| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 02.12.2014 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 655 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 43'üncü maddesinde vermiş olduğumuz önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddeyle, önce telefon dinlemelerinin sözde sınırı çizilmektedir. "Sözde sınır" diyorum çünkü burada çizilen sınır adli dinlemelerle ilgilidir. Oysa gerek MİT Kanunu'na göre gerekse diğer önleme mevzuatına göre yapılan dinlemelerde ve istihbari dinlemelerde zaten sınır yoktur. Dolayısıyla burada bu dinlemelerle ilgili olarak söyleyeceğimiz son söz, isteseniz de herkesi dinleyip kaydedemezsiniz. Yüce Mevla, siz de dâhil olmak üzere herkesin yaptıklarını eksiksiz kaydediyor, zamanı gelince kendi yaptıklarınızı da elbette göreceksiniz. Onun için bu dinleme işinden kendinizi kurtarın.
Yine bu maddeyle, "katalog suç" tabir edilen devletin birliğine, ülkemizin bütünlüğü ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların çerçevesini genişletip cezaları artırıyorsunuz. Devletin birliği, bütünlüğü ile anayasal düzene karşı işlenen suçlardan cebir ve şiddet içerenler ile cebir ve şiddet içermeyenlerin birbirinden ayrılması lazım. Vakit varken burada, bu durum düzeltilmelidir. Geldiğimiz noktada burada görüşülen kanunların anlamı ve önemi kalmadı arkadaşlar. Niçin burada görüştüğümüz kanunların önemi kalmadı? Çünkü iktidar ne kanun ne Anayasa ne de mahkeme kararı tanımıyor. Mahkeme iktidarın istemediği bir karar verirse o kararı hükümsüz kılmak için bütün hukuk teorileri ve mantığı yok sayılarak kanun çıkartılıyor. Sonuç olarak mahkeme kararına uyulmuyor. Bu da yetmiyor, Hükûmetin istemediği kararı veren hâkimler, savcılar tayin ediliyor. Mahkemeler iktidarın keyfine göre yeniden dizayn ediliyor. Soruşturmayı yürüten polisler tayin ediliyor. İktidar aynı konuda şubat ayında farklı, aralık ayında farklı düzenlemeleri savunup birbirine taban tabana zıt kanunları burada görüşüp çıkartıyor. Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile HSYK Kanunu'nda ve birçok temel kanunda değişiklikler yapıyorsunuz. Bu uygulamaya niye tevessül ediyorsunuz? Tabii ki hangi kanunun Anayasa'ya aykırı olduğunu bal gibi biliyorsunuz. Ama herkesin bildiği gibi Anayasa Mahkemesinin kararları geriye yürümüyor. Kanunun yayınlanmasından Anayasa Mahkemesi kararının yayınlanmasına kadar geçen sürede birçok müktesep hakkı ortadan kaldıran uygulamaları gerçekleştiriyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, "Adalet mülkün temelidir." Bu mülk sizlerin birtakım yakınlarınızın yatak odalarındaki kasalarında ya da ayakkabı kutularında biriktirdikleri değildir. Bu mülk devlettir, temelleri ile oynaya oynaya çökertmeye çalıştığınız Türkiye Cumhuriyetidir. Unutmayın, devletin temellerini yıkarsanız devlet yıkılır, devlet yıkılırsa siz de devletle birlikte yok olursunuz ama tarih sizi hayırla yad etmez. Hayırla yad edilmek istiyorsanız devletimizin, milletimizin bekasını sağlayacak adil ve kalıcı kanunlar yapınız. Birilerini korumak için çıkartılan kanunlar kimseye yar olmaz. Bakınız, Hazreti İmamı Azam'ın kendisine bir gün bir çocuk getiriliyor, çok bal yemesinden şikâyet ediliyor. Diyor ki: "Bunu kırk gün sonra getirin." İmamı Azam, kırk gün sonra çocukla konuşuyor ve çocuk bu fazla bal yeme alışkanlığından kurtuluyor. Diyorlar ki: "Ya, o gün geldiğinizde niye bu meseleyi çözmediniz de bizi kırk gün sonra tekrar buraya kadar yordun?" Diyor ki: "Yahu, o zaman ben de bal yiyordum. Benim de yaptığım bu işlerden dolayı çocuk üzerinde vereceğim nasihatin etkili olmayacağını düşündüğüm için be o gün nasihat etmedim. Bu işten vazgeçtikten kırk gün sonra nasihat ettim ve çocuk üzerinde de etkili oluyor."
Şimdi, arkadaşlar, kanunlara önce siz uyacaksınız, kanunlarla oynamayacaksınız, bu kanunlarla oynamanın sonu gelmez ve yaptığınız bu her kanunla oynama size de, ülkemize de, milletimize zarar getirir. Ülkemizin birliği, bütünlüğü için hep birlikte ortak akılla kanunları üretelim. Bu geçici tedbirlerle bir sonuç alamayız.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)