GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:19
Tarih:26.11.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce 7'nci madde çerçevesinde değerlendirdiğimiz bu 11'inci madde de aslında Anayasa'ya aykırıdır. Çünkü Anayasa'nın hukuk devleti, hâkim teminatı ve yargının bağımsızlığı ve tarafsızlık ilkelerine aykırıdır.

Her şeyden önce şunu ifade edeyim: Bir kurumu ayakta tutmak istiyorsanız o kuruma, o kurumun işlevleriyle ilgili ehil insanların atanması gerekir. Biliyorsunuz ki bununla ilgili tarihte çok büyük hatalar işlendiği gözlenmektedir. En basiti, hepinizin çok yakından bildiği, Yeniçeri teşkilatının bozulma sebeplerinin başında gelen III. Mehmet'in oğlunun sünnet düğünü sırasında hokkabazların Yeniçeri teşkilatına alınmasıyla ilgilidir.

Şimdi, siz buradan öyle bir maddeyi, fıkrayı kaldırıyorsunuz ki, diyorsunuz ki: "Danıştay Dava Dairelerinde görev yapacak üyelerin yükseköğrenimlerini, Hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yer veren Siyasal Bilimler, İdari Bilimler, İktisat ve Maliye alanlarında yapmış olmaları gerekir." Siz bunu kaldırıyorsunuz. Yani bir hukuk kurumuna tutup hukukla hiç alakası olmayan kişileri atama imkânı veriyorsunuz.

Burada ne yapmak istediğiniz aşağı yukarı belli. Yani bizim tespit ettiğimiz, en yüksek makamdaki bir şahsın bir yakınının bir şekilde değişik dairelerde de görevlendirilmesi imkânı vereceksiniz. Bunun ne olduğunu biz iyi biliyoruz.

Diğer taraftan, Başkanlık Kuruluna bu yetkileri vererek, aslında paralel yapıyla mücadele edeceğiz derken, istediğiniz kişilere ancak bu kurul içerisinde, Başkanlık Kurulu içerisinde yer vermek suretiyle bir karara varacaksınız ama bu neyi getirecek? Aslında, Danıştayın güvenilirliğini ortadan kaldıracaktır.

Diğer taraftan, biraz önce söylediğim, eğer siz buraya rastgele, oradan buradan devşirme insanları veya siyasi tercihleri sebebiyle buraya insanları getirecek olursanız, Danıştayın da hüviyetini ortadan kaldırırsınız. Zaten, aslında hep yaptığınız, hukuk sistemlerine siyaseti alet etmek ve bir şekilde hukuku ayaklar altına almaktır. Bu, bir ülkenin de ayakta kalmasını ortadan kaldıran en önemli husustur.

Size demin söylemiştim, siz de itiraz ediyordunuz. Yani güneydoğuda güvenliğin olmadığını İçişleri Bakanınız kendi ağzından Afyon'da söylemedi mi? Söyledi. Şimdi, beş ayrı bölgede özerklik ilan edildi mi? Edildi. Hendekler kazıldı mı? Kazıldı. "Güvenlik güçleri kendi üniformalarıyla çıkmasın." diye talimat verildi mi? Verildi. Daha dün Diyarbakır'dan 10 kişi kaçırıldı mı? Kaçırıldı. Silahlı güçler haraç topluyor mu? Topluyor. Mahkeme kurdular mı? Kurdular. Peki, aynı şekilde, kimlik kontrolü yapıyorlar mı? Yapıyorlar. Aksini iddia edemezsiniz, polislerin bile kimlik kontrolünü yapıyorlar. Yani Allah aşkına, siz diyorsunuz ki: "Güvenlik var, her şey güllük gülistanlık, gidin..." O zaman yiğitseniz siz de gidin, o kadar polisi toplamadan da gidin göreyim. Yapamazsınız.

Kayseri'den giden polislerden iki seferinde meydana gelen kazalarda 5 kişi hayatını kaybetti, 5 polisimiz şehit oldu. Malatya'dan aynı şekilde oldu. Kaç yerden oldu. Niye gitti oraya kadar polisler? Oradaki polisler yetmiyor muydu?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Yapma yahu!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Kiminle alay etmeye çalışıyorsunuz? Bırakın Allah aşkına, orada güvenliğin olmadığını siz de bal gibi biliyorsunuz ama PKK terör örgütüyle seçim sebebiyle size yapılan her türlü baskıyı kabul ediyorsunuz ve ondan sonra, bunları yarın göreceksiniz, hepimiz göreceğiz ve bunun vebali altında kalacaksınız. Ama inancınız olsun ki yaptığınız, bugünkü verdiğiniz tavizler yarın Türkiye'nin başına büyük bir dert açacaktır ama o dert aynı şekilde sizin başınızda da patlayacaktır, bundan hiç şüpheniz olmasın. Dolayısıyla, bu gibi konularda "Ben Hükûmetimi savunacağım." adı altında, devleti savunmak yerine bunları savunursanız bunun altından kalkamazsınız.

Bir askerî birliğin içinden bayrağı indiren kişiler olabiliyorsa, onu ayaklar altına alabiliyorlarsa siz şunu bunu söyleyemezsiniz. Daha 6-7 Ekimde 49 vatandaşımız katledildi mi? Edildi. Niye engelleyemediniz? Niye 1.113 binanın yakılmasını engelleyemediniz?

FARUK BAL (Konya) - Öcalan'dan rica ettiler, Öcalan'dan!

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Niye 1.177 aracın yakılmasını engelleyemediniz? Ondan sonra da âdeta gittiniz, Bakanınız aracılığıyla yalvardınız, "Bir daha bu olayları çıkarmayın." diye 1 Kasım itibarıyla. Bugün de aynı şeyi yapıyorsunuz. Vereceğiniz tavizler hiç şüpheniz olmasın ki yarın size dönecektir. (MHP sıralarından alkışlar)