesi gerekiyor.
Şimdi, bütün amaç özellikle tüketicilerin ve bu elektronik ortamda alışveriş yapanların haklarının korunması olunca, elbette bu kuralların, düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekiyor ve bunların ihlali hâlinde de buna uygun, ortadan kaldırıcı, caydırıcı nitelikte müeyyidelerin de hayata geçirilmesi gerekiyor. Gerçi bazı konuşmacı arkadaşlar getirilen, verilen bu cezaları ve müeyyideleri, eylemin, işlemin durumuna göre -1.000 lirayla 15 bin lira arasında değişen- bazı durumlarda 10 katına kadar artırma imkânı da var. Bu düzenlemelerin, bu müeyyide miktarlarının, cezaların caydırıcı olmayacağı şeklinde düşünceler oldu ama bir uygulamasından sonra, eğer gerçekten bu konuda yeterli olmadığı şeklinde uygulama sonuçlarından yola çıkarak bir durum ortaya çıkarsa, elbette bunlara ilişkin de düzenlemeler yapılabilir.
Şimdi, değerli arkadaşlar, son olarak, yine, bu kanun başından beri komisyonda grupların mutabakatı çerçevesinde yürütüldü, biraz önce konuşmacı arkadaşlarımız da ifade etti. Biz de bu anlayıştan hareketle -düzenlemesine inandığımız bazı değişikliklerin yapılması hususu gündeme geldi bizim açımızdan- ve bu şekilde, bu amaçla hazırladığımız önergeyi de gruplara takdim ettik; hatta hemen başında yani kanun görüşmeleri başlar başlamaz gruplara takdim ettik. İki konuda düzenleme yapma ihtiyacı olduğuna inandığımız için o önerge önerisini, taslağını gruplara sunduk.
Bunlardan bir tanesi, bu tasarıda esasında güven işaretinin de, güven işareti mekanizmasının da yer alması gerekirdi. Yani, yine, özellikle daha şeffaf bir ticaretin elektronik ortamda oluşmasına katkı sağlayacak güven işareti kullanımına ilişkin bir husus bu tasarıda yer almamaktadır. Birinci önerimiz, bu eksikliği gidermek amacıyla bu konuda Bakanlığımıza düzenleme yapma yetkisi veren bir önerge getirmiştik, birincisi buydu.
İkincisiyse, şu anda, ticaret, gerçek ve tüzel kişiler şirket kuruluşlarını, tescillerini elektronik ortamda yapabilmekte, hatta notere gitmeden, güvenilir imzayla bu işlemleri tamamlayabilmektedirler. Şu anda mevzuatımız buna imkân sağlıyor, onunla ilgili altyapı da kısa bir süre içerisinde tamamlanacak ve kullanıma sunulacak.
Şimdi, yalnız, burada şöyle bir sıkıntı var: Bir kullanıcı, şirket kuruluşunun tescilini ya da değişikliğini elektronik ortamda, notere gitmeden, bu tercihini kullanarak güvenilir imzayla gerçekleştirdi, tamamladı, hiçbir ücret ödemeden, hiçbir yere gitmeden tamamen elektronik ortamda bu işlemi gerçekleştirdi fakat ilan için yine o basılı mekanizmaya müracaat etmesi, bir bedel ödemesi ve tescilin orada ilan edilmesi gerekiyor. Fakat bu işin gerçekten düzenlemenin özüne, mantığına açıkçası uymadığını düşünüyoruz biz; o nedenle bu öneriyi getirdik. Eğer bu şekilde bir şirket kuruluşu ya da tescili gerçekleşmiş ise yani elektronik ortamda, notere gitmeden, güvenilir imza yoluyla; ilanı da, ilan mekanizması da yine elektronik ortamda sonuçlandırılsın. Dolayısıyla önergemiz bu idi; çünkü orada da sonuç itibarıyla bir bedel ödeniyor hem bu bedel ödenmesin hem de başından sonuna kadar bütün işlemler çok kısa, bürokratik tüm aşamalar bertaraf edilecek şekilde elektronik ortamda tamamlansın idi. Yani bu, bütün dünyada uygulanıyor. Hakikaten, baktığımız zaman, elektronik ortamda hiç başka ilave bir merciye başvurmaksızın ve bir bedel ödemeksizin elektronik ortamda bu işlemler tamamlanıyor.
Şimdi, burada sanıyorum bir yanlış anlaşılma söz konusu oldu. Ha, eğer elektronik ortam mekanizmasını tercih etmeyip yine klasik yöntemi uygularsa, o zaman Ticaret Sicil Gazetesi'ne yine gidecek, bastıracak, orada parasını ödeyecek. Elektronik yöntemle elektronik ortamda bu tercihi kullanmak isterse bu imkân kendisine sağlanacaktı. Ama sonuçta, dediğim gibi, bütün grupların bir mutabakatıyla ya da bir ortak çalışmasıyla bu noktaya geldiği için bu önerimize gruplar sıcak bakmadı, o yüzden önerimizi çektik zaten. Yani getirme amacımız bu ve elbette bu şekildeki bir mutabakata da saygılıyız tartışmasız bir şekilde. Gruplar bunu kabul etmeyince biz de çektik ama kanaatimiz o yönde. Çünkü sonuç itibarıyla, bu elektronik ortamı kullanarak işlemler gerçekleştirildi, bütün her şey tamamlandı; sonra ilanı için gidecek bir merciye, bir sivil toplum örgütüne onun a, b olmasının hiçbir önemi yok. Onunla kesinlikle o noktada devre dışı bırakılması gibi bir amaç aklımızın ucundan bile geçmez. Çünkü başından sonuna kadar işlemin yürütülmesinde elektronik ortamda orada bir inkıta, bir kesinti meydana geliyor; o süreci tamamlamak gayesine matuftu ama mutabakatla geldiği için ve gruplar da bu öneriye sıcak bakmadığı için bu önerimizi de çekmiş bulunuyoruz, bunu da burada belirtmemiz gerekiyor.
İnşallah, bugün, bu akşam yasalaşır bu tasarı ve bir eksik giderilmiş olur. Ben tekrar, bugüne kadar bu noktaya getirilmesinde emeği geçen herkese, bütün milletvekillerimize, bürokrat arkadaşlarımıza ve gruplara teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)