| Konu: | 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 13.12.2014 |
HDP GRUBU ADINA ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle müsamahanız için teşekkür ediyorum. Bugün emek bileşenleri Ankara'da bütçedeki adaletsizliklere ilişkin olarak tutumlarını ortaya koymak için...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Daha önemli bir yerde.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - ...sokak hakkını kullanmak suretiyle miting yaptıkları için, konuşmacımız Sayın Ertuğrul Kürkcü de Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü sıfatıyla bu mitingin katılımcıları arasındaydı ve birazdan gelip Çalışma Bakanlığının bütçesi üzerine değerlendirmeleri o da, kendisi de sizlerle paylaşacaktır. Onun konuşma süresinin on dakikasını bu vesileyle ben kullanacağım.
Şimdi, Sayın Bakan, sizin de çok yakından ilgili, Adalet Bakanlığının da çok yakından ilgili olduğu bir husus Çalışma Bakanlığının da doğrudan çalışma alanıdır. Bu arada, burada olmayan sadece Kürkcü değil, Çalışma Bakanı da burada yok. Onunla ilgili değerlendirmeler de burada yapılacak ama Çalışma Bakanının da burada olması icap ederdi, bu değerlendirmeleri dinlemesi gerekirdi. Bürokratları not alarak bu değerlendirmeleri kendisiyle paylaşacaklardır. Zaten devlet mekanizması böyle, bürokrasi üzerinden gelen notlar üzerinden idare ediliyor. Biz buna aşinayız, biliyoruz. Çalışma Bakanı yerine de bürokratlar not tutuyor. Teşrif buyurdukları zaman bu notları kendisine de iletecekler diye düşünüyorum.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYUNU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Her zaman ulaşabilirsiniz Bakana.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Şimdi, Türkiye'de iş dünyasının, emek dünyasının sorunları üzerine, bilmiyorum, söylenmemiş ne kalmış. Esasında, söylenecek ne varsa söylendi. Peki, ne yapıldı? Ya, buraya koca bir hiç koyabiliyoruz. Hiçbir şey yapılmadı. Bakın, geçen sene yaklaşık üç ay, hatta üç aydan fazla bir süre, üç ay on gün gibi bir süre biz burada emek dünyasının sorunlarıyla ilgili, iş cinayetleri, iş kazaları vesilesiyle çokça konuşmalar yaptık. Hatta benim konuşmalarımın sayısal dokümanlarını bile burada sizinle paylaştım. Yola çıktık, işte Soma'daki 301 emekçinin katli ile ilgili olarak, o iş cinayetiyle ilgili olarak yaşamını yitiren yurttaşlarımızın, emekçilerimizin sorunuyla ilgili olarak biz buraya geldik, pek çok şey söyledik. Hükûmet de söz verdi, o iş cinayetinden sonra, yer altı iş cinayetinden sonra Hükûmet, başta Başbakan çıktı, halka söz verdi, dedi ki: "Biz yer altındaki çalışma koşullarını düzelteceğiz," Yaşam odası sözü verdi. "O cinayetlere sebebiyet verenlerin cezalandırılmasını sağlayacağız, yaşam koşullarını iyileştireceğiz, iş koşullarını iyileştireceğiz." dedi. Ardından şunu da söylediler: "Yer altında çalışma süresini kısaltacağız."
Emek dünyası burada iyileşme olur diye düşündü, öyle bir beklenti içerisindeydi -Sayın Bakan gelmiş, hoş gelmiş- ancak üç ay on günlük tartışmaların sonunda bu sözlerin yerine getirilmediğini gördük. Dediniz ki: "Yer altında çalışan insanların fazla mesai ücretleri hemen ödenecek." Son dakika gelişmesiyle burada getirdiğiniz bir önergeyle bunu bile ertelediniz, dediniz ki: "İş dünyası para vermeye hazır değil." Yılbaşına ertelediniz bunu. Yaşam odası sözünüz vardı, hiç tartışılmadı bile. Çalışma süresiyle ilgili sözünüz vardı, bunu da yerine getirmediniz, bu da olmadı. Bu sözlerin tamamı unutuldu.
Daha Soma'nın taziyesi yerdeyken Ermenek faciasını yaşadık, Isparta'daki trafik kazasını yaşadık ve çok sıradan olaylar gibi yaklaşıldı, maalesef ve maalesef fıtrat olarak değerlendirildi. Ya, bu bir kaza değil ki siz fıtrat olarak değerlendiresiniz, asansör faciası bir kaza değildi ki. Sayın bakanlar söz verdiler, komisyonlarda, geldiler, söz verdiler, dediler ki: "Eğer ki, kim suçlu bulunursa bulunsun, suçluyu tespit ettiğimiz anda cezalandıracağız, suçlu cezasız kalmayacak." Ermenek'te ortaya çıktı, o faciaya kimlerin göz yumduğu ortaya çıktı. Ne cezalandırma yaptınız? Cezalandırma yapılmadı.
Peki, emek dünyası açısından sorun sadece bunlardan ibaret midir? Değil. Türkiye'de emek dünyasında yer alan insanların büyük çoğunluğu taşeron uygulamasına tabi insan, taşeronla artık işler görülmeye çalışıldı. Peki, devletin taşerona ödediği para doğrudan doğruya emekçiye, elinde süpürge tutan insana verilmiş olsa devlet daha fazla mı para vermiş olur? Hayır, hatta daha az verir. Doğrudan doğruya devlet taşeron vasıtasıyla çalıştırdığı emekçinin, maaşını kendisi bankaya yatırsa -ki nihayetinde kimse çantayla götürüp, tek tek dolaşıp para vermiyor, bir tıkla herkesin maaşı bankada kendi hesabına gidebiliyor- doğrudan doğruya kendi hesabına aktarılsa devlet daha az para ödeyecek, devlet daha az para ödeyecek. Peki, niye özellikle taşerona işler havale ediliyor Türkiye'de? Birileri buradan nemalanıyor, o yüzden.
Şu anda, ben pek çok bakandan da bu uygulamanın vahşet olduğu değerlendirmesini duydum ve Meclisin de, komisyonların da resmî kayıtlarında bakanların da bu konuda sözü vardır, "Evet, bu uygulama çığırından çıkmış, amacından sapmış, doğru bir uygulama değildir." demişlerdir bakanlar. Peki, niye değiştirmiyorlar? Sebebini sizinle paylaşayım: Çünkü, taşeron uygulaması aynı zamanda bir rant uygulamasına dönüştü. Pek çok parti il teşkilatında, taşeron uygulamasında işe alınacak olan işçi, önce birkaç maaş bağış uygulamasına tabi tutuluyor.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Yapmayın, yapmayın!
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Yok ya! Nerede ya?
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Buna itiraz edemezsiniz, buna itiraz edemezsiniz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Yapma ya!
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Buna itiraz edemezsiniz, gerçekten...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Öyle bir şey olur mu? Ya, garibin ekmeği alınır mı?
ADİL ZOZANİ (Devamla) - A, bir saniye... Garibin ekmeğiyle oynamıyoruz, esasında parti il binalarında oturan...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kim alacak garibin ekmeğini? Yapmayın ya!
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Ayrıca, sizin partinizin ismini vermedim ki, niye rahatsızlık... Ben sizin partinizin ismini vermedim ki.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - O zaman isim ver.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bir saniye, ben sizin partinizin ismini vermedim ki, niye rahatsızlık duydunuz?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Hayır, "iktidar partisi" dedin ya.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Hayır, demedim, hayır, demedim.
RECEP ÖZEL (Isparta) - "İktidar partisi" dedin, "Pek çok parti var." dedin.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - "Pek çok parti il binasında." dedim. Niye hemen üstünüze alındınız? Ciddi ciddi, ben anlamadım, niye üstünüze alındınız? Bakın, üzerinize hemen alındınız. Bakın, bir sorundan söz ediyorum. İnsanların emekleri bu şekilde sömürülüyor.
Hadi bir başka uygulama problemi daha...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Yani, bütün siyasi partiler mi yapıyor bunu?
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bir saniye, bir dakika sürem kaldı, kullanayım.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sayın Zozani, ismi ver, hesabını soralım.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bir saniye, sonra ismi size vereceğim.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - İsmini ver, hesabını soralım.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Söz, ben size ismi vereceğim.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Bekliyorum. Ver ismini, hesabını soralım çatır çatır.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Ben de size o ismi vereceğim, ben de size isim vereceğim, gerçekten isim vereceğim.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Emek sömürenin burnundan getiririz.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Evet, ben size isim vereceğim.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Bekliyorum.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Sayın Külünk, ben size isim vereceğim, söz veriyorum, vereceğim.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Eyvallah.
HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Bitlis) - İŞKUR'dan aldığınız işçiler hangi partiden?
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bir nokta daha söyleyeyim size, bir hususu daha size söyleyeyim.
ADNAN KESKİN (Denizli) - İsmi bilinenler var ya, bakanların çocukları.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bakın, bu uygulama o şekilde, o kadar vahşi bir şekilde dizayn edilmiş ki işçi çalışıyor, beş yıl çalışıyor bir yerde, on yıl çalışıyor, taşeron değiştiği zaman o işçilerin hepsinin işine son verilebiliyor; taşeron kendi işçisiyle geliyor, kendi işçisiyle gidiyor. Peki, on yıl orada çalışan insanın müktesebatı ne olacak? Buna ilişkin düzenleme gerekiyor, defalarca bu kürsülerde ifade ettik ancak bugüne kadar hiçbir iyileştirme yapılmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Eminim, devamını Sayın Kürkcü getirecektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum.