| Konu: | 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 12.12.2014 |
AK PARTİ GRUBU ADINA BURHAN KAYATÜRK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 yılı Hazine Müsteşarlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Kıymetli heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dünya ekonomisi 2007 krizinden bu yana inişli çıkışlı bir görünüm sergilemektedir. Şu ana kadar tam anlamıyla bir düzelme olmamıştır. Üstelik, son bir yıllık dönemde, uluslararası kuruluşlar, küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü güncellemek zorunda kalmışlardır. Türkiye'nin yakın komşularında da büyük bunalımlar, yer yer savaşlar mevcuttur. Hem güneyimizde hem kuzeyimizde toplumsal olaylar ve iç savaşlar var, doğumuzda ve batımızda da durum pek iç açıcı değil. Dolayısıyla, komşularımız olan ülkelerin neredeyse tamamında ya savaş ya ambargo ya da ekonomik kriz var. İhracatımızın çok önemli bir kısmını yaptığımız AB ülkelerinin neredeyse tamamında ekonomik durum bir türlü iyileşemiyor. Son birkaç yıldır ülkemizin dışında bunca olumsuzlukların etkisini minimize etmeye çalışırken, içeride de enerjimizi harcamak zorunda olduğumuz ciddi sorunlar yaşandı; mesela Anayasa Mahkemesinin parti kapatma ve siyasete müdahale girişimleri, mesela Gezi olayları, mesela 17 ve 25 Aralık darbe teşebbüsleri bunlardan sadece birkaçı. Ayrıca, kronik Kürt meselesinin çözümünü ve barış sürecini baltalama ve engelleme çabalarıyla karşılaştık. Burada, maalesef, her türlü Vandalizmin yaşandığı ve 50 insanımızı kaybettiğimiz 6-7 Ekim olayları da var.
Değerli milletvekilleri, işte gördüğünüz gibi, 2007'den 2014'e kadar dünyada ve Türkiye'de birçok olumsuzluk yaşandı. Bu olayların tabii ki ekonomi üzerinde olumsuz etkileri de oldu. Ancak, bu bunalımlı süreçte emanetin ehil ellerde olması ve AK PARTİ'nin iktidarda olması Türkiye için çok büyük bir şanstı.
Türkiye, bizim dönemimizde sadece sorunlarla mücadele etmedi, aynı zamanda ekonomisini büyüttü ve büyük devlet olmanın gereğini yerine getirdi. Örneğin, bir taraftan tankımızı, gemimizi, helikopterimizi yaparken öbür taraftan fakirin fukaranın, mağdurun ve mazlumun yanında yer aldık. Ülkemiz, artık yardım alan değil, AK PARTİ Hükûmetiyle birlikte güçlenen bir ekonomi olarak Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Amerika'ya, birçok kıtaya yardım götüren, yardım dağıtan bir ülke hâline geldi. Büyük ülke olmak büyük bir ekonomi ve güçlü bir hazineyle mümkündür. Güçlü bir hazine olmazsa Van'daki depremzedenin derdine derman olamazsınız, milyonlarca Suriyeli göçmene kapınızı açamazsınız ve dünyanın dört bir yanına yardım götüremezsiniz. Allah'a hamdolsun Türkiye güçlü bir ülke olma yolunda kararlı adımlarla yürümektedir.
Hazinemiz döviz rezervleriyle doludur. 2002'de 28 milyar dolar olan döviz rezervi, bugün çok şükür 134 milyar dolara çıkmıştır. İktidara geldiğimizde 36 milyar dolar olan ihracatımız, 160 milyar dolara doğru tırmanmaktadır. Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında en az dış borcu olan ülkelerden biri konumundadır. Süper güçlerin borçlarının millî gelirlerine oranı yüzde 100 ve yüzde 120'lerdeyken Türkiye'nin dış borcunun millî gelirine oranının yüzde 33 olması çok önemli bir avantajdır. Gerek kişi başına düşen millî gelirde gerekse faiz, enflasyon ve birçok ekonomik alanda gösterdiğimiz başarılar dünyanın ekonomik otoriteleri tarafından mucize olarak kabul edilmektedir. İstanbul'daki dünyanın en büyük havaalanı ve çok önemli köprüsünün yanında, doğu ve güneydoğudaki en büyük tekstil kentini de inşallah Van'da kuruyoruz.
Ben bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)