GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:5
Birleşim:27
Tarih:12.12.2014

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın milletvekilleri, RTÜK'le ilgili Cumhuriyet Halk Partisinin düşüncelerini aktarmak üzere huzurunuzda bulunuyorum.

Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz ki artık dünyada herhangi bir ülkeye operasyon düzenlemek, o ülkeyi güçsüzleştirmek için askerî müdahaleler ya da konvansiyonel silahlarla müdahaleler ikinci planda kaldı. Onun yerine medya üzerinden yapılan operasyonlar söz konusu artık. O yüzden, bir ülkenin ulusal kanalları, medyası çok çok önemli ve ülke bütünlüğü, ülkenin daha ileri gitmesi için ciddi bir lokomotif görevi görmektedir. Türkiye'de televizyon kanalları, radyo ve televizyonlar gerçekten ülkenin ortak paydalarını artıracak bir işlev üstlenmesi yerine maalesef AKP'nin faydalarını aktarmaktadır ve bu yanıyla da Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, sadece son iki seçim dikkate alındığında bile, ne yazık ki ülkenin bütününe yönelik bir denetim anlayışını değil maalesef, sadece ve sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin ve yöneticilerinin kamuoyu önündeki durumlarını, çıkarlarını gözeten bir kurum hâline gelmiştir. Önümde buna ilişkin pek çok örnek bulunmaktadır. Ancak zaman darlığı nedeniyle fazla ayrıntılarına girmeyeceğim.

Sadece ve sadece, sayın milletvekillerim, Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde çıkan raporlarda Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı 30 kanal canlı yayın vermiş; öteki iki aday İhsanoğlu ve Demirtaş'ı da 2'şer 3'er dakika banttan yayın yapılmıştır. Bu anlamda, RTÜK, "Recep Tayyip üst kurulu" olarak işlev görmektedir ve o günden bu yana da şu anda özellikle Hükûmetin uygulamaları konusunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun bütün televizyon kanallarına gönderdiği kamu spotları, sayın milletvekilleri, 8,5 saati bulmaktadır ayda. Bir televizyon kanalı, 720 saat yayın yapabilmekte, bunun 8,5 saati Hükûmete ait olabilmektedir, bu zorunludur. Her bakanlık, altı bakanlık, televizyonlara RTÜK üzerinden bunu göndermekte ve yayınlatmaktadır. Bunların içeriğiyle ilgili olarak RTÜK'ün bile bir söz söyleme hakkı yoktur, gelen bakanlıktan aynen gönderilmektedir.

Sayın milletvekilleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun işlevleriyle ilgili sadece birkaç örnek vermek bile konunun önemini ve şu anda bizi dinleyen Hükûmet üyelerinin de cevap vermesini gerektirecek bir durumdur diye değerlendiriyorum.

Birincisi; sayın milletvekilleri, şu anda hâlen gündemde olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 2 üyesi -CHP'li üyesi- Sayın Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan'la ilgili olarak, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun sadece Adalet ve Kalkınma Partisinden 5 üyesinin verdiği oyla 3 kişilik bir komisyon kuruldu ve bu kişiler Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğinden atılmak isteniyor.

Burada, Başkan Sayın Dursun diyor ki: "Bize Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından yazı geldi: 'Bu 2 kişiyle ilgili ne yaptınız?'" Bu 2 kişi, 2 üye, Kanal A televizyonunun Atatürk'e hakaretinin ceza değeri taşıdığını söylüyor ve ceza verilmesini istiyor. Bu sırada çıkan karşılıklı değerlendirme ve tartışma sonrasında, Kanal A'ya ceza yerine 2 üyeye ceza verilmesi gündeme geliyor ve bunu Meclis Başkanlığının istediği söyleniyor. Sayın Akşener'in de dikkatine sunuyorum. Meclis Başkanlığının da, bizden RTÜK'e böyle bir yazısının gitmediği bilgisi bize ulaştı. Acaba RTÜK, Türkiye Büyük Millet Meclisini bile kullanır hâle mi gelmiştir?

Sayın milletvekilleri, bunun dışında, RTÜK'ün son dönemde uyguladığı yasaklarla ilgili olarak -bir kısmı kamuoyunda da yer aldı- Piyanist filmine RTÜK ceza verdi. Dünya bu filme Oscar ödülü verdi, RTÜK ceza verdi sayın milletvekilleri.

Yine bir başka örnek: Cumhuriyet gazetesinde geçtiğimiz ay yayınlanan Deniz Gezmiş'in kardeşi Hamdi Gezmiş'le ilgili röportajı, Fox TV'den İsmail Küçükkaya diyor ki: "Bu diziyi okuyun. Bu gazeteyi alın, alamıyorsanız cumhuriyet.com.tr'den izleyin." Sayın milletvekilleri, bu gizli reklama giriyor gerekçesiyle ceza verildi.

Bu anlamda, Türkiye'de, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, toplumun bilgilenmesi için değil, bilgilenmemesi için işlev üstlenmektedir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, yine iletişim fakültelerinde okutulan, toplumun doğru haber alma hakkını ve insanların, kurumların düşüncelerini aktarma hakkını kullanması değil, engellenmesi için şu anda işlev görmektedir.

Bu anlamda, sayın milletvekilleri, bir başka örnek de -isim veriyorum- Müşerref Seçkin, gazeteci, on bir yıl hapis istemiyle yargılanıyor sadece ve sadece Gezi olayları sırasındaki çekimlerde özen gösterilmediği, o çekimlerin toplumu değişik düşüncelere sevk ettiği gerekçesiyle. Diyelim ki gerdi, böyle bir şey on bir yıl cezayı hak ettirir mi sayın milletvekilleri? Maalesef, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda hazırlanan raporlar, ağır ceza mahkemelerinde bir delil dosyası hâlinde yani RTÜK bir delillendirme merkezi olarak da işlev görmektedir sayın milletvekilleri. Bu anlamda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun hem çalışma şekli hem hâlen... Bunu da yanıtlamasını istiyorum sorumlu bakanların, neden ihaleleri çıkmıyor kanalların? Neden bu kanalların ihalelerinde şu anda kamuoyuna ayrıntıları açıklanmayan farklılıklar gözetiliyor?

Sayın milletvekilleri, bu bütçe, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin son bütçesidir. Biz önümüzdeki yıl Cumhuriyet Halk Partisi hükûmeti olarak bu bütçeyi yaparken bütün topluma daha özgür medya vadediyoruz, insanların düşüncelerini özgürce açıklayabileceği ve yasakların olmadığı bir Türkiye vadediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Seneye görüşürüz, seneye.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Ya, on üç yıldır diyorsunuz, on üç yıldır diyorsunuz.

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Diyoruz ama önümüzdeki yıl bu yasaklarla birlikte biz bunu aşacağız, bunu aşacağız. Sizin dileğiniz de gerçekleşir diyorum, mademki sizin de dileğiniz bu demek ki.

AHMET YENİ (Samsun) - Rüya, hayal!

MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Biz Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Türkiye'ye daha özgür bir medya vadediyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)