GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubunun, 23/10/2014 tarih ve 996 sayıyla Adana Milletvekili Muharrem Varlı ve arkadaşları tarafından, pamuk çiftçisinin ithalattan kaynaklanan sıkıntıları ve destekleme miktarının düşüklüğü hakkında gerekli araştırmaların yapılması, buna göre alınacak önlemlerin ve gerçekleştirilmesi gereken uygulamaların yerine getirilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 6 Kasım 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:11
Tarih:06.11.2014

MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün pamuk üreticilerinin sıkıntılarının araştırılmasıyla alakalı önergemiz üzerine konuşma yapıyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Bir zamanlar şiirlere, hikâyelere, filmlere konu olan pamuk üzerinde konuşacağız. Yani "Beyaz altın" dediğimiz pamuk üzerinde konuşacağız. Şimdi ise neredeyse çiftçinin ekmekten nefret ettiği, âdeta çiftçiye bıkkınlık getiren, çiftçiyi uzaklaştıran bir bitki hâline geldi pamuk ne yazık ki. Bunun sebebi, bu ülkede yıllardan beri uygulanan yanlış tarım politikalarıdır, özellikle de pamuk üzerinde uygulanan yanlış politikaların neticesidir.

Pamuk, aynı bir çocuk gibi toprakta ilk fide hâlinde yetişmeye başladığı günden son toplanana kadar sürekli ilgi isteyen, bakım isteyen, aşırı gübre ve ilaçlama yapılan, ekimi dikimi son derece zor, yetiştirilmesi de son derece zor bir bitkidir. Ama pamuk, ülkemiz ekonomisine çok büyük katkı sağlayan bir bitkidir. Bugün tekstil sektörünün gelişmesinde, tekstil sektörünün büyümesinde en büyük katkıyı pamuk bitkisi sağlamıştır. Ama özellikle 2000'li yıllardan sonra uygulanan yanlış politikalar neticesinde ne yazık ki pamuk, şu anda ülkemizde çiftçinin ekmekten vazgeçtiği hatta korkar hâle geldiği bir bitki hâline gelmiştir.

2000'li yıllara kadar, dünyada ender olan, bakın, dünyada ender olan pamuk ihraç eden ülkeler arasındaydı Türkiye; Çin'den sonra pamuk ihraç eden ülkeler arasındaydı ama bugün dünyanın Çin'den sonra en fazla pamuk ithal eden ülkesi hâline geldik ne yazık ki. Elbette ki tekstil sektörü zarar etmesin, elbette ki tekstil sektörünü korumamız lazım, o da bizim göz bebeğimiz ama tekstil sektörünü korurken pamuk üreticisini de batırırsak, pamuk üreticisini yok edersek o zaman biz bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmış oluruz.

Şimdi, Türkiye'nin, aşağı yukarı, tekstil sektörü için ihtiyacı olan lif pamuk miktarı 1,5 milyon ton civarında. Türkiye'nin ürettiği lif pamuk miktarı ne kadar? 800 bin ton civarında. İsterse, çiftçiye destek verilirse, çiftçi korunursa 1,5 milyon ton pamuğu üretebilir miyiz? Fazlasını yine üretiriz. Türkiye yine pamuk ihraç eden bir ülke hâline gelebilir ama siz, her zaman çiftçiyi üvey evlat gördüğünüz gibi, yine pamuk üreticisini... Yani çiftçi üvey evlat ama pamuk üreticisi için daha ağır bir söz söyleyeceğim, terbiyem müsaade etmiyor ne yazık ki yani kusura bakmayın. Ya, bu kadar itilir mi, bu kadar ötelenir mi?

Geçen yıl pamuğun fiyatı eski rakamla 1 milyon 800 bin lira iken bu sene pamuğun fiyatı kiloda -kütlü pamuğun fiyatı- 1 milyon 250 bin lira, yüzde 40 fiyat kaybı var. Yahu, gübre artmış, mazot artmış, işçilik artmış, traktör fiyatı artmış, her şey artmış ama pamuk fiyatı bir yıl önceki fiyattan yüzde 40 aşağıya ne yazık ki alıcı bulabiliyor. Şimdi, bu şartlarda pamuk üreten insanlar nasıl para kazanacaklar, nasıl çoluğunun çocuğunun rızkını çıkaracaklar, nasıl pamuk ekmeyi göze alacaklar?

Bakınız, arkadaşlar, biz eğer ki çiftçimize yeterli desteği verirsek çiftçimiz pamuk üretir ve dünyanın en kaliteli pamuğunu üretir. Bugün Türkiye'ye ithal gelen pamuk Türkiye'de üretilen pamuğun çok daha altında kalitede bir pamuk ve isteyen, istediği her ülkeden, istediği şekilde pamuk ithal edip getirebiliyor. Yani, aynı, Suriye sınırı nasıl kevgir olmuşsa pamuk ithalatı da Türkiye'de kevgir hâline gelmiş. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar ya? Yani biz çiftçimizi korumalıyız ki çiftçimiz üretebilmeli ve ürettiğinden de para kazanabilmeli.

DAP gübresi ne kadar biliyor musunuz? Kilosu 1,5 milyon lira eski parayla. Pamuk ne kadar? 1 milyon 250 bin lira. Yani Allah'tan reva mıdır bu? Bu çiftçiye bu zulmü yapmayın arkadaşlar. Yani bu kadar, çiftçiyi öteleyip çiftçiyi ikinci plana iten politikalar izlemeyin.

Yine bakınız arkadaşlar: "Geçen yılki fiyat ile bu yılki fiyat arasında yüzde 40 fark var." dedim az önce. Şimdi, 800 bin ton pamuk üretildi, 1,5 milyon ton Türkiye'nin ihtiyacı var. Seneye bu 800 bin ton pamuğu da üretemeyeceğiz biz çünkü çiftçi ekmeyecek dolayısıyla mısıra yüklenecek, ondan sonra mısır fiyatları düşecek. Zaten ithalatın önünü açmışsınız, sınırsız, mısırda da serbest, buğdayda da serbest, pamukta da serbest, ithalata dayalı bir siyaset izliyorsunuz. Kim kazanıyor? Amerika'nın çiftçisi kazanıyor. Kim kazanıyor? Yunanistan'ın çiftçisi kazanıyor. Kim kazanıyor? Hindistan'ın çiftçisi kazanıyor. Ya, benim çiftçim bunu üretebilecek ve bunu yetiştirebilecek kapasitede. Yeter ki destek verin, yeter ki çiftçiyi koruyun. Gübre fiyatları başını almış gitmiş, mazot fiyatları başını almış gitmiş ama pamuk fiyatları her gün geriye doğru gidiyor. Böyle bir çarka çiftçinin dayanması çok zor.

Peki, her defasında çıkıyorsunuz: "Çözüm nedir?" Bakın, ben her defasında size çözümü de söylüyorum: Çözüm, bir defa, fon konulmalı, pamuk ithalatı yapanlara fon konulmalı, fon arttırılmalı, Dünya Ticaret Örgütünün kabul edebileceği limitlerde pamuğa fon konulmalı ve arttırılmalı, pamuk ithalatının önü kesilmeli.

Çin, kendi çiftçisini korumak için senenin başında çıktı, "Ben pamuk ithalatı yapmayacağım." dedi, Türkiye'de de, bütün dünyada da pamuk fiyatları birden bire gerilemeye başladı. Dolayısıyla, bizim çözüm olarak önereceğimiz birinci konu budur.

Şimdi, ikinci konu nedir? İkinci konu, desteklerin arttırılmasıdır. Gerçi desteklerin arttırılmasına maliye, hazine karşı çıkıyor. Bugün saraylar yapılırken, bin tane odası varken, oraya 1,5 katrilyon para harcanırken hazine karşı çıkmıyor ama çiftçiye vereceği 3-5 kuruşa hazine karşı çıkıyor. Eğer bu ülkede Rıza Zarraf'ı koruduğunuz kadar çiftçiyi korusaydınız vallahi çiftçimiz ihya olurdu. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Ama siz, Rıza Sarraf kadar, çiftçiyi koruyamadınız bu ülkede. Ne diyor dinimiz? "İsraf haramdır."diyor, "Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyeniz." diyor.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Reza'nın önüne yatana kadar çiftçinin önüne yatsalardı keşke!

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Başkan, lütfen müdahale eder misiniz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Reza ortağınız, rahatsız olmayın.

MUHARREM VARLI (Devamla) - Siz bu ülkede çiftçi perişanken, çiftçi sıkıntı içerisindeyken 1,5 katrilyonluk saraylar yapıyorsunuz. Ne gerek vardı buna arkadaşlar? O zaman hazine ona karşı çıkmıyor, ona bir şey söylemiyor. Halk Bankasında Genel Müdürlük yaptığı dönemde ayakkabı kutuları içerisinde para saklayanlara hazine karşı çıkmıyor ama çiftçiye verilecek 3-5 kuruşa hazine karşı çıkıyor.

Diğer bir çözüm önerimiz: Gübre fiyatlarını, mazot fiyatlarını mutlaka kabul edilir seviyeye çekmemiz lazım. Eğer çiftçiyi eker, diker, üretir hâle getirmek istiyorsak, çiftçiyi korumak istiyorsak mazot fiyatlarını ve gübre fiyatlarını makul seviyelere çekmemiz lazım, yoksa bu çiftçinin bu şartlarda dünya çiftçisiyle mücadele etme şansı yoktur arkadaşlar.

Amerika kendi çiftçisini korumak için çok aşırı sübvansiyonlar uyguluyor. Onun için Amerika'da pamuk üretimi çok fazla, Hindistan'da pamuk üretimi çok fazla ve bizim tekstil sanayicimiz gidiyor Hindistan'dan, ABD'den pamuk alıyor, getiriyor. Niye bizim kendi pamuğumuzu işlemesinler, niye bizim kendi pamuğumuz kumaş hâline gelmesin? Ama, ithalatın önü sınırsız açılmış, ithalata fon koymadığınız için isteyen istediği ülkeden -aynı Suriye sınırı gibi, kevgir gibi- getiriyor, ithalat yapıyor. Dolayısıyla, arkadaşlar, bizim, çiftçimizi korumamız lazım.

Bakın, her defasında yağlı tohumlardan bahsediyorsunuz, yağlı tohumları teşvikten bahsediyorsunuz. Soya fasulyesi ne kadar biliyor musunuz? Soya fasulyesi birinci sınıf yağlık üründür. Soya fasulyesi ne kadar biliyor musunuz? Soya fasulyesi şu anda alıcı bulamıyor, alıcı. Birinci derecede yağ üretimi sağlayan bir bitkidir soya fasulyesi, şu anda alıcı bulamıyor. Arkadaşlar, ya söylediklerinizin arkasında durun ya da söyledikleriniz nedir acaba bunu iyice inceleyin. Biz çiftçiyiz, alın terimizle üretiyoruz, alın terimizi toprağa döküyoruz ve ürettiklerimizden de para kazanmak istiyoruz. Bedava para kazananlar, müteahhitlik yapıp efendim bu Hükûmetin şişirdiği, zengin ettiği insanlardan değiliz. Biz, alnımızın teriyle toprağı ekip dikip çoluğumuzun çocuğumuzun rızkını kazanmak istiyoruz.

Hepinize saygılar sunarım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)