GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK FUTBOLUNUN GELECEĞİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:119
Tarih:13.06.2012

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Tarih 3 Temmuz 2011. Bir emniyet operasyonu ile elli iki yıllık Türkiye futbol liglerinde taşlar yerinden oynamıştır. Özel yetkili bir cumhuriyet savcısının talimatıyla, her operasyonda olduğu gibi sabaha karşı aralarında Fenerbahçe Başkanının, Beşiktaş yönetici ve Teknik Direktörünün ve Trabzonsporlu yöneticilerin de bulunduğu çok sayıda insan gözaltına alınmış ve akabinde bazıları da tutuklanmıştır.

Özel yetkili mahkeme ve savcılıklarda âdet hâline gelen hukuksuzluklar burada da yaşanmış, sanıklar dokuz ay gibi uzun bir süre hâkim karşısına çıkarılmadan bekletilmiştir.

Sonraki süreçte ise dokuz ay mahkemeye çıkarılmadan bekletilen sanıklar, jet hızıyla yargılanmaya başlanmış, hatta savcı tarafından savunmanın ileri sürdüğü tevsii tahkikat talepleri bile dikkate alınmaksızın apar topar esas hakkında mütalaa dahi verilmiştir.

Değerli milletvekilleri, burada sorulması gereken çok sayıda soru bulunmaktadır. Bir, iddianame incelendiği vakit teknik takibin aylar önce başladığı, ligin de 22 Mayıs 2011'de sonuçlandığı bellidir. Bu durumda operasyona başlamak için neden 3 Temmuz 2011 tarihi beklenmiştir?

Soruşturmayı yürüten savcıların operasyona başlamak için bu kadar beklemelerinin altında 12 Haziran 2011 seçimlerinin olmasının ne ölçüde etkisi bulunmaktadır?

İlk gözaltılar olduğunda emniyet müdürlüğünün İnternet sitesinde "Süper Lig ve Bank Asya 1'inci ligindeki on dokuz maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştiği tespit edilmiş ve delillendirilmiştir." denilmesi, yargısız infaz değil midir? Bunu yapan emniyet mensupları hakkında ne gibi işlem yapılmıştır?

Emniyetin basın açıklamasındaki on dokuz maç, neden iddianamede on üç maça düşürülmüştür? İddianamede çok sayıda takımın adı geçer iken, hatta bazı takımların yönetici ve teknik adamları dahi tutuklu iken neden sadece Fenerbahçe Avrupa'dan men edilmiştir?

Üstelik Şampiyonlar Liginden men edilen Fenerbahçe'nin yerine, yine yöneticileri aynı dosyanın sanığı iken, neden Şampiyonlar Ligine Trabzonspor katılmıştır?

Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginden men edilmesi ve yerine Trabzonspor'un gönderilmesi Türkiye Futbol Federasyonunun mu, yoksa UEFA'nın mı kararıdır? Hükûmetin bu kararın alınması aşamasında bilgisi olmuş mudur?

Bir Beşiktaş ve Boluspor taraftarı olarak soruyorum: Fenerbahçe'ye açık açık haksızlık yapılmasının sebebi nedir? Davanın birçok sanığı mevcut iken, dava neden sayın Aziz Yıldırım işin odağına konularak yürütülmektedir? Aziz Yıldırım kendisini açıkça aklayan deliller ve Etik Kurulu ve Tahkim Kurulunun kararları olmasına karşın, neden kamuoyu önünde suçlu ve karanlık bir adam olarak lanse edilmeye çalışılıyor?

Değerli milletvekilleri, Aziz Yıldırım savunmasında, süreç ile ilgili olarak, başlarına gelenlerin Fenerbahçelileri Atatürkçü yoldan çevirme gayreti olduğunu söylemektedir. Sizce Aziz Yıldırım'ı böyle bir düşünceye sevk eden etkenler nelerdir?

Kamuoyunda "cemaat" olarak adlandırılan bir grubun Fenerbahçe yönetimini ele geçirmek istemesinin sebebi nedir? Fenerbahçe yönetimini ele geçirerek kim, neyi amaçlamaktadır? Kendisi de Fenerbahçe kongre üyesi olan Başbakan, Fenerbahçe üzerine oynanan oyunlara neden "dur" dememektedir? Sayın Başbakan gerçek mi, yoksa çakma mı Fenerbahçe taraftarıdır? Daha önce devleti kuşatma adına devletin kritik kurumlarını ele geçirmek için uğraşan Sayın Başbakan, bugün Fenerbahçe'nin birileri tarafından ele geçirilmesine göz mü yummaktadır?

Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri, Başbakan ve Hükûmet yetkilileri olarak "şike yapıldığının kabulü" anlamına gelecek şekilde, birkaç yıl Avrupa kupalarından men edilmeyi göze almış şekildeki beyanlarınızın Türk futboluna ne ölçüde zarar verdiğinin farkında mısınız?

Değerli milletvekilleri, beni bu süreçte ayrıca üzen bir durumu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bundan yaklaşık yirmi dört yıl önce, 1988 yılında, hatırlarsınız, Galatasaray Neuchatel Xamax'ı İstanbul'da 5-0 yenerek turu geçmişti. Arkasından, masa başında Galatasaray'ın galibiyetini geri almak istediler. Burada Türkiye tek yürek oldu ve aralarında eski Fenerbahçe Kulüp Başkanı Ali Şen'in de bulunduğu bir komite Galatasaray'ın haklarını söke söke geri aldı. Ancak aradan geçen yıllarda maalesef Türkiye'de bazı şeyler değişti, "zorda olana sahip çıkma" anlayışı "Düşene bir tekme de ben atayım." anlayışına dönüştü. Ben bir sporsever olarak bunu kabul etmiyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özcan.