GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter ve arkadaşları tarafından, 2014-2015 eğitim öğretim yılı TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sınavı ve buna bağlı olarak gerçekleştirilen ortaöğretim kurumlarına öğrenci yerleştirme işlemlerinin, kaçak açılmış olan medrese tarzı sözde okulların, imam-hatip okullarının ve 250 bin öğrenciye verilen özel okul desteğinin araştırılması amacıyla 20/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 27 Kasım 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:20
Tarih:27.11.2014

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin temel eğitimden ortaöğretime geçiş sorunlarıyla ilgili olarak verdiği, araştırma komisyonu kurulmasına yönelik öneri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AKP Hükûmeti iş başına geldiğinden bu yana en fazla tartışıldığı konu eğitim konusu olmuştur. AKP, eğitimi siyasal ve ekonomik rant sağlama aracı olarak görmüş ve bütün uygulamalarını da bu çerçevenin üzerine oturtmuştur. Bu nedenle, AKP eğitim konusunda getirdiği her düzenlemeyi pedagojik yönden sorunlu ve buna karşın siyasi ve ekonomik yönden de tam anlamıyla bir rant sağlama sistemi üzerine oturtmuştur. Hâlbuki, eğitim, bir milletin geleceğini inşa etme sürecidir. Öğretmenler de -yani bu eğitimde rol alanlar da- milletlerin geleceklerini inşa eden mimarlardır aslında. Buna karşın, AKP'nin lügatinde eğitimle ilgili olarak pedagojinin, psikolojinin ve sosyolojinin yeri hiç olmamıştır ve dolayısıyla da, çıkar sağlama, rant ve ihalenin yeri bol miktarda bulunmuştur.

Millî Eğitim Bakanlığı ölçme, seçme, değerlendirme, yerleştirme ve sınav bakımından özürlü bir bakanlıktır. Yapılan her sınavı, Bakanlık, eline yüzüne bulaştırmakta, beceriksizlik ve yetersizlik örnekleri sunmaktadır. Ortaöğretime geçiş sınavları, AKP iktidarı döneminde, sürekli ismi ve yöntemi değiştirilen sınavlar olarak karşımıza çıkmıştır. Eğitimle bu kadar çok oynayan bir iktidar cumhuriyet tarihinde hiç olmamıştır. Şimdi, bunu kısaca özetliyorum, ne yaptı AKP geldiği günden bugüne, özellikle bu ortaöğretime geçiş sınavlarında: AKP'nin ilk döneminde bu sınavların adı "LGS"ydi yani Liselere Giriş Sınavı'ydı, sonra oldu OKS yani "Ortaöğretim Kurumları Seçme Ve Yerleştirme Sınavı" adını aldı. Bu sınav, önceki yıllarda olduğu gibi, öğrencilerin üç yıllık ortaöğretim sonunda tek bir sınava girmelerini öngörüyordu. 2007 yılında, Bakan Hüseyin Çelik döneminde, OKS'yle yapılan tek sınav kaldırıldı, onun yerine 6, 7 ve 8'inci sınıflarda 3 aşamalı olarak uygulanan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) geldi. 6, 7, 8'inci sınıflarda uygulanan 3 aşamalı Seviye Belirleme Sınavı'nın üzerinden henüz üç yıl geçmişti ki bu sefer dönemin Bakanı Nimet Çubukçu 3 aşamalı sınav yerine tek aşamalı Seviye Belirleme Sınavı'nı getirdi. Nabi Avcı döneminde ise, gitti SBS, onun yerine, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG) geldi. Geçtiğimiz yıl, Nabi Avcı döneminde, ilk TEOG sınavı yapıldı. Sınav, yerleştirmede bütün anlamıyla skandalları da gündeme taşıdı. Öğrencilerin evlerinden kilometrelerce uzaktaki okullara yerleştirilmek mi dersiniz, yoksa 136 puan alan bir öğrencinin 356 puan gerektiren bir okula yerleştirilmesi mi dersiniz, ne ararsanız TEOG sınavı sonrasında yaşandı. 650 öğrenci yerleştirilen ve 32 sınıf açılması gereken okula öğrenciler için sadece 8 sınıf hazırlandı, 100'den fazla öğretmene ihtiyaç duyan okula ise 8 yeni öğretmen atandı. Dejenere, laubali, ciddiyetsiz, baştan savma bir yaklaşımla karşı karşıya olduğumuzu yalnızca bu söylediklerim ortaya koymaktadır. Velilere "Okullara gidin, boşluk olan okulları tespit edin, biz oraya çocuğunuzu yerleştiririz." bile dendi. Sınıfı, sırası, öğretmeni olmayan okula da, biraz önce söylediğim gibi, sayısız öğrenci yerleştirildi.

En sonundaki kanaatimi burada, şimdi belirtmek istiyorum. TEOG'un 1'inci sınavında yaşanan sorunlar ortadadır. TEOG'un 2'nci uygulamasında yaşanacak sorunlar da kapıdadır. Bu nedenle, TEOG'la ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği önergeyle araştırma komisyonunun kurulması, aklı olan, sağduyusu olan ve vicdanını bir yerlere kiralamamış olan herkesin destek vereceği bir husustur; bunu destekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, eğitim bir meydan okuma alanı değildir. Hiçbir siyasi zihniyetin, kurumları, yapıları ve gelenekleri yok sayma ve bozma hakkı yoktur. Hükûmetler, eğitim, kültür, siyasi ya da sosyal alanda tarih içinde oluşmuş yapıları yok sayma hakkına da sahip değildir. Her kurum ya da yapıyı siyasi amaç için yeniden, yeniden inşa etmek, sürekli değiştirmek ya da dönüştürmek büyük devletlerin yapacağı bir iş değildir, aşiret kafalıların yapacağı bir iştir. Milletleri büyük yapan, köklü gelenekleri, ananeleri ve tarihleridir. Bu milletin geleneklerini, tarihini ve ananelerini yok sayamazsınız. Eğitim, stratejik ve uzun vadeli bir süreçtir. Bakanların ya da hükûmetlerin ihtiyaçlarına göre değil, toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Sürekli değişen ve değiştirilen eğitim sistemi kargaşa ve kaosa neden olmaktadır. AKP döneminde çocuklar, gençler sürekli değiştirilen sınav sistemlerinin kobayı hâline gelmiştir. Bu durum, AKP'nin eğitim konusunda hiçbir ilkesinin, hiçbir hazırlığının ve normunun olmadığını da göstermektedir. Yap-boz, dene-yanıl, olmadı değiştir; uygulanan yöntem budur. Türkiye'nin çocuklarının geleceğiyle kimsenin kumar oynamaya hakkı yoktur, AKP'nin hiç yoktur. Bugün gelinen aşamada Türk millî eğitiminin en büyük sorunu AKP'nin partizan, haksız, adaletsiz politikalarıdır. Buna daha fazla izin verilmemelidir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, son yıllarda yapılan üniversite sınavından emniyet sınavına, SBS sınavından ALES sınavına kadar hemen her yaştan Türkiye vatandaşını ilgilendiren pek çok konuda şaibeler yaşamıştır. Sınavların kimisinde hata kabul edilip adaylara özür mektubu gönderilmiş, kimisine soruşturmalar açılmış, kimisine de iptaller verilmiştir.

İlginç olduğu kadar düşündürücü de olan bir sınavı bu vesileyle hatırlatmak istiyorum. Millî Eğitim Bakanlığının yöneticiler için yaptığı bir sınavdan söz etmek istiyorum. Şimdi çok açık bir veriyi hepinizle paylaşmak istiyorum: Türkiye'de sendikalaşma oranı bakımından TÜRK EĞİTİM-SEN yüzde 22, EĞİTİM SEN yüzde 12, EĞİTİM-İŞ yüzde 4'tür. EĞİTİM-BİR-SEN'in ise üye sayısı yüzde 26'dır. Şu anda kamuda idarecilik yapanların ise yüzde 9'u TÜRK EĞİTİM-SEN'li yani yüzde 22'ye karşı yüzde 9. TÜRK EĞİTİM-SEN yüzde 4 ise yüzde 9'a karşı EĞİTİM SEN. Yüzde 26 sendikalı öğretmeni olan EĞİTİM-BİR-SEN'in ise yönetimdeki payı yüzde 81'dir. Matematik bir kesinlikle söylüyorum, öğretmenler arasında yüzde 26 payı olan yandaş sendikanın okul yöneticilerinin yüzde 81'ine sahip olması yüzde 55'lik AK PARTİ kontenjanının kullanıldığını göstermektedir. Yüzde 55'lik hıyanet, yüzde 55'lik hak gasbıyla karşı karşıyayız. Rakamlar bunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bunun kaçacak, göçecek yeri yok. Yani çıkıp konuşuyor, ezbere konuşuyorlar. Ne konuşuyorsunuz kardeşim? Sizin Başbakanınız Davutoğlu'nun oturduğu evin bir aylık kirası 52.720 lira. Çıkın, bunu açıklayın. Türkiye'de 52.720 liraya bir evde oturan bir başka Allah'ın kulu var mı yok mu, ben bunu öğrenmek istiyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - El kol hareketi yapma!

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu denli pazarlık ve bu denli haksızlık cumhuriyet tarihinde görülmemiştir. Bu tavrın ne açıklaması ne mantığı ne aklı ne ahlakı ne de izanı vardır. Muhalif olduğu düşünülenleri Millî Eğitimdeki yönetimlerden süpürmek hukuk devletinin değil, çadır devleti kafalılarının yapabileceği bir iştir. Hükûmet bu konuda hesap vermelidir. Bakanlık derhâl soruşturma açmalıdır. Bakan, bir bütün olarak, sözde sınava girenlerden özür dilemelidir. Yapılanların bir tek izahı vardır; o da Millî Eğitimde partizanlığın zirveye vurduğudur.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - El kol hareketi yapma!

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Burada ayıbı siz yaptınız, onu anlatıyorum.

Yıl 2014, Sayın Nabi Avcı Bakandır. Çıkarılan bir yasayla bütün okul müdürlerinin görevleri sona erer ve bunun yerine sınav yapılır, sınavlarda müdür olmak için 90 puanın üzerinde alanların yüzde 92'si -buradadır sınav sonuçları- AKP yanlısı sendika olan EĞİTİM-BİR-SEN üyesidir. Liste elimde, sonuçlar buradadır.

Böyle bir haksızlığı sınav diye yapanları, sonuç diye açıklayanları, Yüce Peygamberin yaptığı gibi, sınav sonuçlarını ayaklarımın altına alarak protesto ediyorum, çiğniyorum, bunu!

(Hatibin elindeki dosyayı yere atıp üzerine basması)

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hocam, sakin ol, yapma Hocam.

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bunu da burada bırakıyorum; gelin alın, inceleyin. (MHP sıralarından alkışlar)