| Konu: | 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 12.12.2014 |
CHP GRUBU ADINA FAİK TUNAY (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2015 merkezî bütçesi içerisinde yer alan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı bütçesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Nüfusu 200 milyonun üzerinde olan Orta Doğu'dan Balkanlar'a, Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar, kısacası dünyanın her yerinde akraba ve soydaş topluluğuna sahip büyük bir milletiz. Bu kürsüye geldiğimiz zaman ve her konuştuğumuz yerde, siyasi partilerimiz hangisi olursa olsun, hepimizin ilk söylediği cümle şudur ve gurur duyarız: Biz tarih sahnesine yeni çıkmış bir millet değiliz; devletler kurmuş bir milletiz ve bu milletin bir mensubu olmaktan da gurur duyarız. Altı yüz küsur sene hüküm süren koca cihan imparatorluğu Osmanlıdan sonra yoktan var edilen, âdeta küllerinden tekrar doğan genç cumhuriyetimizle her zaman gurur duyarız.
Bu vizyonla, bu inançla, bu misyonla parti ayrımı yapmaksızın 2010 yılında kurulan bir başkanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı. O zaman milletvekili olanlarınız hatırlar. Burada bütün siyasi partilerin uzlaşmasıyla, konsensüsüyle, ortak rızasıyla kurulmuş bir başkanlıktır.
Küresel vizyonumuza, küresel amaçlarımıza ve büyük devlet olmanın anlayışına, gereklerine uygun olarak kurulan bu başkanlığın iyi yaptığı çalışmaları, olumlu attığı adımları övmek bir muhalefet milletvekili olarak herkesten önce bizim de görevimizdir ve sorumluluğumuzdur. Bu kürsüye geldiğimiz zaman iyi yapılan şeyleri görmezden gelemeyiz. Bunları söylemek, bunları takdir etmek bizim boynumuzun borcu. Ama iktidarın ve bu kurumdan sorumlu olan Sayın Başbakan Yardımcısının ve bu kurumun tepesindeki yöneticilerin de şöyle bir sorumluluğu var: Muhalefetten gelen olumlu eleştirileri asla ve asla iktidarı yıpratmak için, iktidarı küçük düşürmek için olan eleştirilerden saymasınlar. Bizim vazifemiz yurt dışındaki soydaşlarımızla, akrabalarımızla ilişkilerimizi ekonomik, kültürel, sosyal, kısacası hayatın her alanında daha da ilerletmek, daha da geliştirmek.
Bu kurum, Adalet ve Kalkınma Partisinin bir kurumu değil. Bu kurum, Cumhuriyet Halk Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisinin ve Halkların Demokratik Partisinin ortaklaşa kurumu. Öyleyse bu kurumdaki bazı gerçekleri de görmek ve buradaki sorunlara değinmek bizim boynumuzun borcudur.
Geçtiğimiz günlerde hepimizin kamuoyunda yakından takip ettiği bir liste açıklandı. Bu liste neydi? Kamu kurumlarının bazılarına KPSS'siz yani sınavsız, torpilli insanların yerleştirilmesiydi. Burada isimleri tek tek zikredecek değilim, bugünkü bütçe konuşmasının gündemi de bu değil ama böyle bir kurumda, böyle bir kuruluşta amacımız eğer Türkiye'nin dışındaki, dünyanın her yerindeki soydaşlarımızla, akrabalarımızla ilişkilerimizi daha da ilerletmek, daha da geliştirmekse, burada torpil olmamalı. Burada sadece ve sadece bilgi, donanım, birikime dikkat edilmeli, burada liyakat ön planda olmalı. Bir bakanın yeğeni olmak veya bir bakanın tanıdığı olmak burada çalışmak için yeterli olmamalı.
Elbette ki o bakanın yeğeni, tanıdıkları, yakınları o liyakate sahipse, o bilgiye, o birikime sahipse, o donanıma sahipse buralarda görev yapacaklar ama buralara eleman alırken çok daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Bir diğer sıkıntı da şu: Başkanlığın ismi nedir? "Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı." Öyleyse bu, hiçbir mezhebi kapsamaz, bütün mezhepleri kapsar; Türk'ü, Kürt'ü, Alevi'si, Sünni'si, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı olan herkes bu Başkanlığın çalışma alanı içerisindedir.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının yurt dışındaki bazı çalışmalarına baktığımız zaman, maalesef ve maalesef, belirli grupların bu çalışmaların dışında kaldığını görüyoruz ve bu hepimizi üzüyor. Eğer biz bütün dünyada daha etkili olmak istiyorsak, daha aktif olmak istiyorsak, 77 milyonun hepsinin gücünü arkamıza alarak iyi işler yapmak istiyorsak, hayırlı hizmetler yapmak istiyorsak yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı Türk, Kürt, Sünni, Alevi diye ayrımcılığa tabi tutamayız. Onların hepsini bu Başkanlığın çalışmaları içerisine almamız gerekiyor.
Bir diğer sıkıntılı konu da şu: Yaklaşık bir yıl önce hepimiz takip ettik. Başkanlığımızda yani Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığında kamuoyunda "böcek" diye adlandırılan dinleme cihazları bulundu. Ne acıdır ki sadece kurumun Başkanının odasında değil, diğer başkan yardımcılarının odasında da bu böceklerden bulundu. Çeşitli iddialar ortaya atıldı, o zaman gazetelerde okuduk, televizyonlarda izledik; işte, 2 tane kadının bu dinleme cihazlarını koyduğu, bunların Adalet ve Kalkınma Partisinin kuruluş sürecinde yer aldığı söylendi. Daha sonra ilgili Bakan Yardımcısı çıkıp bunun doğru olmadığını söyledi. Biz muhalefet olarak bu böcekleri koyan insanların geçmişte hangi siyasi partilerde görev yaptığıyla, hangi siyasi görüşe sahip olduğuyla zerre kadar ilgilenmiyoruz. Bizim bir tane derdimiz var, üzerinden bir yıl kadar zaman geçti, bu kuruma bu böcekleri, bu dinleme cihazlarını kimler koydu, hangi amaçla koydu? Bunların yurt içindeki ve yurt dışındaki uzantıları nedir?
Bu kuruma konuşmamın başında da başlarken özel bir yer verdim. Çünkü burası, büyük devlet olmanın gereği olarak, yalnız Türkiye'deki vatandaşlarımızla değil, bütün dünyadaki soydaşlarımızla ve akrabalarımızla ilgilenen, onların dertlerine, tasalarına, sorunlarına çözüm bulmakla yükümlü olan, mükellef olan bir kuruluş. Biz eğer dünya devleti olduğumuzu iddia ediyorsak, yalnız Türkiye'de değil, Orta Doğu'da, Balkanlarda, dünyanın her yerinde daha güçlü bir Türkiye var iddiasında bulunuyorsa iktidar o zaman böyle bir kuruma böyle ahlaksızca işleri yapanlar kimse bunun bir an önce ortaya çıkartılması gerekiyor, ki biz de muhalefet olarak, vatandaşlar olarak bunu bilelim. Sıkıştığımız zaman son bir yıldır bir moda var. İktidarı eleştirdiğiniz zaman, edebinizle, adabınızla bile eleştiriyi yapsanız, olumlu yönde, yol gösterici eleştirilerde bile bulunsanız hemen paralelci yaftası yakıştırılıyor. Eğer iktidarı eleştiriyorsanız, iktidarın yaptıklarını beğenmiyorsanız hemen size yapıştırılan bir yakıştırma var, işte paralelci, paralelci milletvekili, paralelci yönetici, bilmem ne. Bu hastalıktan kurtulmamız gerekiyor. Eğer bu kuruma, bu kuruluşa bu böcekleri, dinleme cihazlarını Türkiye'nin içinden birtakım illegal oluşumların içerisinde yer alan insanlar koyduysa bunlar ortaya çıkarılsın, iktidarıyla, muhalefetiyle hepimiz bunlara gereken en ağır cezayı verelim. Bunları kimsenin savunması mümkün değil. Ama yok, bunun yurt dışı uzantıları varsa, bunun yurt içindeki uzantılarıyla beraber yurt dışı uzantıları varsa bunları da bilmek bizim hepimizin hakkı.
Ben bu vesileyle bir kere daha Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. İktidarın, muhalefetin kendisine yönelttiği olumlu eleştirileri dikkate almasını istiyorum. Muhalefetten gelen her şey sizin kötülüğünüze değil, aksine sizin yararınıza çünkü hepimiz aynı geminin içerisindeyiz, hepimiz ülkemizin daha da ilerlemesi ve daha da güçlenmesini istiyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)