GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:24
Tarih:09.12.2014

FAİK TUNAY (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, benden önce kürsüye çıkan hatipler her şeyi çok detaylı bir şekilde anlattılar ama gerçekleri söylemek adına, bir uzlaşma aramak adına ve bu bedelli yasa teklifinden yararlanacak ve gecenin bu saatinde bizleri izleyen binlerin sesine bir kere daha kulak vermek adına ve onların haklılıklarını savunmak adına, kayıtlara geçmesi adına doğruları bir kere daha söylemenin faydalı olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, bugünkü bedelli yasa teklifini konuşmadan önce, aslında 2011 seçimlerinde hepimizin milletvekili seçildiği dönemde Cumhuriyet Halk Partisi olarak seçim beyannamemize koyduğumuz bir bedelli teklifi vardı. O teklif de çok hakkaniyetli, adil bir teklifti fakat o zaman iktidar olarak sizler buna karşı çıktınız ve dönem dönem milletvekillileri televizyon programlarına, tartışma programlarına çıktığı zaman, parası olmayanların askerlik yapmaması gerektiğini, parası olanların sadece bu haktan yararlanmasının bir eşitsizlik, adaletsizlik olduğunu söyledi ve Cumhuriyet Halk Partisinin bu teklifini tabiri caizse yerden yere vurdunuz. 2011 seçimlerinde hepimiz milletvekili seçildik, sadece altı ay sonra, bir defaya mahsus olmak üzere otuz yaşını dolduranların 30 bin lira bedelle bedelli askerlik yapmasını sağlayan yasayı geçirdiniz. O günlerde Cumhuriyet Halk Partisi seçim bildirgesinde de yine aynı şeyleri söylüyordu, belli gelir grubunun altında yer alan insanların bedelsiz olarak bu haktan yararlanmasını savunuyordu, bugün de aynı şeyleri söylüyor.

Bakın, bugün bizim önergemiz aslında bir uzlaşma önergesi, muhalefet olarak karşı çıkmak, iktidarın olumlu attığı adımları engellemek adına verilmiş bir önerge değil. Bu, iktidarıyla muhalefetiyle hak sahiplerinin gerçek anlamda adil bir şekilde bu haktan yararlanması için verilmiş bir önerge. Nedir? Biraz önce de söyledim, benden önceki hatiplerin hepsi bunu vurguladılar ama bir kere daha vurgulamakta yarar var. Birincisi, sosyal medyada olsun, kamuoyunda olsun yaşla ilgili çok ciddi problemler var. Gecenin bu saatinde bile hepimize gelen mailler var, telefonlar var, sosyal medyadan gelen mesajlar var. Bizim verdiğimiz önerge çok net ve açık: 1 Ocak 1989 tarihinde doğanlardan önce ve bu tarihte doğanlar dâhil bu yasa teklifinin bunları kapsamasını istiyoruz

İkincisi, bu rakamlar TÜİK'in rakamlarıdır, yoksulluk sınırı olan 14 bin TL'nin altında gelire sahip olan insanların bu haktan, bu yasadan bedelsiz olarak yararlanmasını istiyoruz ki bu, hepimizin sanıyorum onaylayacağı ve doğru bulacağı bir önergedir. Neden? Hepimiz konuşurken, bu kürsüden veya çeşitli yerlerde, televizyonlarda konuşurken ne diyoruz? "Anayasa" diyoruz, Anayasa'ya atıfta bulunuyoruz. Anayasa'nın 2'nci maddesi çok açık bir şekilde "Türkiye Cumhuriyeti devleti laik, sosyal hukuk devletidir." diyor. Eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti bir sosyal devletse, eşitlik varsa, adalet varsa, sosyal devletin o koşullarından bir tanesi gelir seviyesinin altında olan insanların, 14 bin TL'nin altında gelire sahip olan insanların bundan bedelsiz olarak yararlanması. Bunu getiriyoruz. Buna sanıyorum hiçbiriniz kendi vicdanlarınızda karşı çıkmayacaksınızdır.

Üçüncüsü, önergenin en önemli maddelerinden bir tanesi de şu: Süresini iki ay olarak koyuyorsunuz, biz diyoruz ki: 18 bin TL belki ilk başta çok büyük bir rakam olarak gözükmeyebilir ama Türkiye şartlarını düşündüğünüz zaman bazı insanlar için, çok insan için hatta bu çok büyük bir rakam. O yüzden, insanların kimileri kredi çekecek, kimileri borç alacak; bu parayı temin etmeye çalışacaklar. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki: "İki ayla sınırlı tutmayalım, bunu altı aya çıkaralım." Ama maalesef gördüğümüz şu ki: Hakikaten bu haktan yararlanmak isteyen insanların menfaatine dokunan, hakkaniyet ölçüsüne sahip olan bu önergemizin de bu tekliflerimizin de kabul edilmediğini görüyoruz. Şimdi, tabii, bunlar, bu insanların, bu haktan yararlanmasını isteyen insanların yanında olan, doğruları söylemeye çalışan bizleri üzüyor. Şöyle düşünüyoruz: Muhalefetin verdiği her şey, verdiği her önerge, verdiği her yasa teklifi acaba sırf "muhalefetten geliyor" diye mi reddediliyor? Yani burada Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, HDP hep iktidarın reddinde mi, iktidarın istemediği şeyleri mi veriyor da acaba verdiğimiz her şey sizin tarafınızdan reddediliyor diye düşünüyoruz. Şimdi, ben eminim ki siz de kendi vicdanlarınızda bu verdiğimiz tekliflere hayır diyemezsiniz ama maalesef, muhalefetten geldiği için bunlar kale alınmıyor.

Bir diğer önemli nokta, çok fazla konuşulmayan bir nokta daha var, o da, 2011 yılında bedelli yasa teklifini çıkardığınız zaman yurt dışında yaşayan insanların 10 bin euro bedelle bu haktan yararlanacağını söylemiştiniz fakat tartışmalar olduktan sonra o zaman Sayın Başbakan, bugün Sayın Cumhurbaşkanı bu bedelin yüksek olduğunu ve 6 bin euroya düşürüleceğini söyledi ve Bakanlar Kurulundan bu kararın çıkacağını, 4 bin euronun da hak sahiplerine iade edileceğini söyledi. Ama, aradan geçen üç yıla rağmen bu hak sahiplerine de, bu parayı verenlere de bu bedelleri geri ödenmedi.

Onun için diyoruz ki: Gecenin bu saatinde, hepimiz, vatandaşlarımız için, onların hakkaniyeti için adil bir şekilde bir yasa teklifini görüşüyoruz. Gelin, Cumhuriyet Halk Partisi olarak verdiğimiz bu önergeye sahip çıkın, bizi izleyen binlerce insanı ve gözü kulağı burada olan insanları mutlu edelim. Sırf muhalefetten geldiği için bu teklife, bu önergeye karşı çıkmayın, bunu el birliğiyle, bir uzlaşama içerisinde bu yüce Meclisten geçirelim diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)