| Konu: | İskenderun Demir Çelik Fabrikası hissesine sahip olan emekli işçilerin sorunlarına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 12.11.2014 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; elinde İskenderun Demir Çelik Fabrikası hissesi bulunan emekli işçilerin sorunlarını dile getirmek için gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Demir çelik sektörü çalışma şartları açısından işçinin, emekçinin en ağır şartlara maruz kaldığı sektörlerin başında gelmektedir. Üretim aşamasında çalışanların risk altında ter attığı bir sektördür. Bu yönüyle ele alındığında demir çelik sektöründe alın teri ve emeğiyle çalışanların emekliliklerinde maddi refaha sahip olmaları çok önemlidir.
Seçim bölgem Osmaniye başta olmak üzere, birçok ilde İskenderun Demir Çelik Fabrikaları binlerce işçiye iş ve aş imkânı sağlamıştır. Bu fabrikalar, bir yandan ülke ekonomisi için en kritik ihtiyaçlardan biri olan demir çelik üretimi yapmakta, diğer yandan cevherden üretim yapmakla doğal kaynaklarımızı ülke ekonomisine katmakta, üretilen mamullerin yurt dışına ihraç edilmesi suretiyle de döviz girişini sağlamaktadır.
Bu fabrikalar 1970'li yılların başında kurulmuştur. Bu fabrikaları Türk milletine armağan eden o günün yönetimleri devletin ve milletin parasıyla kendilerine saray yapmayı değil, milletin çocuklarına ekmek kapısı inşa etmeyi tercih etmişlerdir.
2001 yılında Milliyetçi Hareket Partisinin de ortağı olduğu 57'nci Hükûmet bu fabrikaların özelleştirilmesine karar vermiştir. 57'nci Cumhuriyet Hükûmetinin özelleştirme kararında bugünkü AKP iktidarının anlayışından farklı olarak, sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak, işçileri sokağa atmak yerine, özelleştirilen bu fabrikalardan işçilere hisse vermek yaklaşımı benimsenmiştir. Böylece, büyük riskler içeren ağır çalışma şartlarına tabi tutulan emektar demir çelik işçisine yaptığı fedakârlıkların karşılığı bir parça ödenmeye çalışılmıştır.
Özelleştirme kararıyla bir vakıf kurulması öngörülmüş ve bu fabrikaların yüzde 11 oranındaki hissesinin çalışanların kurmuş olduğu vakfa devri hususu düzenlenmiştir. Bu karar doğrultusunda, 2002 yılında İSDEMİR'in yüzde 11'lik hissesi çalışanların kurduğu yardımlaşma sandığına devredilmiş ve pay defterine tescil edilmiştir.
Yaklaşık 11 bin civarında kişi vakıf üzerinden İSDEMİR'in hisselerine ortak olmuştur. 2002 yılının sonundan 2013 yılının başına kadar vakıf uhdesinde kalan bu hisseler hak sahiplerinin namına yazılı hâle getirilememiştir. 2013 yılında vakfın yapmış olduğu müracaat üzerine Sermaye Piyasası Kurulu 13 Aralık 2013 tarihli kararıyla hak sahibi işçilerin hisselerinin nama yazılı hisse senedi olarak düzenlenmesine karar vermiştir. 2014 yılının Şubat ayından bu yana bu nama yazılı muvakkat hisse senetleri şirket pay defterine tescil edilmiştir. Böylece, elinde bu şekilde hisse bulunduranların bu hisseleri devir ve ciro etmek kaydıyla satma imkânı doğmuştur.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; emekli demir çelik işçilerinin çoğu aylık 1.200 ila 1.300 lira civarında emeklilik ücretiyle yaşamını devam ettirmektedir. Bu rakamlar fakirlik ve açlık sınırının altındadır. Yaşamlarını devam ettirebilmek için demir çelik işçisi, diğer emekliler gibi pazarcılık, işportacılık yapmak ya da başkalarının yanında çalışmak durumundadır. Bunu bilen uyanık bazı siyaset, ticaret ve iş adamları bu emekli kardeşlerimizin elindeki hisseleri ölü fiyatına, çok düşük bedellerle almaktadırlar. Yokluğa mahkûm edilmiş olan emekli demir çelik işçileri reel değeri 80 ila 110 bin lira olduğu söylenen bu hisseleri 15 ila 20 bin lira gibi düşük rakamlara elden çıkarmak zorunda kalmaktadır.
Diğer yandan, İSDEMİR yönetimi sermaye artırımı yapmak suretiyle demir çelik işçilerinin elinde bulunan hisselerin yüzde 11 olan oranını yüzde 4,93'e kadar geriletmiştir. Bunun anlamı şudur: İSDEMİR yönetimi bu hisseleri zaman içerisinde bu işçilerin elinden çok komik fiyata alabilecektir.
Demir çelik işçileri bu hususlardan dolayı feryat etmektedirler. Onların feryatlarının sözcüsü olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine iki önerimiz var: Birincisi, bir an evvel bu hisselerin borsaya kota edilmesi ve borsada gerçek değerini bularak devir, teslim ve nakledilmesinin sağlanmasıdır. Diğeri ise, bu işçilere ait yüzde 11'lik hissenin sermaye artışından etkilenerek geriye gelmesini önlemesi bu Hükûmetin vazifesidir. Bu hususa ilişkin idari ve yasal düzenlemeleri hayata geçirmek, bu mağduriyetleri gidermek bu Hükûmetin görevidir. Bunu bekliyoruz. Bunu yapmak suretiyle fırsatçıların önü tıkanmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)