| Konu: | MHP Grubunun, 2/12/2014 tarih Mersin Milletvekili Mehmet Şandır tarafından, Mersin ilinin sorunlarının araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 2/12/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 4 Aralık 2014 Perşembe. günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 04.12.2014 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Türkiye'mizin çok sorunları var ama milletvekili olmakla şeref duyduğum Mersin'in sorunlarını burada size ifade etmeyi bir görev biliyorum.
Değerli milletvekilleri, Mersin'i biliyorsunuz. Mersin, Türkiye'nin Güney Akdeniz sahillerinde 15.620 kilometrekare yüzölçümü olan, 320 kilometre sahili olan, 108 kilometrelik tabii kumsalları olan, 1 milyon 700 bin insanımızın yaşadığı çok güzel, benim tabirimle zenginliklerin ve güzelliklerin merkezi. Ama, Mersin ilinin gerçekten Mersin'e yakışmayan, Türkiye'ye yakışmayan, ifade etmekte zorlanacağımız birçok sorunu bulunmakta. Değerli milletvekilleri, bunları kısaca ifade etmek istiyorum. Her ilimizin sorunu var, Türkiye'mizin sorunu var. Mersin'in bunlardan farklı birkaç sorunu var, onları ifade edeceğim. Ama bir sonuç olarak söylemek gerekirse on iki yılını dolduran AKP iktidarı on iki yılın sonunda Mersin halkını cezalandırmaktadır, inanınız ki Mersin halkına zulmetmektedir. Ben daha özel bir şey söyleyeyim, Hükûmetin uygulamalarıyla Mersin'de Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren insanlarımız cezalandırılmakta, onları temsil eden sayın milletvekilleri cezalandırılmakta. Ben tenzih ediyorum arkadaşlarımı ama Mersin'de yaşadığımız bir iki husus var, arz ettiğimde siz de hak vereceksiniz.
Değerli arkadaşlar, Mersin, Türkiye bütçesine vergi veren, katkı veren iller sıralamasında 6'ncı sırada. Türkiye'nin 81 ili içerisinde 6'ncı sırada ama merkezî bütçeden aldığı kaynak sıralamasında 26'ncı sırada. Bu bir sonuç, bu bir cezalandırma. On iki yılını dolduran AKP iktidarının Mersin'e yaptığı hizmetler, yatırımlar, Mersin halkına verdikleri, Türkiye genelinde Mersin'i 81 vilayetin 26'ncı sırasına getiriyor.
Değerli arkadaşlar, genel sorunlardan farklı bir iki sorunu söyleyeyim. Bakınız, Mersin'in en önemli sorunu, Mersin'e verilen sözlerin tutulmamış olmasıdır. 11 Ocak 2004 tarihinde dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir toplantıda Mersin'in, 2'nci turizm hamlesinin başlangıcı, merkezî olacağını ifade etti. Yani "Tıkanan Antalya, Muğla, İzmir'den sonra Türk turizminin yeni bir hamlesinin başlangıcı, merkezi Mersin olacak ve bunun için de Tarsus Turizm Bölgesi Projesi'ni başlatıyoruz." dedi. Ne zaman? 2004 yılında. Hatta "Bunu da 2007 turizm sezonuna yetiştireceğiz." dedi. 12 bin yatak kapasiteli, gerçekten uluslararası turizme Mersin'i açacak çok değerli bir yatırımdı ama 2007 geçeli yedi yıl oldu, şimdi ulaştığımız sonuç, bu Tarsus-Kazanlı turizm kompleksi tahsisleri iptal edildi. Böylelikle Mersin'in turizmde yeni bir hamlenin başlangıcı, merkezi olması hayali bitti. Hâlbuki bunun üzerine, sayın milletvekilleri, ilimizden seçilmiş bir sayın bakan o kadar büyük laflar etmişlerdi ki; "10 bin kişiye ekmek verecek, tarımına hizmet edecek, ihracatına hizmet edecek..." Hepsi sıfır oldu. Niye? Mersin halkına bir açıklama gerekiyor. Bu bir Mersin'i cezalandırmadır.
Bir başka husus: Yine aynı kapsamda Mersin ve Adana'nın arasına bir bölge havalimanı yapılacaktı. Törenler yapıldı, törenlere katıldık, temel atma törenleri yapıldı, yine sayın bakan büyük büyük laflar etti, sayın milletvekilleri de etti. Sonuçta, Çukurova Havalimanı -yakında şantiye binaları da sökülür götürülür- sözde 2013 yılı Akdeniz Oyunları'na yetiştirilecekti, müteahhitten böyle söz alınmıştı ama daha kazma vurulmadı.
Şimdi, bir ilde iki büyük proje, iki büyük yatırım bu şekilde noktalanırsa iktidarın, siyasi iktidarın Mersin halkına en azından bir özür borcu vardır. Tekrar ediyorum: AKP iktidarı, bu iktidar Mersin'de yaşayan 1 milyon 700 bin insanımızı -kaldı ki Türkiye'mizin her bölgesinden göçüp gelip rızkını arayan, hatta dünyanın neresinde bir Türk yaşıyorsa gelip yerleştiği Mersin'i- on iki yıllık iktidarının sonunda -bir hüküm cümlesi olarak söylüyorum- cezalandırmaktadır. Sebebi ne, bu sebebi anlatmaları lazım.
Bir başka husus: Bakın, havaalanının yapılmamış olmasının, turizm projesinin iptal edilmiş olmasının bir tabii sonucu olarak bugün Mersin çiftçisi perişan durumda. Muhtemel, benden sonra konuşacak sayın AKP milletvekili narenciyeyi kendisi anlatsın. Kaça satıyoruz bugün mandalinayı, portakalı? Satabildik mi? Dalında kaldı. Limon dalında kaldı. Sordum gelirken Silifke Ziraat Odası Başkanına: Mahsulün yüzde kaçı toplandı, satıldı, değerlendirildi? Yüzde 30 ile 40'ı arası, gerisi dalında. Değerli arkadaşlar, yağmuru yerse o limon da, o portakal da, o mandalina da artık ihracata gitmez, ölür. Şimdi, çiftçilerin, ziraat odası başkanlarının ortak bir talebini buradan ifade ediyorum: "Hiç olmazsa bankalara olan borçlarımız taksitlendirilsin, yeniden yapılandırılsın, biz afatı yaşıyoruz." Her sene yaşıyorlar aslında.
Bir hayal kurmuştunuz, "Havalimanını yapacağız, turizmi ilan edeceğiz, turist gelecek, ürünlerimiz para edecek, ürünlerimizi ihraç edeceğiz bu havaalanından." Vazgeçtik, vazgeçtik ama bu kadar aldatma ve kandırma sonunda, bu iktidara oy vermiş vatandaşların en azından bir özür hakları vardır, bir özür borcunuz var.
Bir başka husus: Bakın, 108 kilometre kumsalı var Mersin sahillerinin. Antalya doldu, Muğla doldu, İzmir doldu, turizm için yeni bir alana ihtiyaç var ama bu el değmemiş sahillerde şimdi nükleer santral yapacağız. Değerli arkadaşlar, bunun adı nükleer santral değil; bu, Akdeniz sahillerinde Rusya'ya bir üs vermektir, 4 tane koyu Ruslara tahsis ediyoruz. Ben bu santralin yapılacağı kanaatinde de değilim.
Bir başka şey: Artık görmüyor musunuz? Büyük ülkeler bu ağır sanayiyi başka ülkelerde kurup orada ürettiklerini dünyaya satıyorlar. Ruslar burada santral kuracaklar, enerjisini, elektriğini Türkiye'ye satacaklar.
Bununla da kalmadık, 15 termik santralin planlandığı ifade ediliyor. Adalet ve Kalkınma Partisinden seçilmiş sayın milletvekillerinin bunu anlatması, buna itiraz etmesi lazım. O termik santralin altında ne tarım olur ne turizm olur. Silifke'nin Akdere beldesine kurulan çimento fabrikasının altında turizm olur mu? Çimento fabrikası kuruyorsunuz. Hani büyük ülke, büyük devlettiniz? Çimento fabrikasını başka coğrafyalarda kurup ürününü buraya getirmeyi niye düşünemiyorsunuz da bizim bu cennet kıyılarımızda çimento gibi, mermer işletmeciliği gibi, maden işletmeciliği gibi...
Değerli milletvekilleri, bugün 4 Aralık Madenciler Günü, aslında madencilerin yas günü. Bakın, Ermenek'te yaşadığınız akıbeti yakında Mersin'de yaşarsınız. Mersin çiftçisi üretimden vazgeçerse hiç bilmediği bir alanda ölüme mahkûm olacaktır. Bunun sorumlusu bu iktidarın verdiği sözleri tutmayışıdır.
Bu sebeple, bu konunun görüşülmesini, değerlendirilmesini sizlerden de talep ediyor, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)